Diyarbakır 5 No’lu cezaevi: 80’li dönemin ruhunu yansıtacak
AMİDA HABER-Diyarbakır'da, 12 Eylül darbesi döneminde askeri cezaevi olarak kullanılan işkence ve kötü muameleleri ile bilinen Diyarbakır 5 No’lu E Tipi Cezaevi'nin restorasyon çalışmaları 10 Ekim’de başladı.
Genişliği 49 bin 204 metrekare, kapalı alanı da 16 bin 462 metrekareden oluşan cezaevi, restorasyon çalışmaları ardından "Anı ve Etnografya Müzesi" olarak hizmet verecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile o dönemde işkence ve kötü muameleye maruz kalanlarla beraber hazırlanan projede 1980-1984 yıllarındaki 5 Nolu cezaevinin ruhu yansıtılacak. İçinde müzeden kütüphaneye, kültür ve sanat birimlerine kadar pek çok bölümün yer alacak.
10 Ekim’de cezaevine sonradan eklenilen koğuş ve hücreler de yıkıldı. Diyarbakır Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından 70 kişilik ekiple restorasyon çalışmalarına başlandı. Cezaevinin ilk etabı 2025 Haziran'da tamamlanması beklenirken, müze çalışmaların 2025 sonlarına doğru tamamlanması öngörülüyor.
‘1980-1984’teki halini dönüştürülecek’
Amida Haber’e konuşan 5 Nolu Cezaevi Hafıza Müzesi Girişim Grubu üyesi Haluk Yıldızhan, cezaevinin müze çalışmalarının ne durumda olduğu hakkında bilgi verdi. Yıldızhan: “Restore çalışmasında bize verilen taahhütler doğrultusunda ilerliyor. Cezaevinin içi 1980-1984’teki halini dönüştürülecek. Geçmişten günümüze cezaevinin içerisinde çok fazla tadilatlar ve değişimler yapılmış. Koğuşların şekli, havalandırmaların şekli tamamen değiştirilmiş. En önemli taleplerimizden cezaevinin eski haline dönüşmesiydi. Restore çalışmaları için çok fazla bir araya geldik, bütün ayrıntıları konuştuk. Şu an o doğrultuda restorasyon çalışmaları yapılıyor ve kesinlikle o döneme göre dönüşecek” dedi.
‘Tüm aşamaları birebir takip ediyoruz’
15 kişilik komite üyesi ile bütün çalışmaları yakından takip ettiklerini dile getiren Yıldızhan: “10 gün önce 10-15 kişilik komite ile yetkililerle bir görüşme gerçekleştirdik. O dönemde cezaevinde yatan kişilere temsilen oluşabilir yönetim komitesidir. Bize proje ile ilgili bilgi verdiler. Yapılması gerekenler hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Şu anda yapım aşamasında. Bizler tüm aşamaları birebir takip ediyoruz. Oranın giriş çıkışları bizim komite üyelerine tamamen açık. Talepler doğrultusunda, istediğimiz zaman görüşmeler yapıyoruz” diye konuştu.
‘5 Nolu ile şu anki E Tip’in hiçbir alakası yok’
Restore çalışmalar başlatıldığında yanlış algı oluşturduğunu dile getiren Yıldızhan: şöyle dedi: “Cezaevini çevresinin çevrelenmesi çoğu medya tarafından yanlış lanse edilerek cezaevini yıkılıyor denildi. Biz üzerine hemen harekete geçtik. Yetkililer etrafındaki duvarı yıkmadan içeride işlem yapılamayacaklarını söylediler. Çünkü içeride çok fazla değişiklikler yapılmış. Bizim yattığımız dönemdeki 5 Nolu ile şu anki E Tip’in hiçbir alakası yok. Sadece koridorları ile kalmış ama iç yapısına büyük değişiklikler oluşmuş. Mesela iki katlı hücre kapatılmış, koğuşa dönmüş. Havalandırmalar daha büyüktü. Bizim zamanımızda ayrı ayrı koğuşlardı şimdi tek koğuşa dönüşmüş. Biz bunu kesinlikle kabul etmediğimizi o zaman söyledik. Bunun üzerine bu doğrultuda adım atıyorlar ve o haline getirilecek.”
Duvardaki yazılar gün yüzüne çıkartılacak
O dönemde psikolojik şiddet olarak kullanılan duvar yazıların gün yüzüne çıkartılacağını belirten Yıldızhan, şöyle dedi: “Geçmişte dubarlarda boyalar, yazılar, bayraklar, sloganlar vardı, bunların nasıl yapacağını da sorduk. Çünkü onlar silinmiş, üzerine boya yapılmış. ‘Biz orada yeniden boyama yapamayız. Çünkü orası artık sit alanı. Biz onu raspalama sistemi ile yeni teknolojik cihazlar kullanarak eski boyaları ortaya çıkartmaya çalışacağız’ denildi. Orası sit alanı olduğu için yeni bir boyama yapmak mümkün değil.”
‘Somut adımların atlamasını talep ettik’
Müzenin çalışmalarının ne zaman biteceğine dair bilgi veren Yıldızhan: “Şu an yapım aşamasında onların öngörüsüyle 2025’in sonu ile 2026’nın başı çalışmaların bitmesi öngörülüyor. Çünkü restorasyon ve tadilat işi bittikten sonra bu defa müze ilgili projeler çalışmalar yapılacak. Çalışmalar kısmen modem ve sanat anlamında yapıldı, bize gösterildi. Bir de bizim bazı itirazlarımız vardı. Sadece model sanat da anlatım değil somut adımların atlamasını talep ettik. Bu doğrultuda görüşmelerimiz devam ediyor bu süreç içerisinde bizi de bilgilendirecekler bu doğrultuda yeni adımlar atılacak” diye konuşmasını sonlandırdı.
Ne olmuştu?
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 1972 yılında yapımına başlanan Diyarbakır Cezaevi, 4 Temmuz 1980'de açıldı. Cezaevi, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra "Sıkıyönetim Askeri Cezaevi" olarak kullanıldı. Cezaevi, 12 Eylül'ün simge mekanlarından biri haline geldi. Askeri darbe döneminde yüzlerce tutuklu, ağır işkencelerden geçirildi ve insanlık dışı uygulamalara maruz kaldı. Birçok tutuklu, yaşananlara karşı ortaya konulan direniş sırasında hayatını kaybetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.