Konuya girmeden evvel ehliyet ve liyakat üzerine Kuran’ın ilgili ayetlerinden bir tanesini hatırlatarak başlamak isterim. Çünkü, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar, gelen hükümetlerin tamamı bu konuda sınıfta kalmışlardır. Bu eleştirilerin yoğunlaştığı dönem, muhafazakar demokrat bir parti olduğunu iddia eden ve zaman zaman Kuran’ın referanslarına başvuran AK Parti hükümetleri döneminde olmuştur. NİSA/58 "Emanetleri o emanetlerin sahibine mutlaka tevdi etmenizi, teslim etmenizi Allah, muhakkak surette emreder" diyor.
Yerel seçimler yani, belediye başkanlığı ve meclis üyeliği seçimleri özü itibariyle genel seçimlere benzemez. Gösterilecek adayların belediyecilik deneyimi olması, özel şirket deneyimi olması, teknik eleman olması, maddi durumunun iyi olması ve en önemlisi dürüst olması gerekmektedir diye düşünüyorum. Emekli bir belediye personeli olarak maalesef Diyarbakır’da bugüne kadar bu kriterlerin hiç birine siyasi parti gözetmeksizin uyulmadığını, çok rahatlıkla söyleyebilirim.
Geçmişte Diyarbakır da Belediye Başkanlığı yapan zevattan kaç kişi Diyarbakır’da yaşıyor? Diyarbakır’ın taşına, toprağına, suyuna. İçkalesi’ne, Suriçi’ne, Hevsel bahçelerine bakıp kendini görmüyorsa lütfen adaylık için başvurmasın. Siyasi partiler bu tür adayların başvurularını, dikkate almasınlar. Yani Diyarbakır’a aidiyet duymayanlar biraz utansınlar ve başvuru yapmasınlar.
Bugüne kadar 33 medeniyeti ve halkı barındıran bu kadim kente yazık etmeyelim. Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi özellikle HEDEP’in bu sureci iyi yönetmesinin yolu, AK Parti ile iletişime geçerek ( bu konu AK Parti için de geçerli) çözüm yolları aranmalıdır. Kürd coğrafyasında bulunan AK Parti ve HEDEP yetkilileri ile yaptığım görüşmelerde (buna her iki partinin tabanları da dahil ) ittifak dahil her konunun görüşülmesi Türkiye’nin yararına olacaktır.
ALLAH YÂR VE YARDIMCIMIZ OLSUM.