EN BÜYÜK MİRAS NEDİR?
Her insan bir ağaç gibidir. Tohumdan başlar hayatı. Günden güne büyür tıpkı filizler gibi, ilgiye şefkate ihtiyacı olur, kocaman bir ağaç olana kadar…
Cansuyu verilir toprağına. Gözlerimizin önünde filizlenir.
Koruyup kollamak gelir içimizden. Hafif bir esse eğilir incecik fidan.
Zayıftır dalları, kovalarız kuşları taşıyamaz yuvalarını diye.
Yıllar geçer, güçlenir artık daha dayanaklıdır. Çiçek açar her bahar. İlk adımlarını atan bebeklerin etrafında nasıl ki toplarsan eşyaları zarar görmesin diye öyledir ayrık otları. Özen gösteririz, övünürüz çocuklarımızın başarılarıyla nasıl gururlanırsak. kışın yapraklarını dökünce telaşlanırız ya üşürse diye. Oysa ki çoktan öğrenmiştir. Yeniden hayata hazırlanıyordur.
Hatıralarını unutmayız hiçbir vakit. Her anı hep aklımızdadır.
Gözümüzden sakındığımız çocuklarımız gibi bakalım doğaya. En büyük ve en değerli mirastır bu dünyaya.
Bir ailenin çocuğundan ayrılması gibi, bir ağacın da doğayla vedalaşacağı elbet gelecektir. Yaşlanmış ayakta duramayacak hali kalmadığında doğadan almalıyız. Yeni bir bekleyiş, yeni bir doğa için tohumlar atmalı, fidanlar ekmeliyiz.
Defter, kalem, eşya olurken fidanlar yeni neslin arkadaşı, yoldaşı olmalıdır. Bu tamamen bizim elimizde öğretmemiz ve sürekli aklımızda tutmamız gerekir.