Yeşil Liste Adayı Kaya: Kayyumlarla yol alamıyoruz

Yeşil Liste Adayı Kaya: Kayyumlarla yol alamıyoruz
DTSO seçimlerinde Yeşil Liste Adayı Mehmet Kaya, kayyum yönetimleri nedeniyle, güvenlikçi politikanın, ekonominin önüne geçtiğini söyledi. Kaya, “Şuan bölgedeki güvenlik aklı ekonomiyi engeller pozisyonda. Ortadan kaldırılmasını sağlayacağız” dedi.

AMİDA HABER- Diyarbakır’da 20 bini aşkın üyesi olan Ticaret Sanayi Odası (DTSO) hem ekonomide hem de kentin özgün sorunlarında önemli bir sivil toplum kuruluş. DTSO yarın seçime gidecek, seçimde 8 bin kişi oy kullanacak. Kırmızı ve Yeşil Liste olmak üzere, seçimde iki liste yarışacak. Yeşil Liste’nin adayı Mehmet Kaya, Amida Haber’in sorularını cevapladı.

4 yıl DTSO Başkanlığı yaptınız. Diyarbakır’ın ekonomide önemli sorunları nelerdir?

Diyarbakır’da sanayicilerin geçmişten gelen bir çok sorunun aşıldığını söyleyebiliriz. Göreve geldiğimizde organize sanayi bölgelerinin, küçük sanayi siteleri ve orta ölçekli işletmelerin sanayi altyapısı oldukça yetersizdi. Görevde olduğumuz 4 yıllık süreçte, her şey tamamen bitti, hallettik demiyorum, ama bitireceğiz. Önümüzdeki 4 yıl içerisinde bunun garantisini verebiliyoruz. 4 yılda iyi bir mesafe kat ettik. Tekstil OSB, Karacadağ OSB ve Silvan’da önemli bir mesafe kat edildi.

mehmet-kaya-2.jpg

Sanayicinin sorunun nedir?

Bölge sanayicisinin bölgede yatırım yapmasının önünde birkaç engel var. En önemlisi finansa erişim engeli. Bu sorundan pandemide bir çok sanayici etkilendi, ama bölge sanayicisi biraz daha fazla etkilendi. Bankaların kredi verme konusunda, bölgeye özgü dezavantajları çok fazla. Bankalar bölgede büyük ölçekli yatarım yaratacak işletmelere istedikleri krediyi veremiyor. Bu seçim sürecinde, birçok büyük sanayicimizin, batıda yeni yeni firmalar ya da şubeler açtıklarını öğrendik. Bunun temelinde yatan sıkıntı finansa erişim.

Bankalar bölgeye özel bir politika mı uyguluyor?

Evet kesinlikle. Teminattaki ipotekleri gerçek değerinde göstermeme gibi sorun var. Kendileri bölge müdürlüğünün yetkisinin sınırlı olduğunu söylüyorlar. Çok da kabul edilebilir bir gerekçe değil. Bir firma Diyarbakır’da 10 milyon lira kredi almaya zorlanırken, aynı firma İzmir’de 40 milyon kredi alabiliyor. Diğer önemli sorun ise kayyum uygulamaları ile birlikte, bölge yatırımcısının bölgede ihale almasında da büyük sorunlar yaşıyoruz.

mehmet-kaya-1.jpg

Nasıl?

Mesela kendi hemşerisine iş verme gibi bir uygulama var. Batı’dan firmaları getirip davetiye usulü ile iş vermeler arttı. Ya da bölgede üretilen ürüne öncelik vermemek gibi sorunlar da yaşıyoruz. Bu kentin tükettiği ürünleri bölgedeki üreticiden almak zorundayız. Bunun bir formülünü bulmalı. Nasıl Batı’dan getirdiğine verebiliyorsa, bölgedeki üreticiye çok rahatlıkla bu kolaylığı sağlayabilmelidir.

4 yıl Ticaret Sanayi Odası Başkanlığı yaptınız, bu dönemde 5 belediye başkanı değişti…

Evet, biri seçilmiş, 4’ü kayyum. 4 belediye başkanı ile çalıştık. Böyle bir kent yok. İnsanların özgür iradesi ile seçtiği bir makamda istikrar yok. Biz kiminle çalışacağız. Her gelen belediye kendine göre bir kadro oluşturuyor. O zaman biz Ticaret Sanayi Odası olarak üyemizin finansı ile uğraşırken, bakıyoruz finansı aşan bir sorun var.

Diyarbakır’da toplumsal sorunlara da ses çıkarabilen, önemli bir sivil toplum örgütüsünüz. Bundan dolayı, yöneticilerden (kayyum, vali) bir dirençle karşılaşıyor musunuz?

Tabi ki. Yalnız biz değil, kentin bir çok sivil toplum kuruluşu, bu dirençle karşılaşıyor. Zaten bölgenin kendine özgü bir siyasi yapılanması var. Biz bu işin siyasetini tarif ederken, ister istemez bizlerle görüşürken, yol alırken hep kafasının arkasında bir güvenlik bariyeri oluşuyor. Yol alamıyoruz. Hele bir de yılda bir değişiyorsa. O zaman yol alırken, “Ben hiçbir şeye dokunmayayım, böyle kalsın” diyor. Ama Diyarbakır kaybediyor. Daha da ileri gidebilirdik. Silvan OSB bitmiş olabilirdi, Ergani Gıda OSB bitmiş olabilirdi, lojistik hizmete girmiş olabilirdi. Karacadağ OSB 2021’in Şubat’ında tapusu aldık. Halen arsa vermeye başlayamadık. Çünkü o dönemde iki belediye başkanı değişti. Bu kent yönetilecekse, kentin paydaşları, sivil toplum kuruluşları ile bir masa etrafına oturulmadığı sürece sadece güvenlik yönetimi oluşur.

Aynı masada oturabiliyor musunuz?

Oturamıyoruz. Maalesef son bir- bir buçuk yıldır kent ortak akıldan uzaklaştı. Kent geçmiş oturmaların verdiği meyveleri yiyor. Siz meyve yerken ağaç dikmezseniz bu meyve tükenir.

Seçilmeniz durumunda bu soruna çözüm öneriniz ne olacak, nasıl çözeceksiniz?

Yaşadıklarımdan öğrendiğim şu: Hangi kentte, yerel yönetim, sivil toplum ve yöneticiler bir masa etrafında ortak akılla toplandıysa o kent gelişti. Başaran kentlerin hepsinde, herkes aynı siyasi fikre sahip değil. Ama ortak akıl etrafında toplanabiliyorlar. Diyarbakır’da bu sorun aşılmazsa, bu kent 90’lı yıllardan daha fazla zarar görmüş olacak. İnsanları, yapıları akredite etmeye çalışırsanız, sokak dedikodularını devlet yönetimi haline dönüştürmeye çalışırsanız, bu kent zarar görür. Eğer bir suçu olan varsa, adli kolluk var. Toplum sorunların çözümü için adım atılmasını istiyor. Diyarbakır her şeyin farkında. Siz burada bir kenti kayyumlarla yöneteceksiniz, kentteki sivil toplumla çalışmayacaksınız. Bunun dünyadaki ismi başkadır. Buna girmek istemiyoruz. Bir an önce bu akıldan uzaklaşılmalı. Mesela, tekstil OSB’nin ikinci etabına başlatıyoruz. Masa kurulursa daha erken bitiririz. Mesele bu. 3 yıl boyunca Mehdi beyin başkanlığında (Mehdi Eker) bir koordinasyon kurulu vardı. İşler tıkır tıkır yürüyordu. Bunu tekrar başlatmamız lazım.

mehmet-kaya-4.jpg

Anladığım kadarıyla seçildiğinizde de, ekonomi ile ilgili sorunlarla değil, “güvenlikçi politika” ile de mücadele edeceksiniz…

Biz Ticaret Sanayi Odasıyız. Tam da şunu söylüyoruz. Evet, ekonomin -önündeki güvenlikçi politakalar ile mücadele edeceğiz. Şuan bölgedeki güvenlik aklı ekonomiyi engeller pozisyonda. Ortadan kaldırılmasını sağlayacağız. Bu kent her kesimi ile masaya oturup, ekonomiyi geliştirmeli.

Biraz seçimlere dönelim, kaç üyeniz var, kaç kişi oy kullanacak?

20 bine yakın üyemiz. Bunun yaklaşık 7 bini askıda kaldı. Yaklaşık 8 bini oy kullanabilir. 4 bin faal aidatı yatırılmış ama son iki yılda açıldığı için oy hakkı yok. Yaklaşık 2 bin küsur üyemiz de kapanma sürecinde ya da mali açıdan kendini askıya almış durumda.

Bu yıl seçime katılımın daha düşük olacağı söyleniyor. Katılır mısınız?

Bu seçimde 2018 seçiminden çok farklı olmamakla birlikte, 4 yıl içerisinde yapılan bazı düzenlemeler aksaklıklar yaratabilir. Biz de aynı durumdan mustaribiz. Daha önceki seçimlerde, seçime 3 gün kalaya kadar askıdan inen firmaların oy kullanma hakkı vardı. Bu sene, askı süresinin sonunda askıdan inenlerin oy kullanmaması gibi bir uygulama oldu. Bu bizim değil, Yüksek Seçim Kurulu’nun bir kararı. Biz itiraz ettik. İtirazlar reddedildi. Biz bunun duyurularını yaptık. Sayısal anlamda çok düşük değil, 2018’deki sayı ile bugünkü arasında yüzde 20’ye yakın artış var. (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.