Diyarbakırlı gençlerin hedefi Everest!

AMİDA HABER - Genç nüfusun en yoğun olduğun illerin başında Diyarbakır yer alıyor. İşsizliğin kol gezdiği kentte gençler iş bulmakta zorluk çekerken, sosyal aktivelerin eksikliği ümitsizliği arttırıyor. Kent merkezinden ve iş yoğunluğundan kaçmayı başaranlar ise doğada huzur arıyor. İş yoğunluğundan çok az vakit bulanlar piknik yaparak zaman geçirirken, doğa ile içe içe zaman geçirmeyi spora dönüştürenler ise kamp, dağcılık yaparak doğa da uzun, günlerce vakit geçiriyor.
26 yaşındaki M. Said Işık da bu gençlerden biri. Coğrafya yüksek lisans öğrencisi. 8 yıldır kampçılık, 5 yıldır dağcılık yapan Said, doğa sporlarına olan tutkusunu akademik hayatıyla birleştirdi. Lise yıllarında doğa yürüyüşleri ve dağcılığa ilgi duymaya başlayan Said, bu tutkusu sayesinde coğrafya öğretmeninin desteğini gördü. Öğretmeni aracılığıyla gezgin gruplarıyla tanışan Said’in doğaya olan ilgisi zamanla bir yaşam biçimine dönüştü. Said, “Yazları, yazlıkta bir gün sahilde, bir gün ormanda oluyorum. Sürekli macera arayışı içindeyim ve bu tutkum her geçen gün daha da artıyor” dedi.
Eksi 15 derece soğukta kamp
Maddi imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle ilk kamp deneyimini kiralık bir çadırla yaşayan Said, zamanla doğada edindiği tecrübelerle ekipmanlarını da profesyonel seviyeye çıkardı. Eksi 15 derece soğukta yaptığı ilk kampta neredeyse hipotermi geçirdiğini anlatan Said, “Kampçılık bir tecrübe ve ekip işidir. Yeni başlayanlar mutlaka deneyimli bir ekipten destek almalı” diyerek uyarıda bulundu.
Zamanla kendini geliştiren Said, dağcılık, kampçılık ve triatlon gibi dallarda lisansını aldı. Daha önce bir spor kulübü çatısı altında faaliyet gösteren Said, şu anda 4 kişilik bir kemik grup kadrosuyla kampçılık ve dağcılığa devam ediyor. Zaman zaman ekip sayısı 10 kişiye kadar çıkabiliyor.
Everest’e tırmanmak istiyor
En büyük hedefi Everest’e tırmanmak olan Said, önümüzdeki günlerde Ağrı Dağı’na çıkmayı planlıyor. Doğa sporlarına duyduğu bu büyük tutku, yaşadığı sakatlıklara rağmen azalmadı.
Diyarbakır’da doğa sporlarına olan ilginin azlığına da değinen Said, gençleri bu alana yönlendirmek için çeşitli etkinlikler düzenliyor. Said, “Günümüzde gençlerin yaşam kalitesi düştü. Oysa doğa sporları, sosyal hayatlarını, özgüvenlerini ve genel kültür seviyelerini artıracak önemli bir araç” diyerek geçlerin bu alanlara yönelmesi gerektiğine dikkat çekti. Ancak ekonomik zorluklar nedeniyle gençlerin doğa sporlarına erişimi sınırlı olduğunu da eklemeden de geçemedi.
‘Tırmanış için ameliyatını erteledi’
Bu spora başladığında üç farklı tepkiyle karşılaştığını anlatan Said, ailesinden büyük destek gördüğünü ancak çevresinden “Deli misin? Bir gün bir yerde öleceksin” veya “Sen bu hayatı yaşıyorsun” gibi tepkiler de aldığını söyledi. Ancak hiçbir engel, onu doğa sevgisinden vazgeçirememiş. Geçirdiği sakatlık nedeniyle ameliyat olması gereken Said, Ağrı Dağı zirve tırmanışı için ameliyatını ertelemiş durumda. Gelecekte akademisyen olmayı hedefleyen Said, “İleride kazandığım paranın büyük bir kısmını kamp malzemelerine harcayacağım” diyerek doğaya olan tutkusunu bir kez daha bize gösterdi. Bugüne kadar birçok kişiye doğa sporlarını sevdirdiğini, eğitimler verdiklerini ve talep edenlere hâlâ destek olduklarını da ekledi.
‘Benim burada ne işim var?’
Okul öncesi öğretmeni Altın Şeker, doğa sporlarına yeni adım atan isimlerden. İlk kamp deneyiminde çadırına gelen çakallardan büyük korku yaşadığını anlatan Altın, buna rağmen doğa sporlarına tutkusunun arttığını yaşayarak anlattı.
İlk kampını Nusaybin’de, bol yeşillikli ve dere kenarında bir bölgede yapan Altın, başta “Benim burada ne işim var?” diye düşünse de ikinci gün yaşadığı huzuru hiçbir şeye değişmeyeceğini ifade etti.
‘Hücrelerim yenileniyordu’
Şehir hayatının konforuna alışkın olan Altın, doğada geçirdiği üç günün kendisi için unutulmaz olduğunu söyledi ve şunları aktardı: “Şehirde kol çantası taşımak bile bazen yorucu geliyor ama kampta bambaşka bir deneyim yaşadım. Günlük rutinlerimi yapmadım; dişimi fırçalamadım, makyaj yapmadım. O soğukta kat kat giyinmeme rağmen üşüdüm ama yine de harikaydı. Rüzgârın sesi vardı, konuşma ihtiyacı bile duymuyordum. O an, sanki hücrelerim yenileniyordu. Cildim bile canlandı.” Kamptan döndüğünde, öğrencilerinin velilerinden aldığı tepkileri de gülerek, “Pazartesi günü herkes ‘Pert olacaksın’ diyordu ama tam aksine müthiş bir enerjiyle döndüm. Çünkü kreş öğretmenleri olarak sabahtan akşama kadar bir odanın içinde kalıyoruz” dedi ve herkesin mutlaka böyle bir deneyim yaşaması ve doğa ile iç içe zaman geçirmenin insan yaşamında ne kadar büyük bir etki yarattığını vurguladı.
Çevre bilinci artırılmalı
Doğa sporlarına gönül veren Said ve Altın, kamplar sırasında doğanın kirletildiğine de dikkat çekti. Kamp alanlarından yarım poşet çöp çıkarırken, dönerken poşetler dolusu çöp toplamak zorunda kaldıklarını, bu nedenle çevre bilincinin artırılması gerektiğini vurguladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.