Uzman uyarısı! Diyarbakır’da kendi yükünü taşıyamayan binalar var
![](https://cdn.amidahaber.com/author/41_s.jpg)
AMİDA HABER - 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremin üzerinden iki yıl geçti. 11 ili etkileyen felakette 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi yaralandı. En büyük hasarın yaşandığı illerden biri olan Diyarbakır’da yıkılan 6 binada 409 kişi yaşamını yitirdi. Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası’nın verilerine göre, kentte toplam 6 bin 930 yapı orta ve ağır hasar aldı.
Yüzde 85’i yıkıldı
Depremin ikinci yıl dönümünde kentteki yapı güvenliği yeniden gündeme geldi. Diyarbakır’da hasarlı yapıların yüzde 80 ila 85’i yıkılmış olsa da geriye kalan kısım yıkılmayı bekliyor. Özellikle Diyarbakır’ın en riskli yerler arasında yer alan Bağlar ve Sur ilçeleri risk oluşturmaya devam ediyor.
‘Deprem olmadan da binalar çöküyor’
Amida Haber’e konuşan Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası Şube Sekreteri Zeki Şimşek, Diyarbakır’da sadece depremden değil, yapısal zayıflık nedeniyle de binaların çöktüğüne dikkat çekti. Geçmişte yaşanan olayları örnek gösteren Şimşek, şu ifadeleri kullandı: “Diyarbakır’ın geçmişine baktığımızda, 1984’ten bu yana deprem olmadan binalarda kolon patlamaları ve göçmeler meydana gelmiştir. İlk olarak 1984 yılında Şehitlik Semti’ndeki Hicret Apartmanı çökmüş ve 83 kişiye mezar olmuştu. 2006, 2011, 2017 ve 2019 yıllarında farklı semtlerde binaların kendiliğinden çöktüğüne şahit olduk. Beş yılda bir ya bir binanın kolonunun patladığını ya da bir kısmının çöktüğünü duyuyoruz. Oda kayıtlarımızda bu tür olaylar mevcut. Şimşek, Sur’daki yüksek katlı binalar, Şehitlik, Muradiye, Bağlar, Şeyh Şamil ve Kayapınar’da Huzurevleri bölgesinin riskli olduğunu ifade etti.
'Elimizde bir yönetmelik yok’
Binaların periyodik kontrollerinin yapılmadığını belirten Şimşek, şu değerlendirmede bulundu: “Ruhsatlı bir yapıda tadilat yapılacaksa, belediyeden tadilat ruhsatı alınması gerekiyor. Eğer bir odada duvar yıkılacaksa veya bir dükkânda genişleme yapılacaksa, bunun belediye nezdinde yapılması şart. Ancak şu ana kadar bu takip edilmemiş. Belediyeler denetim yapabilir ama binanın genel bakımına dair elimizde bir yönetmelik yok.”
‘Bu kadar büyük yıkım yaşanmamalıydı’
Şimşek, Diyarbakır’da yapı stokunun kötü olduğu bölgelerde büyük hasarın meydana geldiğini söyledi ve şunları ekledi: “Depremde Diyarbakır’ın bu kadar etkilenmemesi gerekirdi. Kentimize ulaşan sarsıntı ivmesi düşük olmasına rağmen, binalar mühendislik hizmeti almadığı, eski teknolojiyle inşa edildiği için hasar gördü. Aslında bu kadar büyük yıkım yaşanmamalıydı. Binalarımız denetlenmediği ve kendi yüklerini taşıyamadığı için yanal yük karşısında çöktü. Bu yüzden can kayıpları meydana geldi.”
Af Yasası’na tepki
Kaçak yapıların büyük bir tehlike oluşturduğuna vurgu yapan Şimşek, şunları ekledi: “Af Yasası, düzensizliği devam ettiren bir unsur haline geldi. Kaçak yapılarla mücadele edilmesi şart. Depremin yaraları daha sarılmadan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın karşısında kaçak yapıların inşa edildiğini gördük. Gerekli kurumlara dilekçe verdik. Yetkililer işlem yapıldığını söylüyor ancak sadece para cezası kesildi. Oysa yaptırım, yalnızca para cezası değil; yıkım, önleme ve engelleme de olmalıdır.”
Yapılması gerekenler
Diyarbakır’da yapı stoğunun iyileştirilmesi gerektiğini belirten Şimşek, çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Öncelikle kentteki yapı stoğunun belirlenmesi gerekiyor. Depreme hazırlıklı olmayan bölgeler tespit edilerek bir Master Plan hazırlanmalı. Riskli bölgelerde yerinde dönüşüm sağlanmalı. Yerinde dönüşüm yapılırken halkın ve kurumların mağdur edilmemesi gerekiyor. Mahallelerin demografik yapısı bozulmadan dönüşüm uygulanmalı.”
Kentsel dönüşüm mümkün mü?
Kentsel dönüşümün mümkün olup olmadığına dair değerlendirmede bulunan Şimşek, şu bilgileri verdi: “Avrupa ülkelerinde başarılı kentsel dönüşüm örnekleri var. Türkiye’de bu süreç daha zor ilerliyor ancak halk ve kurumlar koordineli çalışırsa dönüşüm oranı artırılabilir. Şu an mümkünlük oranı yüzde 30-40 civarında, ancak bu oran yüzde 60-70’e çıkarılabilir. Ancak bunun için hukuki ve mülkiyet sorunlarının çözülmesi gerekiyor. Özellikle Bağlar ilçesinde büyük bir mülkiyet sorunu var. Kurumların bu konuya daha ciddiyetle yaklaşması şart.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.