Son günlerde milliyetçilik/ırkçılığın/Kemalizm’in tezahürü olarak ortaya çıkan süregelen Kürt öğrencilere ve" Tevhit" bayrağını taşıyan vatandaşlara yönelik saldırılar. Konuya girmeden evvel DEM Parti’nin Antalya ilinde yapacağı bir toplantı için, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek' in salon tahsis etmemesi üzerine, DEM Parti yetkililerinin haklı tepkisi üzerine milletvekili Sırrı Sakik' in "Yengeme mezar yeri vermediler” tepkisi ve AK Parti, MHP’nin 30 büyükşehir belediyesi üzerine anlaşarak yerel seçimlere girmelerinin hemen akabinde Ahmet Türk' ün İktidara yönelik "Diyaloga kapılarımız açıktır " mesajı, DEM parti yetkililerinin kafalarını karıştırdı.
Ben bunun sebebinin, “tarihten bi haber olma", sosyoloji okuyamamaya bağlamakla beraber materyalizmin ve “ezoterik" dinlerin etkisinde kalarak, hala Kemalist soldan "MEDET" umma çabasının bir tezahürü olarak görmekten kaynaklandığını düşünüyorum. (Selahaddin Demirtaş’ın babasının vefatından sonra DEM parti tarafından paylaşılan mesaj.)
Konuya gelecek olursak, Kürt öğrencilere ve " TEVHİD " flamasını taşıyan vatandaşa saldıranların ortak özellikleri milliyetçi/ırkçı/Kemalist tabandan gelmeleri bana şaşırtıcı gelmedi. Çünkü, maalesef aldıkları eğitimin, kültürün “gereğini" yerine getirmektedirler. 100 yıllık hatta İttihatçıları dahil edersek 130 yıllık bir proje. Bugün basta Kürt sorunu olmak üzere Alevi meselesinden tutunda laiklik meselesine kadar var olan sorunlar bu projenin bize bir " HEDİYESİDİR "
CHP’nin 6 oku başta Kürtler olmak üzere, Müslümanlar, Aleviler, Kemalist olmayan solcuların sırtına 100 yıldır saplanmış hançer olarak durmaktadır. Laiklik oku AK Parti döneminde vatandaşın sırtından çıkarılmak ili birlikte, kalan 5 okun tamamı Kürtlerin sırtında, kalmak ile birlikte 2 ok ise hala Müslümanların sırtında durmaktadır. Saldırganların ortak özelliklerinden hareketle, saldırıya uğrayanların, bu " BELAYI" ortadan kaldırmak üzere, bir araya gelmeleri gerekir iken, bir araya gelememelerinin sebeplerini hep birlikte arayıp bulmak gerekmiyor mu?
Türkiye huzura kavuşacaksa herkes kendisine demokrasi istememeli, Fransız aydınlanma çağının en önemli filozoflarından Volter’in şu ünlü sözünü hatırlatmak isterim." SENIN DÜŞÜNCENE KATILMAYABİLİRİM, AMA DÜŞÜNCENİ SÖYLEYEBİLMEN İÇIN, SENINLE HER TÜRLU MÜCADELEYE VARIM"
İttihatçıların Serbesti Gazetesi’nin Başyazarı Hasan Fehmi ile başlattıkları, Sabahattin Ali ile devam edip Musa Anter' e kadar onlarca gazeteci ve yazarın öldürülmesi ile birlikte, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne çocuk, yaşlı, kadın demeden on binlerce insanın katledilmesini sebebi, İttihatçılar ile başlayıp Kemalistlerin devam ettiği projedir.
Sözümü Maide Suresi Ayet 32 ile bitirmek istiyorum. "Kim bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.”