Türkiye’de genç işsiz almış başını gidiyor. Tüik verilerine göre; 3 milyon 57 bin işsiz var. Üniversite sayıları artsa da içi tamamen boşaldı. Üniversiteler dört duvardan ibaret olmaya başladı. Bununla beraber gençlerin okuma hevesi azalıyor, gençler garantili mesleki eğitimlere yönelmeye başladı. Son dönemlerde en fazla rağbet gören mesleklerin başında ise yaşlı bakımı yer alıyor. Yaşlı bakımının bu kadar rağbet görmesinin başında yurt dışı hayali yatıyor. Geleceğini ön göremeyen Gençler yurtdışına resmî yollarla gitme çabaları onları yaşlı bakımı okumaya yönlendiriyor. Tabi yurtdışına rahat bir şekilde gitmek imkansız. Uzun uğraş sonucundan bazıları gidebilirken, bazıları ise belli dolandırıcıların tuzağına düşüyor. Bu süreç içerisinde tecrübe kazanmak isteyenler yaşlı bakım evlerinde çalışıyorlar. Peki yaşlı bakım sorumluları ne gibi şartlarda çalışıyor?
Temel hakları ne kadar yerine getiriliyor?
Hasta ve yaşlı bakım personeli hastaların içinde aktif bir şekilde çalışıyor. Bütün ihtiyaçlarını karşılıyor ve psikolojisine destek olmaya çalışıyor. Bu süreç içerisinde bakım personelleri de yıpranıyor. Yıpranma payı yüksek olmasına rağmen yetkiler şartlarının iyileştirilmesi için gerekli adımları maalesef yapmıyor. SGK primleri gerekli statüde değil, emeklilik süreleri uzuyor. Maaş konusunda gerekli desteği görmüyor.
Avrupa ülkelerinde yaşlı bakımına bu kadar rağbet varken, Türkiye’de bu kadar değersizleştirilmesi içler acısı durumda.