Aile içi huzursuzluk teknoloji bağımlılığını tetikliyor!

Aile içi huzursuzluk teknoloji bağımlılığını tetikliyor!
Huzurun olmadığı, kimsenin kimseyi önemsemediği, sürekli kavga edilen bir evde; herkesin kendi odasına çekilerek telefonla uğraşmasının çok daha muhtemel olduğuna dikkat çeken Klinik Psikolog Cumali Aydın, ebeveynlerin davranışları ile çocuklara bizzat örnek olması gerektiğini belirtti.

Çocuklarda teknoloji bağımlılığı, her an bir ekrana bakma gerekliliği, teknoloji olmadan sıkıntı çekme hissi, diğer aktivitelere kayıtsızlık ve daha fazla cihaz kullanma arzusu gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durum, çocukların fiziksel sağlıklarını, zihinsel gelişimlerini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.

Günümüzde, çocuklar teknolojinin büyülü dünyasına erken yaşlarda kapılıyorlar. Bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve oyun konsolları, çocukların hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak, bu teknoloji bağımlılığı meselesi, birçok ebeveynin ve uzmanın gece uykularını kaçıran bir sorun haline geldi.

Konuyla ilgili konıuşan Klinik Psikolog Cumali Aydın, ailelere bu konuda önemli iş düştüğünü belirterek ebeveynlere tavsiyelerde bulundu.

"Sürekli telefonuyla uğraşan, dizi izleyen, telefonda birileri ile konuşan, oyun oynayan bir ebeveynin çocuğa birşey anlatması çok mümkün değildir"

Çocukların, davranışları çok sık örnek aldığına dikkat çeken Aydın, "Anne, babanın ne söylediği değil nasıl davrandığı çocuklar için daha önemlidir. Çocuklar için sözel şeyler çok birşey ifade etmeyebilir. Onlar daha çok gördükleri ile hareket ederler. Bu noktada sürekli telefonuyla uğraşan, sürekli dizi izleyen, sürekli telefonda birileri ile konuşan, oyun oynayan bir ebeveynin ki bilindiği gibi özellikle ev hanımlarında şeker oyunları çok meşhurdur bu durumda çocuğa birşey anlatması çok mümkün değildir. Çünkü çocuk duyduğuna değil gördüğüne göre hareket edecektir. Ebeveynin söylediği, çizmeye çalıştığı sınır ya da yapılması gereken sözün çocuk üzerinde tesiri olmayacaktır. Çünkü tutarsızlık ve adaletsizlik vardır ve çocuk bunu sezer. Burada çocuğun o kurallara uyabilmesini çok olanaksız kılar." dedi.

"Evde bir huzursuzluk varsa; teknoloji bağımlılığının bunu tetikleme ihtimalı çok yüksek"

Ailelerin öncelikle kendileri üzerinde teknolojiyi denetim altına almasının çok önemli olduğunu belirten Aydın, "Kontrolün nasıl yapılabileceğini, teknolojinin nasıl kullanılabileceğini, amacının ne olduğunu bizzat hayatı ile göstermesi lazım. Sadece işi olduğunda giriyor; onun dışında girmiyor, çocukla konuşuyor, kitap okuyor ya da işi ile zamanında ilgileniyor, zamanında kalkıyor yani hazzın ve keyfin nasıl yaşanması gerektiğini ve onun nasıl bir çerçevede olması gerektiğini bizzat anne-baba bu şekilde göstermiş olur. Bununla birlikte evde bir huzursuzluk varsa; teknoloji bağımlılığının bunu tetikleme ihtimalı çok yüksek. Sürekli kavga edilen, huzurun olmadığı, kimsenin kimseyi dikkate almadığı ve önemsemediği bir evde; herkesin kendi odasına çekilerek telefonla uğraşması çok daha muhtemeldir. Çünkü ilişki demek çatışma demektir, ilişki demek acı çekmek demektir, ilişki demek değersizleşmek demektir. Bu tür çatışmalar içerisine girmektense daha bilindik, daha kestirilebilir ve çocuk daha az zarar veren birşeyle vakit geçirmeyi yeğleyebilir. Aile içi huzurun da olması çok önemlidir. Ona ailenin özellikle dikkat etmesi lazım. Davranışları ile bizzat örnek olacaklar. Bununla birlikte aile huzurunun oluşmasına çok dikkat edecekler." şeklinde konuştu.

"Çocuğa teknolojinin yerine alternatif sunun"

Çocuğun elinden telefon ya da bilgisayar alındığı vakit muhakkak yerine alternatif birşey koymak gerektiğinin altını çizen Aydın, "Teknolojinin yerine alternatif şeyler koymak gerekir. Spora mı yönlendirirler, sanata mı yönlendirirler ev içi etkinlikleri mi arttırırlar ya da dışarıya arkadaşları ile görüşmesi için teşvik mi ederler artık bunlardan herhangi birini yapabilirler ki çocuk boşluk esnasında çok huzursuzlanmasın ve onun yoksunluğunu çok hissetmesin. Bunlar çocuğun teknolojiyi daha sağlıklı kullanabilmesini ve bağımlılığın önüne geçilmesi noktasında yardımcı olabilir." diye belirtti.

"Çocuğun 3 yaşına kadar hiçbir şekilde telefonla ve bilgisayarla iletişim halinde olmasını istemiyoruz"

Çocuğun yaşına ve durumuna uygun bir sınır ve çerçeve çizilmesinin önemli olduğuna değinen Aydın, "Çocuğun 3 yaşına kadar hiçbir şekilde telefonla ve bilgisayarla iletişim halinde olmasını istemiyoruz. Ancak birisi ile görüşme durumu varsa yani bir tanıdığı, sevdiği ile görüşme durumu varsa ebeveyn gözetiminde olabilir. Bunu yapacaksa bile 10-20 dakika gibi kısa ve durumuna uygun içeriklerin bulunduğu şeyler izletilebilir ya da kullanmasına izin verilebilir. Onun dışında mümkün olduğunca izin vermemeli. Hem çocuğa alan verecek hem nasıl kullanılması gerektiğini gösterecek kısıtlayaacak ama aynı zamanda çocuğun yaşaması, deneyimlemesi için de fırsat verecek. Aileler, bu şekilde davranarak teknoloji bağımlılığının önüne geçebilir." ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.