Diyarbakır’da çalışan kadın olmak: Kendi hayatımda bana yer yok

Diyarbakır’da çalışan kadın olmak: Kendi hayatımda bana yer yok
Diyarbakır’da hem çalışan hem de evde mesai harcayan kadınlar, çocuk bakımı ve ev işlerinin yarattığı yükün altında eziliyor. Kadınlar, yaşadıkları sıkışmışlığı, “Kendi hayatımda bana yer yok” diyerek özetliyor.

AMİDA HABER - Kadınların ortak deneyimleri toplumsal cinsiyet rollerinin ve aile içi sorumlulukların eşit olmadığı gerçeğini gösteriyor. Çalışma hayatında kadınların karşılaştığı zorluklar ve toplumsal beklentiler, daha adil ve eşitlikçi bir toplum için önemli bir mücadele alanı olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla kadınlar her alandan var olmak için daha fazla mücadele etmek zorunda kalıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) tarafından yayımlanan rapora göre, Şubat ayında 36 kadın öldürüldü, 17 kadın ise, şüpheli şekilde ölü bulundu. Cezasızlık politikası, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, tehdit ve katliamları artırırken, kadınların kendini güvende hissettiği alanlar tamamen ortadan kalkıyor. Öldürülmekten korkan kadınlar boşanmaktan kaçınıyor ve bütün olumsuzluklara rağmen, evliliğini sürdürmek zorunda kalıyor. Boşanan kadınlar ise toplum tarafından dışlanıyor.

Bir yandan farklı işlerde çalışmak zorunda kalan ve eve geldikten yapılması beklenilen işler kadınlar için bitmek bilmeyen bir mesai yaşatıyor. Kadınların çabası görülmediği gibi, toplum tarafından hor görülüyor, takdir görülmüyor. Kadınlar üzerinde kurulan bu baskılar, kadınları kendi hayatlarında görünmez bir konuma getiriyor.

nursen-esmer.jpg

‘Ekonomik bağımsızlık, özgürlüğü beraberinde getiriyor’

Amida Haber’e konuşan, evli ve 2 çocuk annesi Nursel Esmer(43), bütün toplumsal baskılara rağmen 26 yaşında okuma yazma öğrenip, açıktan üniversiteyi bitirdi. Çocuklarını büyüttükten sonra çalışmaya başlayan ve ailede çalışan tek kadın olmasından kaynaklı, toplumdan ayrı bir baskı aldı ve bütün aile ile ilişkilerini en az seviyeye indirmek zorunda kaldı.

‘Toplumun bu yaştan sonra okumayı öğrenip de doktor mu olacaksın, okuyanların hepsi boşta.’ söylemlerine rağmen kendisini geliştiren Esmer: “Çalıştıktan sonra kendi daha mutlu hissediyorum. Ekonomisini eline alan kadın, özgürlüğünü de eline almış oluyor. Çalıştıktan sonra hayat kalitem arttı. Mücadele ruhum hep vardı, sürekli farklı farklı kurslara gidiyor kendimi, geliştiriyordum, bunu meyvesini de şu an alıyorum. Okuyarak, çalışarak en başta kendimi kendime kanıtladım. Benim buna çok ihtiyacım vardı” dedi.

‘Kadınlar, erkeklerden daha az ücret alıyor’

Kadınlar erkeklerle aynın işi yapmasına ve daha çok çalışmasına rağmen, erkeklerden daha az ücret alıyor. Yaptıkları işler görülmüyor. Kadınların bu durumuna değinen Esmer: “Kadına o işe muhtaç olduğunu düşündükleri için bu durumu kullanıyorlar. Kadınların mağduriyetini kullanıyorlar ve çabası hiç görülmüyor” ifadelerinde bulundu.

Toplumda dışarıda çalışma işi erkeklere, ev işlerinde çalışmak ise sadece kadınlara mahsus olarak görülüyor. Aynı ev içerisinde ortak yapılması gereken işlerinde erkeklerin ‘eşlerine ev işlerinde yardımcı olması’ olarak görülüyor ve bu durum tüm toplum tarafında kabul ediliyor. Çalışmanın toplum tarafından zorluklar yaratığından dem vuran Esmer, ‘Ekmeye mi muhtaçsın, eşin zaten çalışıyor’ söylemlerine maruz kaldı ve bu durum karşı ayrı mücadele etmek zorunda kaldı.

gulsum-vurmaz.jpg

‘Çocuklarını terk etmeleri gerektiği düşünülüyor’

28 yaşındaki Gülsüm Vurmaz, 16 yaşında evlendi ve iki çocuk annesi. Eşiyle yaşadıkları problemlerden kaynaklı boşanan Vurmaz, tek başına iki çocuğuna bakıyor.

Toplum tarafında bütün sorumluluk kadında olsa da boşandıktan sonra, çocuklara babaya verilir. Boşandıktan sonra çocukları terk etmeleri istenen kadınlardan Vurmaz: “Kadınların çocuklarını yanına alması pek olumlu karşılanmaz. Bizim bölgede kadınlar boşandıktan sonra, çocuklarını terk etmeleri gerektiği düşünülüyor. Benim çocuklarımı yanıma almam, bakmam, toplum tarafında olumlu karşılanmadı, çünkü çocukların babalarına verilmeleri gerektiğini düşünülüyor” dedi ve bundan kaynaklı hem psikolojik hem de maddi problemle uzun süre mücadele etmek zorunda kaldığını anlattı.

‘Çocuklarıma yetemediğimi hissettiğim oluyor’

Eşinden boşandıktan sonra erkekler, çocukları ile irtibatı kesiyor ve kadına ceza veriri gibi nafaka vermiyor, çocuklar da baba sevgisinden mahrum bırakıyor.

Kadınlar çalışırken en çok yaşadıkları problemlerin başına çocuklarını evde bırakıp çalışırken çocuklarının ilgiden mahrum bırakıyor hissine kapılıyor. Ebeveynlik sadece anneden sorulurken, çocukların gelişimlerinde yanlarında olmadığı için kendini kötü hisseden Vurmaz: “Çalıştığım için çocuklarıma yetemediğimi hissettiğim oluyor, özel günlerinde, doğum günlerinde, etkinliklerinde yanlarında olamıyorum, bunun burukluğu sürekli yaşıyorum” dedi.

calisan-kadinlar-diyarbakir-demir.jpg

‘Bu bölgede kadın olmak çok zor’

Karadeniz’den Diyarbakır’a gelin olarak gelen ve 2 çocuk annesi olan Leyla Demir ise maddi zorluklarla yanı sıra kültür farklılıklarla da başa çıkmaya çalışıyor. Demir, kadın olmanın ve çalışmanın zorluklarıyla mücadele ederken, ev işlerinin ve çocukların sorumluluklarının tamamen kadınlara yüklenmesine dikkat çekti ve şöyle dedi: “Erkekler iş yapmaz algısı var ve böyle yaşanıyor. Ben buradan çıktıktan sonra gidip evle ilgilenmek zorunda kalıyorum. Erkekler eve para getirsin yeter. Ama ben de eve para getiriyorum. Fakat eve gidip dinlenmiyorum, erkek dinlenebiliyor. Bu bölgede kadın olmak çok daha zor. Çocukların sorumlulukları tamamen kadınlardan soruluyor. Çocuklarımın hastalıklarını bile izin gününe denk getiriyorum. Ama eşim öyle bir zahmette bulunmuyor. Çocuk ve ev işlerinin tamamı biz kadınlardan soruluyor.”

‘Kendi hayatımda bana yer yok’

Kadınlar evelendikten sonra hayatının tamamını çocuklarına adıyor ve kendileri için bir şeyler yapmayı unutuyor. Demir: “Kendi hayatımda, bana yer yok. Kendim için hiçbir şey yapmıyorum. Yaptığım her şeyi çocuklarımın mutlu olması için yapıyorum. Onlar mutlu oldu mu, ben onların gülen yüzüyle mutlu oluyorum” dedi. (Zelal Sinayiç)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.