Günümüz dijital çağında sosyal medya, sadece sosyal ilişkileri değil, aynı zamanda bireylerin kendilerini algılayış biçimlerini de derinden etkiledi. Güzellik standartlarının adeta yeniden tanımlandığı günümüzde estetik ameliyatlar popüler hale gelmeye başladı. Diyarbakır’da estetik operasyonlara olan talebin artışı da bu küresel çapta dönüşen güzellik algımız ve efektlerin bireyler üzerindeki etkisi tetikliyor. Özellikle burun estetiği, tüm Türkiye’de olduğu gibi Diyarbakır’da da en fazla tercih edilen operasyonlardan biri haline geldi. Peki, bu talebin ardındaki motivasyon nedir?
Pandemi ve deprem gibi toplumsal kriz dönemleri, insanların estetik taleplerinde bir duraklamaya neden olmuş olsa da bu süreçlerin ardından yeniden yükselişe geçildiğini görüyoruz. Diyarbakır’da son bir yılda estetik ameliyatlarda yüzde 20’lik bir artış söz konusu. Her ne kadar estetik denilince insanların akılına kadınlar gelse de erkeklerde de bu oran azımsanacak nitelikte değil. Son dönemlerde erkekler de estetiğe yoğun ilgi göstermeye başladı. Burun estetiğine kadın ve erkekler neredeyse eşit oranda talep ediyor.
Bu artışın arkasındaki en büyük etkenlerden biri, hiç şüphesiz sosyal medyada pompalanan güzellik algısı. Mobil cihazlarda kullanılan filtreler ve efektler, bireylerin gerçek görüntülerini adeta silerek, hayali bir estetik standart yaratıyor. İnsanlar bu sanal güzellik normlarına ulaşma isteğiyle estetik operasyonlara yöneliyor. Bu durum “makul güzellik” anlayışını kökten değiştiriyor. Artık doğallık yerine, kusursuzluk arayışı toplumun genel kabul gören estetik standartlarına dönüşmüş durumda.
Estetiğe olan bu ilgi, sadece fiziksel bir müdahale arayışı olarak değerlendirilemez. Psikolojik boyutlarını ele aldığımızda, bu taleplerin altında yatan en önemli nedenlerden birinin “kendini kabul etmeme” olduğu görülüyor. Birçok kişi, aslında kendi bedenine yabancılaşmış durumda. Bu yabancılaşmanın ardında ise çocukluk döneminden başlayarak karşılanmamış duygusal ihtiyaçların etkisi var. Bu durum, bireylerin kendilerini toplumsal normlara daha uygun hale getirmek için estetik operasyonlara başvurmalarına neden oluyor.
Sosyal medya üzerinde oluşturulan mükemmel estetik profiller, bireylerin beğenilme ve kabul görme arzularını körüklüyor. Ancak, bu çaba, çoğu zaman beraberinde tatminsizlik ve özgüven eksikliğini de getiriyor. İnsanlar, bir ideal güzellik standardına ulaşmaya çalışırken, aslında kendilerini daha fazla eleştirir ve kabul edemez hale getiriyor. Bu durumu daha da derinleştiren ise toplumun estetiğe bakış açısının değişmesi.
Estetik ameliyatlara olan bu talep, yalnızca fiziksel bir değişim ihtiyacını karşılamıyor. Derinlerde yatan psikolojik ve duygusal sebepler de bu sürecin bir parçası. Toplumun güzellik algısının sürekli değişmesi, bireylerin kendi bedenlerine olan memnuniyetlerini sarsarken, estetik operasyonlar bir kaçış noktası haline geliyor. Ancak, unutmamak gerekir ki, bu taleplerin ardındaki gerçek motivasyon, sadece dış görünüşle sınırlı değil; asıl mesele bireyin kendisiyle barışık olamaması.
Belki de çözüm, daha fazla estetik operasyon yerine, bireylerin kendilerini olduğu gibi kabul etmelerine yardımcı olacak toplumsal bir farkındalık yaratmaktan geçiyor. Sosyal medyanın estetik üzerindeki baskısına karşı durabilmek, bireylerin duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve onları kabul etmeyi öğrenmekle mümkün olabilir.
Bunların önü alınmazsa ilerde aynı renkte, boyutta tek tip insanlara dönüşeceğiz. Estetik yapmayan insanlar hor görülmeye, ötekileştirilmeye başlanacak. Ama dönem dönem değişen güzellik algısı böyle devan etmeyecektir. Önümüzdeki süreçlerde nasıl bir güzellik algısı ile karşılaşacağımızı bilemem ama kişinin kendi benliğiyle var olmayı öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum.