Diyarbakır’da yeni sömürü sektörü: Fal, büyü, astral seyahat!

AMİDA HABER- Geçtiğimiz haftalarda Belgrad Ormanı’nda kaybolan ve hastanede hayatını kaybeden peyzaj mimarı Ece Gürel’in, hipnoz veya büyü gibi spiritüel bir uygulamanın kurbanı olduğu iddiaları kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu iddialar kesinleşmese de hipnoz, astral seyahat, büyü ve fal gibi uygulamaların bireylerin hayatına etkileri tartışılmaya başlandı.

Peki, Diyarbakır’da durum nasıl? Bu uygulamalar ne kadar ilgi görüyor? Konuyu Diyarbakırlı Psikolojik danışman Kader Türk ile konuştuk. Kader Türk’e göre, geleceği bilme isteği, insanların belirsizliğe karşı tahammülsüzlüğü ve sorumluluktan kaçma eğilimleri, fal, tarot ve büyü gibi uygulamalara yönelmelerinin temel nedenleri arasında yer alıyor.

‘Ciddi işlevsel bozukluklara yol açabilir’

Bu tür inanışların eğlence amaçlı kaldığında genellikle zararsız olduğunu belirten Türk, “Ancak bir kişinin hayatını tamamen bu inanışlara göre şekillendirmesi, ciddi işlevsel bozukluklara yol açabilir” dedi.

‘Mistik inanışlarla hayatlarına yön vermeye çalışıyor’

Fal ve benzeri uygulamaları bir hobi olarak görmenin, hayatı tamamen bunlara göre yönlendirmekten çok farklı olduğunu vurgulayan Türk, şunları söyledi: “İnsanlar, belirsizlikleri yönetmek yerine fal ritüelleri veya mistik inanışlarla hayatlarına yön vermeye çalışıyor. Bu durum, zamanla gerçeklikten kopmalarına ve sağlıksız bir bakış açısı geliştirmelerine neden olabilir.”

‘Basit bir iletişim becerisiyle çözülebilir’

Belirsizlikle baş etmekte zorlanan bireylerin, sosyal destek mekanizmaları yerine falcılara veya yeterli uzmanlığı olmayan kişilere yöneldiğini söyleyen Türk, “Oysa bu tür sorunlar, basit bir iletişim becerisiyle çözülebilir. İnsanlar, destek ararken öncelikle ailelerini, arkadaşlarını ve sağlıklı sosyal çevrelerini tercih etmelidir” diye ekledi.

‘Yapay zekâ araçlarına gelecekle ilgili tahminler soruluyor’

Teknolojinin ve bilimin ilerlemesiyle birlikte spiritüalist inanışlara yönelim artışının ters orantılı olduğunun belirten Türk, çeşitliliğinin artırdığını söyledi. Günümüzde bu çeşitliliğin içine yapay zekânın da dahil olduğunu ifade eden Türk, “İnsanlar her zaman gelecek hakkında bilgi sahibi olmak istemiştir. Bugün, ChatGPT gibi yapay zekâ araçlarına bile gelecekle ilgili tahminler soruluyor. Ancak bu tür yaklaşımlar, bilimsel bir temel olmaksızın sadece belirsizlikten kaçınma isteğinin bir yansımasıdır” dedi.