Ağır eleştiri: Amedspor kimlik bunalımında

AMİDA HABER - 2014 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin takımı olan DİSKİspor, Amedspor’un isim hakkını aldı. 2014 yılında Amatör Lig’de oynayan Amedspor, yıllar içinde Deniz Naki, Şeyhmus Özer gibi isimlerle kitleselleşti, 10 yıl içinde sadece Diyarbakır takımı değil, bölgenin başka bir deyişle “Kürt takımı” unvanını kazandı. Her maçında 30-40 bin taraftarı ağırlayan Amedspor bu hafta sonu kongreye gidecek. Peki Amedspor nasıl kuruldu, hedef neydi, nereden nereye geldi? 2014 yılında takımın kongresinde ve yönetiminde bulunan dönemin Altyapı Sorumlusu Şêxmûs Sefer ile konuştuk. Aynı zamanda Sosyolog olan Sefer, iyi bir futbol okuru. Amedspor’un serüvenini ondan dinleyelim.
Kısa hikayeyi biliyoruz ama, 2014 yılında kuruldu Amedspor. Peki, rengi, amblemi nasıl belirlendi, o süreci anlatır mısınız?
Kongreye gittiğimizde Amedspor'un renkleri ve ismi konusunda çok nettik. İlk kongrede aldığımız kararların bizim için en bağlayıcı ve önemli olan iki maddesi takım renginin sarı kırmızı yeşil ve isminin de Amedspor olması yönündeydi ve kongreden de öyle bir karar ile çıktık. Uzun süre de öyle kaldı. Bizden sonra gelen yönetim maalesef sarı kırmızı yeşil olan rengimizi sarı kırmızı beyaz olarak değiştirdi. Amedspor yerine de Amed Sportif Faaliyetler olarak değiştirdi.
Bahsettiğiniz renkler yasal sıkıntıya neden oldu belki de…
Türkiye'nin kanunlarında sarı, kırmızı, yeşil renkler kullanılamaz diye bir ibare yoktur. İsimle ilgili de, Amed geçmişten bugüne kullanılan bir isim. Biz yönetiminden ayrıldıktan sonra, gelen arkadaşlarımızın federasyonla yaptıkları görüşmelerde makul yol olarak herhâlde bu önerilmiş kendilerine. O süreci bilmiyorum, duyumlarla aktarıyorum.
Amedspor’un kurulduğu dönemi hatırlıyorum. Atletico Bilbao’ya benzetiliyordu. Geçen 10 yıl da ne kadar yol kat edildi sizce?
Ben altyapı sorumlusuydum. A takım ile çok ilişkim yoktu. Özellikle alt yapıyı seçtim. Çünkü iyi projelerimiz vardı. Özellikle Sertaç Hoca'nın emeğini söylemeden bunu geçemeyeceğim. Bölgeyi geziyorduk, bir tarama yapıp, çocukları seçiyorduk. İl dışından getirdiğimiz genç çocukları DİSKİ’nin misafirhanesinde konaklatıyorduk; çünkü bizim tesisimiz yapım aşamasındaydı.
Athletic Bilbao, meselesine gelirsek, tam da bu. Takım, 1911’den bu yana yabancı futbolcu oynatmıyor. Tamamıyla BASK bölgesinde doğan futbolcuları oynatıyor. Ve yanılmıyorsam şu ana kadar sadece üç yabancı futbolcu oynatmış. Ve La Liga'da Barcelona ve Real Madrid’den sonra düşmeyen 3’üncü takımdır. Ulusal ve uluslararası düzeyde başarılara imza atmış bir takım. Ama en önemli başarısı hiçbir zaman ligden düşmemiştir.
Amedspor’a gelirsek…
Amedspor, maalesef bunun tam tersi bir örnek sergiliyor. Neredeyse Kürt çocuklarının oynamadığı bir takım hüviyetine bürünüyor gün geçtikçe. Her ne kadar dışarıdan bir elin parmağını geçmeyecek kadar Kürt futbolcu transfer etmişse de maalesef bunu altyapı için söyleyemeyiz. Ama adı Amedspor.
Var mı ki Kürt futbolcu, nasıl bulacaklar?
Bulamazlar çünkü aramıyorlardır. Amedspor'un böyle bir derdi yok. Bu hem ciddi bir emek ve hem de ciddi bir hayat algısı gerektirdiği için galiba sonuca ulaşamıyor! Belki tribüne oynamak ve popülerliğin peşinde koşmak daha cazip de geliyor olabilir. A takımından ziyade altyapıya yönelmeyi bir tercih olarak önüne koymuyor. Eleştiri yapıldığı zaman da ‘zaten altyapımız var’ denir.
Yok mu?
On yılı aşkındır Amedspor’un altyapıdan getirip A takımında oynattığı kaç futbolcu var? Belki de A takımının ilk onbirinin yedisi sekizi altyapıdan çıkmış ama benim haberim yoktur! Biz yönetimde olduğumuz dönem, alt yapıya yöneldik. Bir sürü eksikliğe rağmen halkın takımı olmaya çalıştık. Kuşkusuz halkı temsil edecek bir Amedspor oluşturmaya çalıştık. Ama şu an Amedsporun ciddi bir temsiliyet sorunu var. Bugün dünyanın her tarafında bir şekilde Amedspor’a temas eden Kürt kitlesi var. Avrupa’da yaşayan yeğenlerim ben gittiğimde karpuz çekirdeğinden ziyade Amedspor formasını istiyorlar. Bütün bir halkın, gencinden yaşlısına her kesimin bu teveccühünü böyle kolay heba etmemek lazım.
Amedspor'da Türk bir futbolcunun ya da Alman bir futbolcunun oynaması ne gibi bir sakıncası olabilir? İlla altyapıdan yetişen bir Kürt mü olmalı?
Hayır. Böyle bir iddia olmamalı tabii ki. İlla Kürt olmalı demiyorum. Ama bu soruyu tersten sormak lazım. Amedspor'un bütün deplasmanlarda, dışlanmasının, ötekileştirilmesinin nedeni nedir? Kürt takımı olduğu için değil mi? Otel verilmez, spor spikerleri ismini söylemez. Bahis şirketleri ismini sansürler. Bütün bunlar, sizin sorduğunuzun tersini bize söyletmeye çalışıyor. Diyor ki evet bu bir Kürt takımıdır. Ve Kürt takımı olduğu için de Kürt çocuklarının oynaması daha makul, daha gerçekçidir. Ben Bask ülkesine gittiğim zaman o kadar çok şeye sahip olduklarını gördüm ki bizim ne çok şeyden mahrum bırakıldığımızı, ya da çok şeyin bizden nasıl alındığını daha net görebildim. Müthiş bir şehir yapılanması, yaşam standartlarının kalitesi, anadilde eğitim hakları… Bütün bu kazanımlarına rağmen Athletic Bilbao’nun ‘hala’ yabancı oyuncu almamakta ısrar etmesini nasıl izah edebiliriz? Basklılar bizden çok mu bir geri noktadalar veya biz çok mu entarnasyonalistiz? Değil. Altyapıda çalıştığım dönem bütün altyapı futbolcularını toplayıp onlarla geleceğe yönelik sohbetlerimizde bazıları diğer takımlarda oynadıklarında kimi isminden dolayı kimi ise şehirlerinden dolayı dışlanmaya maruz kaldıklarını söylediler. Hem söylenen nedenlerden hem de maddi olgulardan kaynaklı çocuklarımızın kendilerini diğer takımlarda bulma şansı çok da yok. Tam da bunun için Amedspor, bizim çocuklarımıza alan açmalı.
Sizin yönetici olduğunuz dönemde imkanlar daha kısıtlıydı, Amedspor şuan Süper Lig için hazırlanan bir takım. İmkanlar daha iyi. Altyapının güçlendirilmesinin önündeki engel ne?
Altyapının verimli olması için Amedspor'un bütün koşulları mevcut. Ersun Yanal transfer olduğu zaman 2 milyon Euro transfer ücretinden bahsediliyordu. Şimdi biz bu 2 milyon Euroyla ya tesisleşmeye gideceğiz ya da, 'şov yapacağımız' isimleri getireceğiz. Amedspor şov yapmayı tercih etti ve öyle görünüyor ki bildiği yoldan da kolay kolay dönmeyecek. Çünkü halkın ve çocuklarının kulüp üzerinde bir etkisi yok, buna alan açılmıyor.
Amedspor, Rojin için sahada olacak
Söylediklerinizden şunu anlıyorum, Amedspor ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyor, temsiliyet krizi mi var?
Kimlik bunalımı denebilir, temsiliyet krizi denebilir. Sizin takımınızın adı Amedspor ise ve her anlamda bir bütünleşme sağlayamıyorsanız futbolcularınız ile coğrafyanızın bir bütünü ile renginiz ve diliniz ile o zaman ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyorsunuz demektir.
Amedspor’da Kürt oyuncular var. Çekdar Orhan var, Mehmet Yeşil, Oktay Aydın var…
Evet, varlar. Ve bazı taraftarların forma alırken Çekdar'ın formasını tercih ettiğini gözlemleyebiliyoruz. Çünkü kendini Çekdar ile özdeşleştiriyor. Bu küresel ölçekte olunca tabii ki Messi, Ronaldo oluyor. Ama sen buranın takımıysan, senin için rol model Çekdar'dır. Ya da Çekdar olmalıdır. En azından bu kültürü oluşturacak bir yapılanma içinde olmalısın. Sizin altyapınızdan futbolcu A takımına gelmiyorsa, yetişmiyorsa hiçbir şey yapamaz Amedspor. Bunun yerine iyi, yıldız futbolcular transfer etmeye çalışacaksın şampiyonluk için.
Bu kötü mü, Diyarbakır’ın Süper Lig’de bir takımı olacak?
Tabii ki altyapısıyla, yukarıda bahsettiğim faktörlerle birlikte Amedspor’un şampiyon olmasını gönülden isterim. Peki 14 yılın sonunda sadece bir lig atlamış olan bir takımın başarısından bahsedebilir miyiz? Ve varsayalım bu yıl şampiyon oldu. Peki seneye altyapıdan çıkmış kaç futbolcusu şampiyon olmuş takımın kadrosunda olabilecek; bir mi iki mi? Tabii ki sıfır! Ve gene büyük bütçelerle, büyük transferler ve büyük ihtimalle kümeden düşüş ilk seneden, Bilbao’nun La Liga gibi bir yerde 114 yıldır düşmediği gibi!
Amedspor’un Serik randevusu: Kaloğlu sınavı geçecek mi?
Hafta sonu kongreye gidecek Amedspor. 4 aday var. Yeni yönetim yapabilir mi bu dediklerinizi?
Açıkçası umutlu değilim. 6 ay sonra, bilemedin bir yıl sonra tekrar bir kongre olur. Ben onun için biraz ironi olsun diye Amedspor’a “Kongrespor” diyorum. Eskiden her lig bitiminde kongre olurdu. Şimdi artık dönem arası kongreler olmaya başladı. Bakalım nereye gideceğiz. Kürt sporu da Kürt siyasetine benziyor, ikisi de halkın hissiyatına önem vermeden, taleplerine kulak asmadan ‘işleri’ yürütmeye çalışıyor. Siyasette halk istediği kadar yönetim biriminde olmasını istediği kişiyi işaret etsin; günün sonunda karar veren başkaları oluyor. Sporda da bakıyorsunuz en ala ırkçı bir futbolcuyu Amedspor ya transfer etmiş ya da etmek istiyor. Ve taraftarların baskısıyla ya da baş edemeyecekleri bir direnciyle karşılaşınca o transferden vazgeçmek zorunda kalıyor. Acı olan o. Çünkü ya halkın ya da yönetimin durduğu zeminde bir problem var. Amedspor gerçekten bulunduğu yerin hakkını vermek istiyorsa, halkın taleplerini göz önünde bulundurmak zorunda. Uruguaylı yazar Eduardo Galeano “Futbol ateisti olmayan tek din” der. Ateisti olmayan dine mensup kitleleri asla kandıramazsınız.
Türkiye’de futbol daha çok iş insanları üzerinden yürütülüyor. Özellikle yöneticiler iş insanı. Dünya örnekleri de böyle midir?
Dünyada ve Türkiye'de böyle örnekleri varsa bile bizde bunun böyle olmasının kabul edilebilirliği yok. Arap iş dünyası İngiltere’den tutun Fransa’ya kadar birçok kulübü satın almışlar ve kendi çıkarlarına göre yönetiyorlar. Bugün bütün dünyada müthiş bir futbol endüstrisi var. Artık stadyumları dahi bir nevi AVM mantığıyla çalıştırıyorlar, zenginler neredeyse dar gelirlinin bir evine denk gelecek kadar bir bütçe ile yıllık localar kiralayabiliyorlar. Bunun için bugün bir işçi takımı olarak kurulan Liverpol’un taraftarları arasında dar gelirli insanları bulmak oldukça zordur. İngiltere'de yaşayan bir arkadaşım geçen konuştuğumuzda Premier League'de bir maçı izlemek için 440 pound ödediğini söyledi. Yoksul halkların oyunu olan futbol maalesef sınıf değiştirdi.
Soruma gelirsek, Amedspor’da da durum böyle mi?
Diyarbakır'da da iş dünyasının başından beri başını çektiği bir durumu var Amedspor'un. Kimin Amedspor’a başkan olup olmayacağını iş dünyası belirler büyük ölçüde. Bu ister istemez bir kırılma yaratıyor duygudaşlıkta, en azından bende böyle tezahür ediyor bu. Bir de siyasette olduğu gibi bütün dünyayı kurtarmaya aday Kürtler, sporda da rüştlerini ispat etmek için İstişare kurulu gibi sayıları otuz kırkı bulan bir heyet ile çalışıyor gibi görünüyor! Bir de yönetim kurulunu da eklersek neredeyse sayı elli altmışı geçiyor bildiğim kadarıyla. Kuşkusuz iş bölümü kavramı benim de önemsediğim ve değer verdiğim bir olgu günümüz dünyasında. Ama eğer işlevsel ve sonuç alıcı ise bir anlamı var. Kısacası aslında demokratik gibi görünen ama iki üç kişinin karar aşamalarında olduğu ve halkın çok da içerisinde olmadığı bir Amedspor yönetimi mevcudiyetini hep korudu.
Galatasaray’dan sonra Amedspor’da dahil oldu
Amedspor’a başkanlık yapan ama aynı zamanda para desteğinde bulunan iş insanının kazancı ne olabilir?
Sermaye sahiplerinin eğer kazançları bir yerde yoksa orada bulunma ihtimalleri çok az olur. Demin de söyledim, futbol endüstrisi ciddi bir sektör artık. Diyarbakır'da yaşayan bir iş insanının tanınırlılık derecesi Amedspor’a başkan olmadan önce ve başkan olduktan sonra aynı mıdır sizce? Bu bile bir kazançtır. Ama bütün gelişmeler bugüne kadar yapılanların Amedspor’a zarar verdiğini gösteriyor. Şunu söylemeliyim; kimliğini kaybeden bir kuruma tekrar kimlik kazandırmak zor. Bu kadar para veriliyor, iyi olduğu düşünülen bir teknik direktör getiriliyor. Futbolcuların bir kısmı Süper Lig'den transfer ediliyor. Ama başarı yok. Adorno'nun çok güzel bir sözü var. Diyor ki, yanlış bir hayat doğru yaşanmaz. Maalesef Amedspor uzun bir süredir yanlış bir yolda ve doğru şeyler olmasını bekliyoruz!
Başkan kim olmalı?
Evet, bence kim olmamalı sorusu üzerinden gidersek kimlerin olması gerektiğini daha rahat bulabiliriz. Kuşkusuz herkesin yönetime girmek ve Amedspor’un her hangi bir katmanında bulunma hakkı var. Ama Amedspor kesinlikle birilerinin kendilerini ‘piyasa’ya sürmek için aparatı olmamalı. Halkın duygularının bu derece güçlü olduğu, bağ kurduğu bir takımı bu derece yap boz tahtasına dönüştürmemeli. Mütevaziliğe de bir ölçüde hayatımızda yer verebilmeliyiz, paranız olsa da! Eğer futboldan anlamıyorsanız, çocukluğunuzda kucağınızda futbol topuyla uyumamışsanız ve bugün bir şekilde zengin olmuşsanız ve bu takıma gerçek anlamda vereceğiniz bir şey yok ise bari o çocukların çocukluk hayallerine ihanet etmeyin derim!
Bu röportajı okuyanlar, beklentilerinizin ya eleştirilerinizin bir kısmını çok marjinal bulabilir…
Belki marjinal bulunur belki de çok sıradan ve normal. Size bir örnek vereyim, Diyarbakır'da Kürtçe konuştuğunuz zaman bazen bu anormal karşılanıyor. Normal olan anormal olarak karşılanıyorsa durup düşünmek lazım. Aslında bu şehirde Kürtçe konuşmanız kadar normal bir şey yok. Yani sporda da bu aynı şekilde. Çok marjinal şeyler söylemiyorum ve çok olağanüstü şeyler de talep etmiyorum. Bugünden ciddi olarak başlansa, U14, 15, 16, 17 altyapı takımlarımız var. Bu hafta seçilecek yönetim ve başkan en az 5 yıllık bir periyodu önüne koymuş ve bunu gerçekten gerçekleştirilecek kadrolar oluşturmuş olsa 5 yıl sonra hedeflediği yere rahatlıkla gelecektir Amedspor. Tabii her konuşmada Atletico Bilbao’dan bahsetmek kolay, 1-0 önde başlıyorsun maça o zaman. Ama bu 100 yılı aşkın bir emek ve kültürdür. Bugüne kadar Amedspor yönetiminde bulunan veya perde arkasında ona yön veren bireylerin ve iş insanlarının -istisnalar hariç- maalesef kolay anlayabileceği şeyler değil. Sizin o zaman Bilbao gibi altyapı okulları açmanız, o okullardan yetiştirdiğiniz onlarca futbolcunun oynayacağı pilot takımlar oluşturmanız gerekir. Ve daha bir sürü emek ve zaman gerektiren şeyler…
Şuana kadar ki transferler içinde en kötüsü kimdi?
Ben çok takip etmiyorum. Ama en kötüsü Ersun Yanal'dı galiba.
Amedspor’un yeni üye almasını engelleyen bir madde var tüzüğünde. Sizin döneminizde mi eklendi?
Hayır, niye yeni üye alınmaz bilmiyorum. Trajikomik bir durum; halkın takımı ve üye olamıyorsun! Birileri burayı kendi denetimleri altında mı tutmak istiyor sorusu gelir akla ister istemez. Delege sayınız 300-500 ise bu sayıya daha rahat ulaşırsınız. Zaten bugüne kadar yönetim kongreye hep tek liste halinde gidiyordu. Amedspor, mevcut hali ile kan kaybediyor. Halkın rızası alınıyormuş gibi yapılan bu kongrelere bu takımın asıl sahibi olan halkın artık müdahil olması gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.