Diyarbakır-Şanlıurfa Yolu İlk Başlangıç Noktası Neresi?
Diyarbakır-Şanlıurfa Yolu İlk Başlangıç Noktası Neresi? Diyarbakır’ın Şanlıurfa ile bağlantı yolu tarih içerisinde yeni yolların inşasıyla hep değişmiştir.
Tarihte, Diyarbakır’ı Şanlıurfa’ya bağlayan yolun başlangıcında yer alan kapı olarak biliniyor. Diyarbakır’ı Urfa’ya bağlayan yolun başlangıcındaki kapı hangisi?
Peki, tarihte Diyarbakır’ı Urfa'ya bağlayan yolun başlangıcı neresi?
İşte merak edilen soru ve konuyla ilgili mekanların tarihi…
YOLUN BAŞLANGICI URFA KAPISI
Tarihte, Diyarbakır’ı batısından Urfa’ya bağlayan yolun başlangıcında Urfa Kapı yer alır. Surlarla çevrili Diyarbakır'dan Urfa'ya gidileceği zaman Urfa Kapı'dan çıkış ile yolculuk başlardı. Urfa Kapı, 4. yüzyılda inşa edilen Bizans dönemi kent surunun dört ana kapısından biridir. Urfa Kapı’nın tarihi de şöyle;
1183’TE YENİDEN DÜZENLENDİ
İki burç ve bu burçlar arasından, kente giriş çıkışların gerçekleştirildiği Urfa Kapı, Hasankeyf Artuklu Sultanı Nureddin Muhammed’in, babası Fahreddin Kara Arslan’ın üç kez kuşatmasına rağmen alamadığı Diyarbakır’ı, Selahaddin Eyyübi’nin de başında bulunduğu Eyyübi kuvvetleriyle birlikte Nisan 1183 tarihinde kuşatarak 9 Mayıs 1183 tarihinde almasından hemen sonra yeniden düzenlenmiştir.
KARTAL KABARTMASI BAŞI
Bu düzenleme sırasında Artuklu dönemi kuzey kapısı (Urfa Kapı) figürlü kabartmalarla bezenmiştir. Kapı üstündeki ağır sur duvarının yükünü hafifleten düz boşaltma kemerinin kilit taşına üst üste yerleştirilen iki kabartmadan alttaki bir boğa başına, üstteki boğanın boynuzlarına konmuş bir kartala aittir. Boğa başı kabartmasının boynuzları haricindeki baş kısmı ile kartal kabartmasının başı günümüze gelememiştir.
KANATLI EJDER KABARTMASI
Günümüze gelebilen izlerden boğanın ağzında bir halka bulunduğu anlaşılmaktadır. Kapı ile boşaltma kemeri arasında oluşan altı düz, üstü yay biçimli boşlukta, iki yanından gövdeleri düğüm ve büklümlü birer kanatlı ejder kabartmasıyla sınırlanan tarih kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabede sadece yazıyla yazılmış hicri 579 (1183-1194) yılı bildirilmektedir.
ÜÇ SATIRLIK BANİ KİTABESİ
Boşaltma kemerinin hemen üstündeki sur duvarının yüzeyinde Artuklu hükümdarı Nureddin Muhammed’in adının yazılı olduğu üç satırlık bani kitabesi yer almaktadır. Kapının sövelerinin birbirlerine bakan iç yüzlerindeki konsollarda ayrıca başlarına çelenk gibi birer halka geçirilmiş birer boğa başı kabartması bulunmakta, kapının demir kanatların çok sayıdaki boğa başı ve koçbaşı biçimli kakmalarıyla kompozisyon tamamlanmaktadır.
DİYARBAKIR KENTİNE AİT ARMA
Max Berchem, Artuklu dönemi Urfa Kapısı’nın figürlü kompozisyonunda muzaffer hükümdar sembolü görerek, Artuklu hükümdarı Nureddin Muhammed’in bani kitabesinde yer alan şahin sıfatına dayanarak boğa başının üstündeki kartal figürünün, Artuklu hükümdarının zaferini simgeleyen bir şahin olabileceğini belirtmiş ve burada Diyarbakır kentine ait bir arma aramıştır.
ASLAN-BOĞA MÜCADELE SAHNELERİ
Boğa başı kabartmasının da İnaloğulları ya da Nisanoğullarını simgeleyebileceğini ileri sürerek bu tezini Ulu Camii’nin doğu maksuresinin 1155-1156 ve 1163-1164 tarihli kitabeleri ile yapının doğu cephesindeki büyük kemer açıklığının köşelerindeki Nisanoğullarının İnaloğullarına üstün geldiğinin sembolize edildiğini belirttiği aslan-boğa mücadele sahnelerinin sembolizmine ve üstlerinde yer alan Nisanoğullarına ait tarihsiz kitabede İnaloğullarının adının dahi anılmayışına dayandırmıştır. Oysa, Diyarbakır Ulu Camii yapı topluluğunda bulunan İnaloğullarına ait kitabeler, aslan-boğa mücadele sahnelerinin Nisanoğulları değil İnaloğulları tarafından İlaldı’nın (öl.1141) hükümdarlığı sırasında yaptırılmış olabileceklerine işaret etmektedir.
MÖ 4000’E DAYANAN BİR GEÇMİŞİ VAR
Öte yandan muzaffer hükümdarların ezici gücünü ifade eden aslan-boğa mücadele sahnelerinin, MÖ 4000’e dayanan bir geçmişi ve astrolojik bir anlamı vardır. Aslan ve Boğa takımyıldızları, sanatta aslan-boğa mücadele sahneleriyle gösterilmiş, MÖ 500’den sonra Ay-Güneş takviminin başlangıcını, Zerdüşt takvime göre yeni yıl başlangıcını, Nevruz ve 21 Mart gününü (ilkbahar ekinoksu) ifade etmişlerdir. İnaloğlu hükümdarı İlaldı’nın vaktiyle önce bir deprem ve ardından gerçekleşen bir yangınla tamamen harap olan Ulu Camii’yi yeniden ayağa kaldırarak doğu ve batı yapılarını inşa ettiren kişi olarak, yapılarının inşasının başlama tarihini uğurlu addeddiği bir tarihte başlatmış olabilir.
8 MAYIS 1141’DE TAM GÜNEŞ TUTULMASI GERÇEKLEŞMİŞ
Eğer böyleyse, 1141 Nisan-Mayıs tarihli kitabe verisinin de desteklediği gibi Ulu Camii avlusuna bakan orta revak kemerinin kuzey impostu üzerinde, Boğa burcunu temsilen boğa başı, güney impostu üzerinde Güneş’i sembolize eden aslan başı kabartmasının bulunuşu anlam kazanır. 8 Mayıs 1141’de tam Güneş tutulması gerçekleşmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.