Diyarbakır’da kadın cinayetlerinde artış: Uzmanı sebeplerini açıkladı

Diyarbakır’da kadın cinayetlerinde artış: Uzmanı sebeplerini açıkladı

Kaynak:İhlas Haber Ajansı

Klinik psikolog Özlem Soysal, boşanma sürecinde işlenen kadın cinayetlerinin yalnızca bireysel değil, toplumsal ve kültürel bir problem olduğunu vurguladı.

AMİDA HABER - Diyarbakır’da çalışan klinik psikolog Özlem Soysal, son yıllarda ülkede boşanma sürecinde işlenen kadın cinayetlerinin ciddi bir toplumsal yara haline geldiğine dikkat çekerek, "Boşanmak isteyen kadınların eşleri tarafından öldürülmesi yalnızca bireysel bir problem değil, toplumsal ve kültürel bir problemi de gösteriyor" dedi.

diyarbakir-kadin-cinayetleri-1.jpg

Diyarbakır'da kadına şiddet vakaları arttı

Diyarbakır'da, 16 Temmuz günü annesi, ablası ve kardeşiyle doğum günü kutlamasından dönen İlayda Alkaş (22), Şehitlik Mahallesi 50. Sokak'taki evinin bulunduğu binaya girdiğinde birlikte yaşadığı C.A.'nın (30) silahlı saldırısına uğramış, ağır yaralı olarak sevk edildiği hastanede hayatını kaybetmişti. 25 Temmuzda, 5 aylık hamile Helin Eren (19), Sur ilçesinde dini nikahlı eşi S.Ş. tarafından silahla vurularak öldürülmüştü. 10 Ağustosta, Nazlı Demir (24), ticari taksideyken boşanma aşamasındaki eşi Kemal Demir (29) tarafından vurularak öldürülmüştü. Boşanma aşamasındaki bu 3 kadın gibi, farklı kentlerde de boşanma aşamasındaki kadınlar, şiddet ve silahlı saldırı sonucu hayatlarını kaybediyor.

'Erkek boşanmayı kabullenmiyor'

Klinik psikolog Özlem Soysal, boşanmak isteyen kadınların eşleri tarafından öldürülmesinin yalnızca bireysel bir problem değil, toplumsal ve kültürel bir problemi de gösterdiğine dikkat çektiğini söyledi.

Soysal, psikolojik açıdan bakıldığında cinayetlerin temelinde kontrol kaybı ve sahiplenme anlayışı yer aldığını belirterek, "Bazı erkekler, bir kadından ayrılırken kadını bir birey olarak değil, kendinin bir mülkü olarak görüyor. Yani bir uzantısı olarak gördüğü için kadını kaybetmek onun için bir öfkeye sebep oluyor. Ataerkil bir toplumda yetiştiğimiz için de bu da erkek için erkeklik sıfatını kaybettiğini ona düşündürüyor. Kadından ayrılmak istemiyor. Bu süreçte kadına uyguladığı psikolojik ve fiziksel şiddetin yanı sıra aldatmalar gibi birçok problem olmasına rağmen erkek, boşanma konusu söz konusu olduğunda kadınlardan hiçbir şekilde yollarını ayırmak ve bağlarını koparmak istemiyor" şeklinde konuştu.

Bunun temelinde de yine ataerkil ve kültürel problemlerin ortaya çıktığını aktaran Soysal, "Erkeğin toplumda daha ön planda tutulması, kadının ona göre daha altta tutulmasına sebep oluyor. Bu da erkeğin kadından ayrışmasını zorlaştırıyor. Bu süreçte erkek, fiziksel gücü kullanarak kadında şiddet ve öldürme gibi yollara girerek bu boşanmayı kabullenmiyor" şeklinde konuştu.

‘Cinayetler yalnızca bireysel psikoloji ile açıklanamaz’

"Psikolojik açıdan baktığımızda bu kişilerin çoğunda öfke kontrolsüzlüğü, narsistlik ve anti sosyal kişilik özellikleri görülmektedir" diyen Soysal, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Sağlıklı duygusal regresyon geliştirmediklerinden kriz anında öfkelerini yönetemeyip saldırış haline geçiyorlar. Bu cinayetler yalnızca bireysel psikoloji ile açıklanamaz. Ataerkil, kültür, kadın erkek eşitsizliği, yeterince içselleştirilmemiş olması hukuki yaptırımların yetersiz oluşu bu tabloyu besleyen en önemli faktörlerdir. Toplumsal olarak yapılması gereken erkeklerin küçük yaşlardan itibaren duygularını ifade etmeyi, öfke yönetmeyi, kadını eşit bir birey olarak görmeleri ve hukuki sistemlerin caydırıcı, önleyici cezalarla bunu yönetmeleridir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.