Üniversite Giriş Sistemi Değişecek mi?

Şeyhmus Kaya

Üniversite sınav sisteminin sil baştan yeniden değiştirilmesine ilişkin haberler son zamanlarda artmaya başladı. Son 20 yılda defalarca değişim geçiren üniversite giriş sistemi , maarif modelinin tartışmalı olarak devreye girmesiyle tekrar gündeme geldi.

Yeni eğitim modeline göre sınavda sorulan bazı konular müfredattan çıkartıldı. Yeni dönemde özellikle 9. Sınıflarda sosyal branşlar başta olmak üzere yorum ve yaratıcılığa dönük uygulamaların ağırlığının artma durumu, çoktan seçmeli sınav sistemine dayalı olan mevcut YKS sistemini zorunlu olarak değiştirmeye itecektir. Peki yeni eğitim sistemi beraberinde nasıl bir üniversite seçme ve yerleştirme sistemini zorunlu kılmaktadır. Sistem değişmezse ne tür sorunlar yaşanabilir?

Var olan sistem sadece çoktan seçmeli sorulardan oluşmakta. TYT daha çok bilgiyi sentezleme, AYT ise bilgiyi kullanma becerisini ölçmeye dönük bir yapıdayken, yorum ve sentezin ön planda olacağı söylenen maarif adıyla devreye sokulan yeni eğitim sisteminde soru formları nasıl hazırlanacak?

Ölçme ve değerlendirme açısından en önemli noktalar, uygulanacak sistemin geçerliliği güvenirliği ve objektif olması gerektiğidir. Klasik soruların sorulacağı yazılı sınavlarla gençleri var olan sistemle değerlendirmek akıl dışı olacaktır. Bir başka ifadeyle çoktan seçmeli test tekniğine dayalı olan mevcut üniversite giriş sınavı ile yeni eğitim modelinin uygulamalarıyla sağlıklı sonuçlar almak mümkün gözükmüyor. Yeni eğitim öğretim dönemi çoktan başladı ve ilk yazılı sınavlarına az kaldı. Bu konuda şimdiye kadar çoktan ciddi bir tartışma ve düzenlemeye gidilmesi gerekiyordu. Ne yazık ki memlekette nehri geçerken at değiştirme alışkanlığı halen devam ettiği için tabiri caizse son dakika golü atmayı iyi beceriyoruz. Geçmişte bunun sayısız örneklerini yaşadık.

Ülkede eğitim üzerine ciddi araştırmalar yapan çevrelerin yeni eğitim modeli ile olası yeni üniversite giriş sistemi üzerine yaklaşımlarına baktığımızda bir çok farklı senaryoya ulaşmak mümkün. Bunlardan bir tanesi de sınavın yılda birden fazla uygulanabileceği yönündedir. İçeriğin ve soru formatlarının nasıl olacağına dönük henüz ortada bir bilgi nede bir tartışma söz konusudur. Yılda bir den fazla uygulama olması durumunda müfredatta yer alan konuların ne kadarının sınava katılacağı, kaç soru sorulabileceğine dönük her hangi bir bilgi ortaya koymadan bunu tartışmak daha başından problemli bir yaklaşım olur.

Gelin hep beraber olası birkaç senaryo üzerinde durmaya çalışalım;

Çoktan seçmeli sistem değerlendirmesi en kolay ve objektifliği en yüksek sistemdir. Fakat gençlerin düzeylerini yansıtması açısından en verimsiz sistem olduğunu söyleyebiliriz. Bu sistemin tersi bir model olan klasik sistem ise öğrenci düzeyinin yansıtılması açısından uygun olsa da değerlendirme açısından en dezavantajlı uygulamadır. Dolayısıyla bu açıdan baktığımızda uygulama açısından her iki sistemde tek başına sağlıklı olmayacaktır. Peki yeni eğitim sistemini de dikkate aldığımızda gençlerin düzeyini yansıtacak objektif bir değerlendirmenin yapılabileceği sınav formatı ayarlamak mümkün mü? sizlerde takdir edersiniz ki eğitim bilimleri ilke ve kurallarına baktığımız da hiçbir test ve uygulama bize mutlak anlamda objektif bir sonuç vermeyeceğidir. Ama hem müfredatı hem eğitim uygulamaları ile öğrencilerimizin yeteneklerini yansıtabilecekleri çok yönlü bir sistem kurulabilir.

Ölçme ve değerlendirme açısından baktığımızda ne tür soru tipleri bizi maksadımıza yaklaştırabilir. Yani gençlerimizin düzeylerini hangi ölçme aracı bize en sağlıklı sonucu verebilir? Sanırım bu konuda işler çok zor görünüyor. Soru sayısı , içerik ve ne tür ölçme aracının veya araçlarının kullanılacağına dönük ciddi bir eğitim çalıştayının yapılması gerekmektedir. Bu yönüyle baktığımızda ne çoktan seçmeli sınav türü ne de klasik tarzda uygulanacak sınav sistemi, sağlıklı ve kalıcı bir sistem için yetmeyecektir. Bu durum akla kaçınılmaz olarak şunu getirmektedir. Soruların bir kısmı çoktan seçmeli, bir kısmı boşluk doldurmalı, bir kısmı kısa anahtar kelimeli bilgi soruları ile evet/ hayırlı yada dogru/yanlış cevap seçenekli sınav şeklinde karma sorulardan oluşturulması gerekebilir. Aksi halde tek formatla hareket edilmesi durumunda ciddi kaotik sonuçlar oluşacaktır. Bir başka perspektiften de bakınca sanırım diğer etkili olabilecek senaryo da, merkezi sınavın etkisinin azaltıldığı, okul öğrenme süreçlerinin etkili kılındığı, öğrenci performansının çok bileşenli olarak yansıtıldığı bir sistem üzerinde durulması da en akla yatkın çözümlerden birini mümkün kılabilir.

Sonuç olarak yeni eğitim modeli de dahil eski yeni tüm uygulama ve deneyimlerin sonuçlarını dikkate aldığımızda en sağlıklı sistemin tüm taraflarıyla değerlendirilerek, gençlerimizin kobay olarak kullanılmayacağı ve her şeyin sonraya bırakılmayacağı en erken zamanda en verimli üniversite giriş sisteminin ivedilikle oluşturulmasının gerektiğidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.