DEM Parti atölyesinde süreç masaya yatırıldı

DEM Parti atölyesinde süreç masaya yatırıldı

Kaynak:Haber Merkezi

Süreç hakkında konuşan İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, “Barış hukukuna ihtiyaç var. Hukuksal güvenceler oluştukça sürece güven artar. Güvenin temeli güvencelere dayanır” dedi.

AMİDA HABER - DEM Parti, Mülkiyeliler Birliği'nde “Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde Hukuki Gereklilikler” konulu atölye düzenledi. DEM Parti’nin Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin yanı sıra hukukçular ve akademisyenler atölyeye katıldı.

1-003.jpg

Süreç 1 ay önce başladı

DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, atölyenin açılış konuşması gerçekleştirdi. Sancar, "Bu çalışmanın adı Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde Hukuki Gereklilikler. Yaklaşık bir ay önce bir süreç başladı. Bu süreç çeşitli aşamalardan bugüne kadar geldi. 1 Ekim’den sonra Sayın Bahçeli 22 Ekim’de önemli bir çağrıda bulundu. Bu konuşmadaki esas vurgu Sayın Öcalan’ın Meclis'e gelerek bu süreci başlatacağı yönündeydi. Sayın Öcalan da bu değerlendirmeyi dikkatlice ele aldı ve bu yönde çalışmalar başladı" diye kaydetti.

3-002.jpg

‘Silahları yakma güçlü bir irade beyanı’

İmralı’da çeşitli ziyaretlerin olduğunu ve süreç kapsamında yaşanan gelişmeleri sıralayan Sancar, "9 Temmuz’da Sayın Öcalan’ın videolu mesajı yayınlandı. Bu mesaj da son derece önemliydi. Öte yandan Sayın Öcalan’ın kamuoyuna doğrudan görünerek hitapta bulunduğu önemli bir gelişmeydi. 11 Temmuz’da ise Güney Kürdistan’da Süleymaniye yakın bir bölgede silah yakma töreni gerçekleşti. Kendilerini Demokratik Toplum Grubu olarak adlandıran 30 kişilik bir heyet silahları ile birlikte alana gelip açıklamasını yapıp silahlarını ateşe verdi. Bunun sadece bir seremoni değil, güçlü bir irade beyanı olduğunu belirtmek gerekir. Hem örgütün Sayın Öcalan’ın çağrısına ve inisiyatifine bağlılığını gösteren bir irade beyanıydı" ifadelerini kullandı.

4-002.jpg

‘Ciddi çalışmalar yapmak gerek’

Sancar, konuşmasında şunları söyledi: "Sürecin barışa ve demokratik topluma, çözüme ve huzura evrilebilmesi için yapılması gerekenler var. Bunlar başka adlarla nitelendirilmemesi gereken hususlardır. Polemiklere konu edilmeden, işin doğasına uygun adınlar olarak adlandırmalıyız. Öncelikle bir barış hukukuna ihtiyaç var. Barışın hukukunu kurmamız ve yerleştirmemiz gerekiyor. Barış hukuku birkaç boyuttan oluşur. İlk adımı çatışmayı sonlandırmak. Çatışmayı sonlandıracak hukuksal düzenlemeleri yapmak. Çatışmayı bitirmenin gerekliliklerini yerine getirecek tedbirleri siyasal ve hukuksal zemine almak. Burada şiddet-siyaset denkleminin önem taşıdığını vurgulamak isterim. Bir sorun 100 yıldır devam ediyorsa, 40 yılı aşkın süredir şiddetle iç içe geçmişse, bu sorunu dönüştürmek için ciddi çalışmalar yapmak gerek. Öncelikle çatışmayı sonlandıracak düzenlemeler titizlikle ele alınmalı ve sürecin doğasına uygun gerçekleştirilmelidir. Şiddet bitiyorsa, yerine siyasetin geçmesi gerektiği çok önemli bir noktadır. Şiddet-siyaset denklemi dediğimiz ya da diyalektiği dediğimiz bu nokta, şiddetin yerine demokratik siyasetle hayata geçirme istediğinin ve çalışmasının öne çıkmasını gerektirir.

Barış hukukunun ikinci unsuru; çatışmayı doğuran sorunu çözmeye yönelik yöntemler geliştirmek ve düzenlemeler yapmak. Çünkü çatışmalar kendiliğinden doğmaz, temelinde sorunlar vardır. Çatışmayı yaratan sebepler mevcuttur. Çatışmayı bitirme konusunda sağlam bir yol oluşturmak için çatışmanın temelinde yatan sorunları açmak gerekir. Biz bu soruna açıkça Kürt sorunu diyoruz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.