HÜDA-Par Diyarbakır İl Başkanı: Cunta anayasa değişmeli!
HÜDA-Par Diyarbakır İl Başkanı Vedat Turgut ve beraberindekiler gazetemizi ziyaret etti. Ziyarette Turgut, Genel Yayın Yönetmenimiz Engin Öztürk ile sohbet etti. Burada ülkedeki gündemi değerlendiren Turgut özellikle yeni anayasa ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“Bu anayasa toplumun değerleriyle uyuşmuyor”
Anayasa değişikliğine ilişkin HÜDA-Par olarak zaman zaman açıklamalarda bulundukları hatırlatmasında bulunan Turgut, “Türkiye’de şu an 1982 Anayasası var. Askeri Cunta tarafından hazırlanmış bir Anayasa var. Bu anayasa toplumun değerleriyle uyuşmuyor. İsviçre’den, Avrupa’nın bazı ülkelerinden ihraç edilen bu anayasa halkın ihtiyaçlarına cevap vermiyor. 60’ın üzerinde değişiklik yapıldı ama hala değiştirilmesi gerekir. Biz sık sık “HÜDA Par anayasanın ilk 4 maddesine karşıdır.” sözü ile gündeme geliyoruz. HÜDA-Par Cumhuriyetçiliğe karşı değildir. HÜDA-Par Türk bayrağına karşı değildir. HÜDA Par şunu söylüyor. Biliyorsunuz ki Kenan Evren zamanında hukukçuların değil bizatihi darbeyi yapan Kenan Evren tarafından anayasaya 4. Madde konulmuş bu da değişmez, değiştirilmez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddesidir. Biz de diyoruz ki geleceğimizin gençlerinin önüne, onların fikirlerine, yaşamlarına ipotek koymayalım. 1921 Anayasası, 1924 Anayasası, 1960 Anayasası, 1982 Anayasası’na bakıldığı zaman değişiklikler olmuş demek ki ihtiyaca göre değişiklikler yapılabiliyor. Diyelim ki Allah korusun Başkent Ankara’da büyük bir deprem veya felaket oldu ve biz dedik ki Başkent’i Ankara yerine İstanbul ya da Konya yapmak istiyoruz dediğimizde mevcut anayasaya göre biz bunu teklif dahi edemiyoruz. Bundan dolayı diyoruz ki yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Kaldı ki şu an mecliste grubu bulunan bütün siyasi partiler ortak bir mutabakata kalmışlar. Hatta önceki dönemde mecliste bulunan 4 partide 80'e yakın maddede mutabık olmadığına rağmen sırf iktidar muhalefet anlayışı ile maalesef bu anayasa geçmedi” dedi.
“HÜDA Par’ın kırmızıçizgisi yoktur”
Anayasa’da HÜDA Par’ın da taleplerinin bulunduğunu ve hazırlamış oldukları önerileri Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer siyasi parti genel başkanlarına sunduklarını hatırlatan Turgut, “HÜDA Par’ın kırmızıçizgisi yoktur ama şöyle bir önerisi vardır. Bizim halkımız Müslüman inancı ortada yüzde 99’u Müslüman olan bir belde de elbette ki çıkarılacak olan yasaların halkın inancına uygun maddi ve manevi değerlerine aykırı olmaması gerekir. Bu talebimiz var. Halkı Müslüman olmayan ülkeler de dahil böyle talepler varken çıkarılan yasalar halkın inancına aykırı olmaması gerekir. Talepler varken Türkiye’de bunun olmaması büyük bir eksikliktir, dolayısıyla bunun olmasını istiyoruz” dedi.
“Yeni anayasa da herkes kendini görebilmeli”
“Anayasa’nın halkın yaşamını, hukukunu, örfünü, yaşam kalitesini bir nevi bağlayan bir manzumeler birliğidir” diyen Turgut, bu yeni anayasa da herkesin kendisini görebilmesi, adil olması ve herkesin hakkının imkanlar dahilinde gözetmesi gerektiğinin altını çizerek, “Düşünün Osmanlı zamanında 200’e yakın etnisiteler olmasına rağmen hepsini adil bir şekilde yönetebiliyordu. Anayasası ona göre uygundu. Dolayısıyla o baz alınarak Kürdü ile Türkü ile Arabıyla, Lazıyla, Zazasıyla, Çerkezi ile herkesi kendi içinde barındıracak birbirine düşürmeyecek bir anayasanın hazırlanması gerekir. Bu anlamda halkın beklentisi şu an üst seviyede meclisin Sayın Cumhurbaşkanımızın da şu an gündemi bu. Anayasa ile ilgili düşünceleri olabilir, önerileri olabilir ama kimse ‘benim olmazsa olmaz şeklinde maddem budur, bunun olması gerek, bunun dışında bir şey kabul etmem’ şeklinde olmaması gerekir. Madem anayasa bu halka faydasına göre hazırlanacak, dolayısıyla ikna edilerek, anlatılarak yeni bir anayasa oluşturulması gerekir” diye konuştu.
“AK Parti ittifak olmadan barajı aşamıyor”
Yerel seçimlerle ilgili de görüş bildiren HÜDA-Par Diyarbakır İl Başkanı Vedat Turgut, yerel seçim hazırlıkları yaptıklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Biz ile ve ilçe teşkilatlarımızdan kendi ilinde kendi ilçesinde Belediye Başkan Adayı olabilecek, belediye meclis üyesi olabilecek isimleri şu an almışız bunlar merkezde değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminden sonra Genel seçimlerde bir bir ittifak ruhu oluştu. Türkiye'de en büyük partinin AK Parti olmasına rağmen ittifak olmadan barajı aşamıyor. Bundan dolayı bir ittifak geleneği oluştu. Doğrusu bu ülkenin faydasına da olduğunu düşünüyoruz. Koalisyon hükümetleri önceki iktidar-muhalefet tartışmaları ülkeye kaybettirdi. Bu anlamda yönetimde istikrar devletin geleceği halkın menfaati ve hizmet noktasında bu anlamda doğru bir karardır. Elbette ki bunun da eksik yönleri var. Bu anlamda HÜDA Par’ın ıslah edilmiş başkanlık sistemi örneği vardı. Onu da zaman zaman dile getiriyoruz.
“Herhangi bir partiyle ittifak söz konusu değildir”
Yerel seçimlerle ilgili ne durumdasınız diye sorulacak olursa şu anda en azından bildiğim kadarıyla genel merkezimizin söylediği kadarıyla herhangi bir partiyle ittifak söz konusu değildir. Görüşmeler olması doğaldır. Bu yerel görüşmeler olabilir biliyorsunuz genel seçimler gibi değildir. Yani her ilin her ilçenin her beldenin kendine göre bir gerçeği vardır. O gerçeği görerek ona göre hareket ediyoruz. Bir partinin hedefinde 81 il 920 ilçede teşkilatı kazanmaktır ama bu anlamda hakikati de biliyoruz HÜDA Par henüz tanınmamış gayesi ve amacı halk arasında henüz bilinmemiş, bilindikçe, tanıdıkça, rağbet, sevgi, destek oluşuyor bunu bizatihi de görüyoruz. Elbette bizim biliyorsunuz parça olarak yüzde 90'ı Kürt olması hasebiyle Kürt bölgelerinde biraz daha ağırlığımız var. Bu anlamda batıya oranla daha fazla çalışmamız arz etmektedir. Adaylara ilişkin henüz netleşmiş bir kararımız yok olduğu zaman biz basınla da paylaşırız. Seçimlerde biliyorsunuz ki, iki parti, yani iktidar ve muhalefet partisi seçime girdiği zaman bazen 1.000 oyu olan bir partiyi bile ya da teşkilatı olan partiler bile değerlidir. Bu anlamda İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Antalya gibi yerlerde bu bariz görülüyor. Bu anlamda da biraz önce de söyledim İstanbul dahil olmak üzere diğer illerde de çalışmalarımız var. Bunu kamuoyuyla paylaşacağız.
“Türkiye 40 yıldır terörden çok çekti çekmeye de devam ediyor”
Bizim Türkiye dış politikasıyla ile ilgili düşüncemiz komşularıyla olan ikili ilişkilerinde sıfır problem şeklindedir. Her ülke gibi Türkiye’nin de kendi güvenliğini sağlama, huzurunu oluşturma gibi kaygıları var ve ona göre hamleleri var. Türkiye 40 yıldır terörden çok çekti çekmeye de devam ediyor. Yanlış politikalar, yanlış uygulamalar, daha önce fetö ve benzeri yapılanmalardan dolayı emniyet ya da askeriye içerisinde kimilerinin örgütle beraber hareket ettiğini ve bu alanda bir bütün olarak zararı memleket ve halk olarak çektik, bunun bedellerini ödedik. Çözüm süreci ile gelinen noktayı gördük. Bir tarafta çözüm süreci gerçekleştiriliyor ama öte taraftan binlerce, on binlerce silah şehrin çeşitli yerlerinde mühimmatlar depolanıyor ve sonrasında daha önce hafif makinede silahlarla mücadele eden bir örgütün yerine çözüm sürecinin onlara vermiş olduğu katkıdan dolayı tonlarla bombanın şehir merkezlerinde patladığını yüzlerce insanımızın kadın, erkek, çocuk demeden katledildiğini gördük. Bu manzaraları geride kaldı. Son zamanlarda örgütün açıklamalarıyla işte “kobani ruhuyla tekrardan meydanlarda olacağız, bunu kabul etmeyeceğiz, çatışma savaş” söylemleri biraz daha ortamı gerdi ve bu anlamda son Ankara saldırısıyla İçişleri Bakanlığı’na yapılmak istenen saldırı ve sınır ötesinden askere yapılan saldırılardan dolayı Türkiye'de buna müdahale etmek durumunda kaldı. Biz Suriye meselesi ile ilgili Irak meselesi ile ilgili daha önceden tekrarla söyledik yani Türkiye'nin Suriye ile Irak'la buluşup sorunlarını görüşme yoluyla halletmeleri gerekir ve bu anlamda terör örgütü faaliyeti yürüten bütün yapılanmalarla ortak mücadele yapması gerekir. Bunu yaptığı takdirde ben inanıyorum ki hem bu Türkiye’nin selametine hem Irak’ın hem de Suriye’nin selametine olur. Maalesef kimi devletler kendi menfaati için terör denen kimi örgütlerle dirsek temasına girdiği ve görüştüğü için bu tür olaylarla karşılaşmaktayız bunlar yanlıştır.
“CHP’nin ideolojisinde, İslam'a düşmanlık vardır”
Kimi partiler şahıs endekslidir, lider endekslidir. Kimi partiler ise ideoloji endekslidir. CHP’de ikinci sınıfta olan bir partidir. Cumhuriyet tarihinden günümüze gelen bir CHP var onlarca genel başkan değiştiren bir CHP var. Dolayısıyla bu bazda bakmak gerekir. Zaman zaman CHP'nin iç dinamikleri Kılıçdaroğlu gibi sırf oy alma, milletin desteğini alma, iktidar olma düşüncesiyle belki o şahıs üzerinde, lider üzerinde faklı gösterseler bile İşte biz helalleşmeye hazırız, başörtüsüne müsamaha gösteriyoruz. İslam'a Aslında çok da uzak değiliz, kimi açıklamalarda biz her gün işte Cuma Namazı kılarız şeklinde beyanatlarda atarlar. CHP'yi tanımak lazım. CHP bir zihniyettir, bir ideolojidir. İdeolojisinde, kurulma amacında değerlerimize, İslam'a düşmanlık vardır. Bunu biz tarihte çok iyi biliyoruz yakın tarihte 28 Şubat sürecinde çok daha iyi biliyoruz. Dolayısıyla şu an kendi aralarında ki bir karmaşadır. Elbette ki birileri o koltuğu almak için parti içinde muhalefet edecek belki aday olacaklar. Demokratız, demokrasinin yanındayız diyorlar dolayısıyla kimin oyu fazlaysa kimin hakkıysa o alsın diyorlar bu anlamda bir iç meselesidir. CHP’nin yüzde 20’lik kemikleşmiş bir oyu var. Bu kemikleşmiş oy CHP ne yapsa bile yine de CHP’nindir. Önceki seçimlerde düşen oyu da muhtemelen sol görünümlü partilere intikal etmiştir.
“İzmir’in hali ortada, yapılan hizmet yok”
İzmir’in hali ortada, yapılan hizmet yok. Bir metropol olmasına rağmen ne olsa da ben CHP’ye vereceğim diyor. Bunun farklı bir versiyonu da bizim memleketimizde hizmet yok, sürekli kan, gözyaşı, çatışma, sürekli tabiri caizse bunalım, stres olan bir parti buna rağmen ne olursa olsun ben vereceğim mantığı var. Bu elbette yanlış bir mantıktır. Belediyeler hizmet yeridir. Kim hizmet edecekse ona verilmesi lazım. Siyaset yeri meclistir. Mecliste siyasetini yap halk zaten seni seyrediyor halk seni beğenirse, düşünceni tasvip ederse sana destek verir”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.