Doç. Dr Vahap Coşkun: DEM Parti Başak Demirtaş'ı aday yapmazsa zorda kalır

Doç. Dr Vahap Coşkun: DEM Parti Başak Demirtaş'ı aday yapmazsa zorda kalır
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun, “Başak Demirtaş oyun bozan ve oyun kuran bir hamle yaptı. DEM buna hazır değildi ve bundan hazzetmedi” dedi.

AMİDA HABER- 2019 seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nu destekleyerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanmasını sağlayan Kürt seçmenin, 31 Mart seçimlerinde alacağı pozisyon merak ediliyor. Üst üste yapılan anketler, açıklamalar DEM Parti’nin aday çıkarmasını salık verse de DEM Parti’den henüz beklenen açıklama gelmedi. DEM MYK, İstanbul için toplandı, sonuç açıklanmadı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, daha önce “aday olabilirim” diyen Başak Demirtaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için DEM Parti’ye başvurdu. Hem İstanbul seçimlerini hem de DEM Parti’nin yeni dönemde aday belirlemede kullandığı yöntemi, bölgedeki siyasi dengelerin en iyi takipçilerinden biri olan Doç. Dr. Vahap Coşkun ile konuştuk.

DEM Parti 13 Ocak’ta başlattığı eğilim yoklaması sürecini tamamladı. Adaylar tanıtıldı, süreci gözlemleyen biri olarak neler söylemek istersiniz?

DEM Parti için özellikle bölgede ön seçim yapmak biraz da zorunluluk haline almıştı. Çünkü 2023 seçimlerinde partinin gösterdiği adaylar tabandan çok büyük bir tepki çekmişti. Adaylar merkez tarafından belirlenmiş, yerelin hassasiyetleri, talepleri, öncelikleri hiçbir şekilde gözetilmemişti. Dolayısıyla taban ile aday arasında ciddi bir uçurum olmuştu. 2023 seçimlerinden sonra yapılan değerlendirmelerinde, tabanının getirdiği eleştirilerden bir tanesi buydu. Bunun üzerine de özellikle bölgede, yerelde adaylarının ön seçimle belirleneceğini ifade ettiler. Tabanını ön seçime davet ettiler. İşin doğrusu taban ciddi bir ilgi gösterdi. Fakat burada çok çeşitli sorunlar var.

'Ön seçimler Diyarbakır ve Mardin'de sancılı geçti'

vahap-coskun1.jpg

Nasıl sorunlar var?

Tabanlarını bir şekilde harekete geçirdiler, motive ettiler ama uygulanmasında ciddi sorunlar vardı. Zaten sorunların olduğu kendileri tarafından da ifade edildi, ilk defa yapıldığı ve daha sonraki süreçte daha doğru, daha profesyonel bir şekilde yapılacağını ifade ettiler. Şimdi burada 2 büyük problem var. Ya eğer böyle bir ön seçim yapıyorsanız özellikle marka şehirlerde bu ön seçimleri çok şeffaf çok adil, herkesin gönlüne sinecek şekilde yapmanız gerekiyor. Ama biz hem Diyarbakır'da hem Mardin'de bu sürecin son derece sancılı geçtiğini gördük. Mardin'de ilk turda Ahmet Türk seçilmedi. Sonra seçimden çekildiğini söyledi ama Mardin'de ikinci tur yapılmadan adaylar ilan edildi. Şimdi Mardin'de ön seçime girmiş olan adaylara ve oy kullanmış olan seçmenlere yönelik çok ciddi bir haksızlık. Onların bir şekilde iradesini ciddiye almamak gibi bir sonuç ortaya çıkardı. Eğer adaylar önceden belirlenmişse ve ilan edilecekse o zaman bu ön seçimler neden yapıldı?

Ama Diyarbakır’da seçim yapıldı…

Diyarbakır'da ön seçim yapıldı ancak daha sonra bu ön seçim iptal edildi. İptal konusunda kimsenin tatmin olduğunu zannetmiyorum. En başta adaylar tatmin olmadılar. Yani özellikle ilk turda ilk iki sırayı paylaşan adaylar, daha sonra sosyal medyalarında yaptıkları açıklamalarda neden iptal edildiği konusunda herhangi bir fikre sahip olmadıklarını söylediler. Hatta şaibe iddialarında bulundular. Dolayısıyla Diyarbakır ve Mardin'deki ön seçimler çok ciddi bir hayal kırıklığıyla sonuçlandı, onu belirtmem lazım. Bundan sonraki seçimlerde, -eğer bu ön seçim uygulanacaksa- bunun çok geniş bir takvimleri olması, belirli kurallara bağlı olması, seçim sonuçlarının hiç kimsenin itiraz etmeyeceği şekilde şeffaf ve adil bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. Mardin ve Diyarbakır'da iyi bir ön seçim yapamıyorsanız, diğer yerlerde yaptığınız ön seçimler konusunda da çok ciddi soru işaretleri doğar. DEM Parti’nin böyle büyük bir problemi var.

Eş başkan adaylarının profili konusunda tabandan ciddi eleştiriler var. Katılır mısınız?

Eğer adaylar konusunda tabanın bir rahatsızlığı varsa, bu sıkıntı çeşitli şekillerde gösterebilir. Seçime katılım oranı düşebilir veya daha önceki belediye başkanlarının aldığı oy oranlarına erişmemek gibi bir durum söz konusu olabilir ama dediğim gibi partinin merkez yönetimi bir şekilde ön seçimi yaparak çıkacak olan sonuçları aynı zamanda tabanı da sorumlu kılmak istedi. Yani eğer bunlar o adaylara yönelik bir eleştiriniz varsa, bunlar tabandan geldi, seçimden çıktı diyecekler. Bunun üzerinden bir siyaset yürütecekler. Ama dediğim gibi bu ön seçimin çok ciddi handikapları var. Ön seçimi iyi bir şekilde organize edemezseniz, mimarisini iyi kuramazsanız ön seçim tek başına ön seçim yapmak çok büyük bir anlam ifade etmeyebilir. Ön seçim iyi bir adayın garantisi değildir. Doğru bir adayın da garantisi de değildir. Yani adaylar kendilerini çok ciddi şekilde ifade etmemişlerse bloklar halinde hareket eden gruplar fazlaysa ve bunlar bir şekilde ön seçimleri domine edecek bir yapıdaysalar o zaman oradan ön seçim yaptığınızda buradan doğru adayın çıkacağı veya şehrin benimseyeceği, kabul edeceği adayın çıkacağı gibi bir sonuç çıkmaz. O nedenle buradan çıkartılacak çok dersler var. Çok ciddi hataların yapıldığı, eksiklerin olduğu, bunu zaten DEM Parti’nin yöneticileri bunu itiraf etmek durumunda kaldılar.

İstanbul’da DEM Parti’nin alacağı tavır çok merak ediliyor. Resmi olarak açıklanmasa da Başak Demirtaş’ın adaylık başvurusu yaptığı konuşuluyor. Nasıl yorumlamak lazım?

Selahattin beyle görüştükten sonra Başak Demirtaş’ın yaptığı açıklama bir nevi oyun bozan ve oyun kuran bir hamleydi bence. Ben DEM Parti’nin bu hamleye hazırlıksız yakalandığını düşünüyorum ve bu hamleden de çok fazla haz etmediği kanaatindeyim. Çünkü orada aday çıkartıp çıkartmama konusunda henüz müzakereleri yürütürken güçlü bir isim kendisini aday olarak ortaya koyduğunda DEM Parti’nin hareket alanı son derece daraldı. Araştırmalara bakıyoruz İstanbul’daki DEM Parti seçmeninin yüzde 70’i partisinin kendi logosu ile seçime girmesini istiyor. Yine DEM Parti’ye oy verenlerin yüzde 40’a yakını adayın Başak Demirtaş olmasını istiyor. Dolayısıyla İstanbul'daki DEM Parti seçmeninin partisinden iki talebinin olduğunu görüyoruz. Bir, seçime kendi adımıza girelim, son iki büyük seçime biz kendi adımızla girmedik, bu ciddi bir hataydı diyorlar. İki, güçlü bir adayla girelim. Yani partiyi toparlayacak bu dağınıklığı bir şekilde ortadan kaldıracak veya düşüş trendini tersine çevirecek güçlü bir adayla girelim. İsmi söylendiğinde seçmeni harekete geçilecek bir adayla girip ve bu açıdan baktığınızda en iyi ismin Başak Demirtaş olduğuna şüphe yok.

'Başak hanım Selahattin Demirtaş'ın rüzgarını arkasına alacak'

basak-demirtas.jpg

Neden?

Çünkü Başak Demirtaş orada kendisi tek başına seçime girmeyecek, Selahattin Demirtaş’ın rüzgarını arkasına alacak ve çok büyük bir ihtimalle aday gösterildiği taktirde Selahattin Demirtaş odaklı bir kampanya yürütecek. Yani Demirtaş’ın mağduriyetini dile getirecek, DEM Parti’nin güçlü bir şekilde ve seçimden çıkması halinde güçlü bir oy alması halinde bunun Demirtaş’ın mağduriyetinin ortadan kaldırılması için siyasal bir destek olacağını ileri sürecek. Dolayısıyla kendi seçmenini çok daha rahat harekete geçirebilecek.

Başak Demirtaş’ın adaylığının “AK Parti ile DEM” yakınlaşması olarak yorumlayan bir kesim var. Doğru bir yaklaşım mı, iktidar ile Kürtler arasında bir kapı aralanır mı?

Bilemiyoruz. Yani o böyle çıkarımlar yapmak yanlış olur. Demirtaş veya DEM Parti hükümetle anlaştı, onun üzerine aday çıkarıyorlar şeklinde çıkarımlar yapmak yanlış. Selahattin Demirtaş hem kendisine hem kendi pozisyonunu hem de partinin durumuna bakarak yeni bir okuma yaptı ve bu hamleyi gerçekleştirdi. Bu hamleden sonra hükümet ile DEM Parti arasında bir diyalog bir müzakere olabilir de Olmayabilirde. Ama bu hamlenin kendisi bir şekilde yeni bir oyun kurmayı talep eden bir hamle. Ondan sonra nasıl bir sonuç alacağını ileriki günler bize gösterecek.

Peki DEM Parti Başak Demirtaş’ı aday göstermezse ne olur? Böyle bir ihtimal var mı?

vahap-coskun-basak-demirtas.jpg

Güçlü bir aday ortada olduğunu söylerken ve taban da partisinin aday göstermesini isterken eğer DEM Parti aday göstermezse çok zor bir durumda kalır. Yani aday göstermemek ciddi bir problem. Çünkü 2019 yerel seçimlerinde aday göstermemişsiniz, partinizin temsiliyetini engellemişsiniz, 2023 seçimlerinde aday göstermeyerek partinin siyasal müzakere şansını ortadan kaldırmışsınız. Bu iki büyük seçimden sonra üçüncü büyük bir seçimde tekrar aday göstermezseniz ve ortaya kötü bir tablo çıkarsa 2023’te örneğin oy oranı olarak daha az oy aldığınız bir tablo çıkarsa seçmene bunun hesabını veremezsiniz. Başak Demirtaş dışında bir aday çıkartır tekrar düşük oy alırsanız tekrar seçmene hesap vermek durumunda kalırsınız. Dolayısıyla ben Başak Demirtaş’ın ‘ben aday olabilirim’ açıklaması yaptığında aslında bir nevi DEM Partisini kendi adaylığına mecbur bırakan bir hamle olarak yorumlamıştım. DEM Parti aday göstermezse ve kötü bir netice elde ederse o zaman çok ciddi bir sorun olabilir. Partinin karar verememesinin sebebi de bu. Yani iki defadır toplanıyorlar, ikisinde de bir karar çıkmadı. Muhtemelen bu parti içerisinde ciddi bir tartışmaya sebebiyet veriyor. Her iki görüşü savunanlar da var, aday gösterilsin, gösterilmesin, Başak Demirtaş aday olsun, olmasın diyen taraflarda var. Taraflar arasında bir mutabakat oluşmuş değil. Ama ben gelinen noktada aday çıkartmamanın DEM Parti’ye çok büyük bir zarar vereceğini, DEM üzerinde ciddi bir tahribat yaratacağını düşünüyorum.

Röportaj: İlyas AKENGİN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum