Diyarbakır’ın ‘konuşan simit'i dertli: Satış yapamıyorum

Diyarbakır’ın ‘konuşan simit'i dertli: Satış yapamıyorum
Diyarbakır’da “konuşan simit” olarak tanınan Hayrullah Ören, 35 yıldır yaptığı simitçilikte en zor süreci yaşadığını belirtti. 35 yıllık mesleğinin kendisini çok zorladığını söyleyen Ören, “Evimiz kira değil ama oturduğum ev, harabedir. Mecbur orada kalıyoruz. Eskiden simit ucuzdu, herkes alırdı. 50 kuruştu, çıkarır 10 lira verirlerdi, ‘Üstü kalsın’ derlerdi. Şimdi tanesi 10 liradır, 8 liraya da satıyoruz, herkes ‘pahallı’ diyor. Bedava mı vereyim?” diyerek dert yanıyor.

Hayrullah Ören (52), 35 yıldır Diyarbakır’da simitçilik yaparak geçimini sağlıyor. Kentte “konuşan simit” olarak tanınan ve 3 çocuk babası olan Ören, her gün Bağlar ilçesinin Kuruçeşme mahallesinden Kayapınar ilçesinin Diclekent semtine kadar başında tepsisiyle dolaşıp, simit satıyor. Simit sattığı mekanlara “konuşan simit geldi” diyerek giren Ören, ekonomik sıkıntılardan dertli. Mezopoytamya Ajans’ta yer alan habere göre Ören, kriz nedeniyle artık insanların simit dahi alamadığını belirtti.

‘Bir tepsi simit satamıyorum’

Eskiden sabah saatlerinde simit satmaya başladığını ve akşama kadar simit tepsisinin boşaldığını belirten Ören, şimdilerde bir tepsi simiti satamadığını aktardı. Ören, simit satarak geçirdiği bir gününü şu sözlerle anlattı:

“Eskiden fırından iki sefer simit dolu tepsi alıyordum, şimdi aldığım bir tepsiyi bile satamıyorum. Sabah çıkmıyorum, kimse almıyor. Ancak bir devlet kurumunun önünde olacaksın ki alacaklar. Ben öğlenleri kahvelere çıkıyorum, ‘Konuşan simit’ sözleriyle simitlerimi satıyorum. Kahvelere giriyorum ve şöyle diyorum; Konuşan simitler, konuşan simitler. Zazaca konuşur, Kürtçe konuşur. Önde konuşur, arkadan konuşmaz. Balıkçılar başından, Anzele’nin suyundan, Yeni Kapı yokuşundan, Lale Öbek mahallesinden, Abdurrahman Usta’nın elinden, Xeyri Usta’nın dilinden, yeni çıktı fırından.”

‘350 TL ile ev mi geçindirilir?’

35 yıllık mesleğinin kendisini çok zorladığını söyleyen Ören, “Evimiz kira değil ama oturduğum ev, harabedir. Mecbur orada kalıyoruz.  Eskiden simit ucuzdu, herkes alırdı. 50 kuruştu, çıkarır 10 lira verirlerdi, ‘Üstü kalsın’ derlerdi. Şimdi tanesi 10 liradır, 8 liraya da satıyoruz, herkes ‘pahallı’ diyor. Bedava mı vereyim? Ben 4 liraya alıyorum. 7 buçuk liraya satsam 350 lira kazanacağım. 350 lira ile evi nasıl geçindiririm. 35 yıldır bu işi yapıyorum. Ama şuan pişman oldum keşke başka bir işi yapsaydım. De ki 500 lira kazanıyorum ki onu da kazanamıyorum. Kazansam ne olacak. Hepsini bitirsem 500 kalacak bana. Bir tanesini bile ucuza vermemem lazım. 120 tane simidi 4 liradan alıyorum. Sermayesi 480 lira oluyor. Yevmiyemin çıkması için bin liraya çıkarmam lazım. Ama kimse alamıyor ki, ‘10 liraya simit mi olur’ diyorlar. Olur, tabi çünkü artık her şey pahalı” dedi.  Eğer öyle olmasaydı, şimdiye kadar tepsisini bitirmiş olacağını vurgulayan Ören “Her şey ucuz olsaydı böyle olmazdı. Biliyoruz ama kimse bu gidişata dur demiyor. Keşke bu pahalılık bitseydi, her şey düzelirdi. 96 girişliyim, 3 bin 550 günüm var, 6000 bin olsaydı emekliydim. Ben nasıl ödeyim bunu. Önceden sigortam vardı ama artık o da yok. 65 yaşına kadar ben yaşayabilir miyim, artık öbür dünyada emekli maaşını alırım” diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.