Cavit Çağlar’dan çok konuşulacak iddia: Ahmet Türk’e söyledim!

Cavit Çağlar’dan çok konuşulacak iddia: Ahmet Türk’e söyledim!

Kaynak:T24

Türkiye’nin kaderini etkileyen birçok olayda kilit isim olan Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar, “Selahattin Demirtaş tutuklanmadan bir hafta önce toplantı yaptık. ‘Silah bırakma çağrısı yapmazsanız hükümet değil, devleti sizi içeri alacak’ dedim."

AMİDA HABER- Eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar, T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtladı.

İşte Çağlar’ın sorular verdiği yanıtlar:

Hikmet Çetin de dönemin Dışişleri Bakanı. Kendisiyle çok iyi ilişkilerimiz vardı. Hikmet Bey Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en iyi Dışişleri Bakanlarından birisidir. Turgut Bey (Özal) vefat etmemiş olsaydı ve biz Hikmet Bey'le (Hikmet Çetin) bu yolda devam edebilseydik, biz güneydoğuda savaşı bitiriyorduk. Biz güneyde onlarla diyaloğa girmiştik.

‘Barzani hep sağlam durdu’

cavit-caglar.jpg

Madem siz açtınız konuyu, Mesut Barzani'nin ilk Türkiye'ye gelişini konuşalım. Barzani'ye kırmızı pasaport verilmesinin talimatı Özal'dan gelse de Demirel veto etmiyor. Doğru mu?

Doğru. Şimdi bakın, biz Barzani ile ilişkiyi rahmetli Eşref Bitlis Paşa üzerinden biz götürürdük. Kendisi o zaman Jandarma Genel Komutanıydı. Biz Barzani ve Talabani'ye destek verdik, silah verdik, ekonomik yardım yaptık. Fakat Talabani bizi sattı. Talabani PKK'ya, Apo'ya verdi silahları. Ondan sonra biz Barzani'yi çağırıp, "Ne oluyor?" diye üsteleyince o Talabani'nin üzerine yürüdü. Hatırlayın, onların güçlerinin arasında çatışmalar oldu o dönem. Ben bütün bu görüşmelerin hepsinin içinde varım.

Bu anlattığınız dönemde Ankara'nın Barzani'yle de çok gerginlik yaşadığını biliyoruz. Tüm görüşmelerin içinde ve etkili pozisyonda bir siyasetçi olarak Mesud Barzani ile şahsi izlenimiz neydi? O günü soruyorum, bugünü değil.

Barzani hep sağlam durdu, verdiği sözleri tuttu. Mesela gelip bize şunu anlattı; "Babam Molla Mustafa Barzani bize ölümünden önce bir vasiyette bulundu. ‘Saddam bizi perişan edebilir. Türklere ise güvenin, onlar sağlamdır. Sizi koruyacak olan onlardır' dedi." Biz o dönem bu işleri epey toparlamıştık. Şimdi neden düzelmiyor? Çünkü bugün bu işleri kaşıyan Amerika, Almanya, Fransa'dır. Habire PKK'ya destek veriyorlar.

‘Selahattin tutuklanmadan önce toplantı yaptık’

ahmet-turk.jpg

Bugün yaşanan sorunların hepsi ‘dış mihrak' kaynaklı mı? Halkın seçtiği onlarca Kürt siyasetçi hapiste. Hükümet, eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tutuksuz yargılanması konusunda AİHM'den çıkan kararları uygulamıyor. Bu tutumu normal buluyor musunuz?

Bu sorunuza şöyle yanıt vermeye çalışayım. Biz Selahattin Demirtaş tutuklanmadan yaklaşık bir hafta önce Ahmet Türk ve Sırrı Sakık ile bir toplantı yaptık.

Ne vesileyle yaptınız bu toplantıyı ve sizin misyonunuz neydi?

Ortak tanıdıklarımız var. Bana görüşmek istediklerine dair mesaj geldi. Ben Ankara'ya gittim. Hepsini eski tanıyorum tabii siyaset yıllarımdan. Hepsiyle de aram çok iyidir, beni severler çok. 1991'den itibaren bu Kürt kardeşlerimizle çok mesaimiz oldu.

O son görüşmelerde hata yaptıklarını söyledim kendilerine. Ahmet Türk bir Nevruz'da kalktı Diyarbakır'da bir konuşma yaptı. Tayyip Bey ona çok kızdı. Çünkü Tayyip Bey başta iyi niyetle yaklaştı. Fakat dediğim gibi… Amerika. Eskiden İngiltere vardı. İngiltere, o bizim Türk kökenli Başbakan geldikten sonra elini çekti.

cavit.jpg

Boris Johnson mı?

Boris Johnson geldikten sonra elini çekti İngiltere, bu PKK olayından. İtalya kendi derdine düştü. İtalya elini çekti. Şimdi Fransa, Almanya, Amerika bunları kaşıyor ve ekonomik olarak destekliyor.

Rusya'da PYD ofisi var. Hatta PYD'nin resmi temsilciliğinin ilk açıldığı yer Moskova.

Rusya dengeleri korumak zorundadır. Rusya şu son olayda, Dağlık Karabağ olayını ne yaptı? Ermenistan'ı bıraktı. "Sen işgalcisin orada" deyip çekiliverdi.

Kürt meselesinin çözümüne dönelim. "Biz 90'larda Hikmet Çetin ile birlikte çözüme çok yaklaşmıştık" dediniz.

Her an çözülebilir bu.

TSK'nın ‘terörle mücadele' adı altında PKK'ya karşı sert tedbirler aldığı o dönemde siz de siyasi kanat olarak müzakeredesiniz. Yani ikisi bir arada yapılabiliyor.

Başka türlü çözülemezler. Ya biz İstiklal Savaşı'nı beraber vermişiz. Onların da aklını başına alması lazım artık. Kürt kardeşlerimizle bu vatanda beraber yaşayacağız. İşte Ahmet Türk - ki benim iyi arkadaşım- şu anda Çeşme'de yaşıyor.

Tutuklamanın geleceği sinyalini verdim açık açık

Bugün konuştuğumuz şey hakikaten Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bölünmesi mi yoksa başka bir şey mi?

Şimdi burada bir yol bulunması lazım. Kürt kardeşlerimize bugün bir çağrı yapmak istiyorum. Bunlar diyecekler ki; "Silahlı dönem, terör devri bitti. Terör yok, adam öldürmek yok." Ben o dönem Ankara'da bunlarla yaptığım toplantıda aynı çağrıyı yapmalarını önerdim.

Sırrı Ağrı Belediye Başkanıydı, Ahmet Türk Mardin Belediye Başkanıydı. Selahattin Genel Başkandı. Dedim ki onlara; "Kardeşim sizi hükümet değil, devlet içeri alacak. Bu çağrıyı yapmadığınız zaman bu devlet size göz açtırmaz artık" dedim.

Yani tutuklanacaklarının sinyali verdiniz.

Verdim. Açık açık.

Ne dediler?

Selahattin yoktu toplantıda. İlk toplantıda bizim Celal Doğan vardı. Sırrı Sakık vardı. Sonra Sırrı Süreyya Önder ile başka bir toplantı yaptık. Onunla da çok sevişiriz, arada ararım. Ben onların hepsine anlattım. "Kandil'e çağrı yapın. Silahlı eylemin bittiğini ilan etsinler" dedik. Bu vatanda beraber yaşayacağız. Bak, devlet mesela Kürtçe yayın yapıyor şu anda. Yani bunların da artık o aşırılıklardan kaçınmaları lazım. Bu vatanda beraber yaşamanın yollarını arayacaklar. Dediğim gibi biz bu vatanı Kurtuluş Savaşı'nda beraber kurmuşuz. Atatürk ağayı almış, imamı almış, şeyhi almış, hep birlikte kurmuşlar. Bugün, Türkiye'nin kucaklaşmaya ihtiyacı var.

Hükümet kayyım politikalarından ve diğer sert tedbirlerden vazgeçmezse sizin Kürt siyasetçilere ‘yapın' dediğiniz çağrıların gelmesi mümkün olur mu? Yani bu beklenti gerçekçi midir?

cavit-caglar1.jpg

Kucaklaşacağız, başka yolu yok. Türkiye yoruldu, insanlar yoruldu.

"Kemal Bey'in yerine başkası aday olsa ilk turda alırdı seçimi, bizim kız felaket çıktı"

Bu kadar yüksek enflasyona rağmen Erdoğan geçen sene yeniden seçilebildi ama. Kemal Bey'in (Kemal Kılıçdaroğlu) Alevi ve Kürt oluşu bir faktördü. Kemal Bey'in yerine başka biri olsaydı ilk turda alırdı seçimi. Merkez kendi beklentileri açısından, yani Kemal Bey'i inandırıcı bulmadı.

Altılı Masa'yı da inandırıcı bir yönetim modeli olarak görmedi halk sanırım.

O da ayrı. Felaket çıktı bizim kız. (Meral Akşener'i kastediyor.)

"Bence parlamenter sisteme dönüş şansını Tayyip Bey kullanacak"

Türkiye siyasetinde yakın dönemde parlamenter sisteme dönüşle ilgili ciddi bir pazarlık yaşanacağını düşünüyor musunuz?

Düşünüyorum. Tayyip Bey bu şansı kullanacak. Türkiye bana göre Fransa'daki yarı başkanlık gibi olmalı. Cumhurbaşkanının bazı yetkileri olmalı, yetkilerin hepsi başbakanda olmamalı. Cumhurbaşkanının bazı yaptırımları olmalı. Ve parlamentonun millet iradesini daha çok yerine getireceğini görüyorum. Tayyip Bey 20 seneyi aşkındır Türkiye'yi yönetiyor. Çok şey gördü, büyük tecrübe sahibi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.