Diyarbakırlı emekliler: Sadaka değil iyi bir yaşam istiyoruz
Diyarbakırlı emekliler: Sadaka değil iyi bir yaşam istiyoruz! Tüm emekliler gibi Diyarbakır’da yaşayan emekliler de geçinememekten şikayetçi. Düşük aylıklar nedeniyle yeniden çalışmak zorunda kalan emekliler, intibak yasasıyla ilgili düzenlemelerin bir an önce çıkarılmasını ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini bekliyor. Yüksek enflasyona, her gün arka arkaya gelen zamlara dikkat çeken emekliler, “Sadaka değil iyi yaşam koşullarını sağlayacak bir maaş istiyoruz” diyor.
Diyarbakır'da yaşayan emekliler, Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi, geçinememekten şikayetçi. Düşük aylıklar nedeniyle birçok emekli yeniden çalışmak zorunda kalıyor. Emeklilerin yaşadığı bu zorluklar, intibak yasasıyla ilgili düzenlemelerin bir an önce çıkarılmasını ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini gerekli kılıyor.
İhtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorlar
Emeklilerin karşılaştığı en büyük sorun, artan enflasyon karşısında aylıklarının erimesi. Maaşlar enflasyona ayak uydurmadığı için, emekliler temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Kira, faturalar, gıda gibi temel masraflar emeklilerin bütçelerini zorluyor. Emekliler, yaşadıkları bu sorunları çözmek için intibak yasasıyla ilgili düzenlemelerin bir an önce çıkarılmasını istiyor.
‘Maaşımız yetmiyor’
Diyarbakırlı emekliler, düşük emekli maaşları ile yaşadıkları sıkıntıları, mağduriyetlerini ve taleplerini 9. Köy’den Hülya Aslan’a anlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2024 yılını “emekli yılı” ilan ettiğini ve en düşük emekli maaşını 10 bin liraya çıkardığını hatırlatan emekliler, bu maaşın kendilerine yetmediği için 2. işte çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi. Yüksek enflasyona, her gün arka arkaya gelen zamlara dikkat çeken emekliler, “Sadaka değil iyi yaşam koşullarını sağlayacak bir maaş istiyoruz” dedi.
“İntibak yasası çözülmeli, ek ücretler verilmeli”
Diyarbakır Emekliler Derneği Başkanı Kadri Akar, İntibak Yasası’nın bir an önce çıkarılmasını ve ek ücret verilmesini istediklerini belirtti:
“Eşitliği öngörmeyen 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunlarındaki hükümler bir an önce değiştirilmelidir. Ayrıca güncellenme ve aylık bağlama oranları yeniden belirlenmelidir. Yapılacak olan değişikliklerle beraber 2000 yılı sonrası emekli olanların da intibakı yapılmalı ve eşitlik sağlanmalıdır.”
“En düşük emekli maaşı, asgari ücret kadar olmalı”
Bunlar yapılmadığı için birçok emeklinin ciddi sıkıntılar yaşadığını ve bu nedenle çalışmak zorunda kaldıklarını dile getiren Kadri Akar, “Belli bir yaş almış kişilerin bu şekilde çalışmak zorunda bırakıldığını görmek üzücü tabi. Biz dernek olarak en düşük emekli maaşının en azından asgari ücret düzeyine çıkarılmasını istiyoruz. Şunu da soruyoruz, asgari ücret bile yetmezken 10 bin lira ile geçim nasıl sağlanacak, bu rakam hangi ihtiyacı karşılayabilecek?” diye konuştu.
“Sefilleri oynuyoruz”
Diyarbakır’da emeklilerin “sefilleri oynadığını” belirten Diyarbakır Emekli Meclisleri Sendikası’ndan Erol Peçenek de şunları söyledi:
“Emeklilerin nasıl bir yaşam sürdürdüğüne bakılarak ülkelerin gelişmişlik düzeyi hakkında bilgi edinilebilir. Biz sefilleri oynuyoruz. Gerek ekonomik, gerek sağlık, gerekse ulaşımda ciddi zorluklar çekiyoruz. Katkı payları nedeniyle hastanelere bile gitmekte sıkıntı yaşıyoruz. Doğru düzgün beslenemediğimiz için hastalıklarımız da artıyor.”
“Artışlar bir illüzyon”
Gerçek enflasyonun yüzde yüzün üzerinde olduğunu hatırlatan Peçenek, “emekli maaşlarındaki rakamsal artışlarının aldatmaca, ve illüzyondan ibaret” olduğunun da altını çizerek şunları ifade etti:
“Gerçek olan şu ki, emekli maaşlarımızın da bayram ikramiyelerinin de alım gücü gün geçtikçe düştü. Bunları görmek ve anlamak için ekonomist olmaya gerek yok. Biz her gün bunları yaşıyoruz. 2002 yılında en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 147’sine tekabül ederken bugün yüzde 58.8’ine düştü. Demek ki emekli maaşlarının yarından fazlası erimiş, buharlaşmış. Dolayısıyla emeklinin yaşam standardı da en az yarı yarıya düştü.”
“Emekli maaşı ölüm maaşına dönüştü”
“Bugün milyonlarca emeklinin aldığı, açlık sınırının da çok altında olan 10 bin lira emekli maaşı, adeta ‘ölüm maaşı’na dönüştü. Bu maaş ile büyük kentlerde bırakınız yaşamayı, sürünmeye bile imkan yok. ‘Müjde’ diye verilenler gerçeği yansıtmıyor, adeta emeklilerin aklıyla dalga geçiyorlar ama biz biat eden değil soran, sorgulayan ve hesap soran örgütlü emeklilere inanıyor ve güveniyoruz.”
“Sosyal devletin gereği yapılsın”
Diyarbakır Emekli Meclisleri Sendikası’ndan Mehmet Aktan da emeklilerin büyük bir bölümünün tekrar çalışmak zorunda kaldıklarını dile getirdi:
“Emeklilerin büyük bir kısmı geçim sıkıntısı yaşıyor ve tekrar çalışmak zorunda kalıyor. Emekliyi sadakaya muhtaç hale getirdiler. Bizler normal, insani koşullarda yaşamak istiyoruz, bunu emekçiler olarak hak ediyoruz. Dolayısıyla talebimiz çok açık, artık geçim derdi olmadan yaşamak istiyoruz. Mağduriyetlerin son bulmasını istiyoruz. Belli bir yaş almış emekliler olarak tekrar çalışmak, ek iş yapmak zorunda bırakılmak istemiyoruz. Biraz olsun ayakta kalabilecek gücü bulan bir emekli ya gece bekçisi oluyor ya da şoförlük yapıyor. Bu durumları yaşamak istemeyen arkadaşlarımız ise emekli olmayıp çalışmaya devam ediyor. Eğer sosyal devletsek bunun gereği yerine getirilsin, insani koşullarda yaşamamız sağlansın istiyoruz.”
“Çoğu zaman pazara gidecek para bulamıyoruz”
Emeklilikten sonra tekrar çalışmak zorunda kalan 61 yaşındaki Muhsin Çetin de “7 yıldır emekliyim ve emekli olduktan 3 ay sonra çalışmaya başladım. Çeşitli yerlerde gece bekçiliği yaptım, 2 yıldır da büfe işletiyorum” dedi. Emekli maaşıyla geçinemediklerini, 3 çocuk okuttuğunu, birinin il dışında üniversiteye gittiğini anlatan Muhsin Çetin, aldığı maaşla çocuklarının eğitim masraflarını bile karşılamakta zorlandığını söyledi: “Bir pazara gitmek dahi bin liranın altında değil ve verdiğin para 3 poşeti doldurmuyor. Hayat şartları çok zor, çoğu zaman pazara gidecek parayı bulamıyoruz. Memur emeklisiyim ve aldığım maaş 20 bin lira. Ben bu parayla geçimimi sağlayamazken 10 bin lira alan nasıl geçinsin! Oğlum evlendi, bir hediye takacak gücü bulamadım, bu durum insanı üzüyor. Son söyleyeceğim şey ise sadece insanca yaşamak istiyoruz.”
“Asıl zorluk emekli olduktan sonra başlıyor”
Çalışmak zorunda kalan bir diğer emekli 51 yaşındaki Hayri Kavar da şöyle konuştu:
“Geçen yıl emekli oldum. Bizim için asıl zorluk emekli olduktan sonra başlıyor. 4 çocuğum var. Biri evli, üçü ise öğrenci. SGK emeklisiyim aldığım ücret 10 bin lira civarında. O para ile geçinemediğim, yetmediği için de bugün pazara gelip peynir, pekmez ve nar ekşisi gibi ürünler satıyorum. Tekrar çalışmama rağmen hayatımı doğru düzgün idame ettiremiyorum. Yetmediği noktada da kredi kartları devreye giriyor, dolayısıyla borçlar ile boğuşuyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.