Türkiye'de sokak hayvanları üzerine tartışmalar, artık bir vicdan meselesi halini aldı. Son dönemde TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen ve kamuoyunda "katliam yasası" olarak bilinen Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, sadece hayvan hakları savunucularını değil, vicdan sahibi her bireyi derinden etkiliyor. Yasanın ilk 5 maddesinin kabul edilmesi ve özellikle 5. Maddenin getirdiği sokak köpeklerinin öldürülmesine dair düzenlemeler, tepkilerin daha da arttırdı.
Bu yasanın kabul edilme süreci, yalnızca meclis koridorlarında değil, toplumun dört bir yanında yankı uyandıran bir halkayla devam ediyor. Toplumda hayvanlar üzerinde son dönemlerde artan şiddet, işkence, tecavüz vakalarına karşı yaptırımı olmayan cezalar, hayvanları daha da savunmasız kılıyor. Bu yasa hem sokak hayvanlarının hem de onların yaşam alanlarının yok edilmesine dair bir kapı aralıyor. Bu tür yasalar, sadece hayvanları değil, aynı zamanda toplumsal vicdanı da derinden yaralıyor. Meclis'te yaşananlar, sosyal medyaya yansıyan tepkiler ve sokaklarda devam eden protestolar, bu yasaya olan karşı duruşun net olduğunu gösteriyor.
Tartışmalı 5. Madde, sokak köpeklerinin öldürülmesini kolaylaştıracak düzenlemeler getiriyor. AK Parti'nin bu düzenlemeyi, Meclis’in tatile girmeden yasalaştırmak istemesi, yasayla ilgili endişeleri daha da büyütüyor. Bu durum, sadece sokak hayvanlarının değil, toplumun kendisinin de yok sayıldığını gösteriyor.
Muhalefet, bu yasaya karşı büyük karşı duruş sergiledi. CHP ve DEM Parti milletvekillerinin Genel Kurul’da kırmızı boyalı beyaz eldivenler takarak ve "Öldürme yaşat", "Kanlı yasaya hayır", "Yasayı geri çek" yazılı pankartlarla protesto eylemleri düzenledi. Bu protestolar meselenin sadece siyasi bir tartışma olmadığını, aynı zamanda bir insanlık sorunu olduğunu gözler önüne seriyor.
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuz Yılmaz, "AK Parti bu teklifle 'sokak köpekleri ya ölecek ya öldürülecek' diyor, kanun teklifinin bu maddesi ölümdür! AK Parti milletvekilleri, siz hayvanları öldürmek istiyorsunuz! Çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız" şeklinde tepkisini dile getirirken,
DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca da "Katliam yasasının omurgasını oluşturan maddeyi konuşuyoruz. 'Ötanazi çıkarılıyor' diye manipüle ettiniz, 'ötanazi' demeden ötanazinin dik alasını getiriyorsunuz" demişti. Bu tartışmalar üzerine yasada büyük tepki toplayan ‘ötenazi’ kavramı kaldırıldı.
Veterinerler ise sorunun kökenine dair önemli bir noktaya parmak basıyor. Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki eksiklikler, özellikle yerel yönetimlerin sorumluluklarını yerine getirmemesi ve cezasızlık durumu, sahipsiz hayvan popülasyonunun artmasına neden olduğu her seferinde dile getiriyor. Bütün veterinerler ve hayvanların hakları savunucular şu ortak açıklama her seferinde dile getiriyor: “Kanun çıkarılmış, sorumluluk verilmiş ama denetim yapılmamış, bütçe ayrılmamış, kanununun gereğini yapmayanlara yaptırım uygulanmamıştır."
AK Parti Trabzon Milletvekili Mustafa Şen'in açıklamaları, bu yasayı destekler bir tavır sergiliyor. Hayvan hakları savunucularını ağır bir dil le ilgi konuşan Şen “Bu ülkede iki grup vardır. Biri it taparlar diğeri it savarlar. Bu it taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz. O makul çoğunluğun aklına hesaba katmamız gerekiyor, o çözüm vardır” diye açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de sokak hayvanlarıyla ilgili bu yasada yapılacak düzenlemelerin, sadece hayvanların değil, tüm toplumun geleceğini etkileyeceğini unutmamalıyız. Sokak hayvanlarının yaşam hakkını savunmak, aynı zamanda insanlığın temel görevidir. Toplum olarak, hayvan hakları konusunda vicdanımızı dinleyerek, bu yasa karşısında durmak zorundayız. Unutmayalım ki, bir toplumun gelişmişliği, yalnızca insanların değil, tüm canlıların yaşam haklarına gösterdiği değer ile ölçülür.