Gözler bu kongrede: Erdoğan Diyarbakır'da süreci sahiplenecek mi?

Gözler bu kongrede: Erdoğan Diyarbakır'da süreci sahiplenecek mi?
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretine ilişkin önemli değerlendirmede bulundu.

AMİDA HABER- DEM Parti heyetinin başlattığı ziyaretler devam ederken, gözler bugün Diyarbakır’a gelecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vereceği mesaja çevrildi. Erdoğan’ın kente yapacağı ziyarete saatler kala Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun önemli değerlendirmelerde bulundu.

dsc-1157.jpg

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kente yapacağı ziyarete ilişkin Amida Haber’e konuşan Coşkun, Erdoğan’ın sürece yeteri kadar sahiplenmediği yönündeki tartışmalara değindi.

‘Diyarbakır bu sorunun cevabını arayacak’

DEM Parti’nin siyasi partilerle yaptığı görüşmede bu hususun gündeme geldiğini söyleyen Coşkun, “DEM Parti ile görüşen her genel başkan ‘biz Sayın Bahçeli’nin durduğu yeri biliyoruz ama Erdoğan nerede duruyor bunu da görmek istiyoruz’ dediler. Dolayısıyla onun süreci açıktan sahiplenmesini beklediklerini ifade ettiler. Bence Diyarbakır’da yarın herkes bu sorunun cevabını arayacak. Erdoğan gerçekten bu süreci, varlığı ve arkasında durduğuna dair net bir mesaj verecek mi vermeyecek mi bu önemli. Dolayısıyla buna dair bir mesaj verirse bu süreç açısından önemli bir kazanım olarak görülebilir” şeklinde konuştu.

vahap1.jpg

‘Daha fazla söz söylemeye başlayacak’

Erdoğan ile Bahçeli arasında herhangi bir ayrım söz konusu olmadığını dile getiren Coşkun, “Bu durumun sadece siyaset farklılığı olduğu kanaatindeyim. Yani Erdoğan muhtemelen kendi siyasi maliyetini daha azaltmak için veya toplumun bu gelişimi nasıl bir tepki verdiğini görmek için şu anda çok fazla sahnenin önüne çıkmıyor ama eğer süreç beklendiği gibi ilerlerse Erdoğan çok daha fazla söz söylemeye başlayacaktır” dedi.

‘İki taraf uzlaşmaya daha yıkın’

Türkiye ve PKK açısından en kritik noktanın Suriye’deki gelişmeler olduğunu kaydeden Coşkun, “Suriye bu süreçte odak noktada bulunuyor. Eğer Türkiye ile PKK Suriye konusunda bir şekilde ortak bir nokta buluşabilirlerse, bu Türkiye’nin belki çözüm sürecini daha hızlı ilerlemesini sağlar. PKK’nin Türkiye’ye karşı silah bırakmasında mümkün hale getirebilir. Bu açıdan bakıldığında ben 2013-2015 oranla iki tarafın uzlaşmaya daha yakın olduklarını görüyorum. Şimdi uzlaşma imkânı biraz daha fazla gibi gözüküyor. Ama Suriye sahası çok dinamik bir saha. Her gün yepyeni bir gelişme oluyor. Bugün var olan denge yarın ortadan kalkabiliyor. Ama genel tablo açısından bakıldığında 2013-2015’e oranla tarafların birbirleriyle anlaşmaya daha yakın olduklarını, aradaki mesafenin daha kısa olduğunu söylememiz mümkün diye düşünüyorum” dedi.

vahap2.jpg

‘Olumlu giderse adımlar atılır’

Suriye’deki gelişmelerin belirleyici olacağını söyleyen Vahap Coşkun, “Suriye’de ortak bir nokta bulunmazsa Türkiye’de bu çözüm süreci ilerletmek zor olur. Ama ortak nokta bulunursa burada daha rahat adımlar atılabilir. Sürecin henüz başındayız hiç kuşkusuz. Eğer tarafların anlaştığı gibi süreç ilerlerse mutlaka buna dair bazı adımların atılması kaçınılmaz bir hale gelebilir. Ama dediğim gibi henüz erken.”

‘15 Şubat yada 21 Mart tarihi olabilir’

Sürecin zamana yayılması uyarısında bulunan Coşkun, bölgede dengelerin çok çabuk değiştiğini söyledi.

Silah bırakma konusunun en önemli meselelerden biri olduğunu dile getiren Coşkun, “Bu sembolik tarihler 15 Şubat Öcalan’ın yakalanması ve 21 Mart Newroz olabileceği konuşuluyor. Ben herhangi bir tarihi telaffuz etmekte imtina ederim. Ama eğer Suriye’de anlaşırlarsa kısa süre içerisinde de bunu ilan edebilirler diye düşünüyorum. Ama tarihi gelişmelere bağlı olarak şekillenecek” diye konuştu.

n.jpg

‘PKK silahları nereye bırakacak?’

Önemli aşamalardan birinin de silah bırakma konusu olduğunu dile getiren Coşkun, “Bugün PKK çıktı silah bıraktık dedi. Peki bu nasıl bırakılacak, nereye bırakılacak, kime bırakılacak, silah bırakanların durumu ne olacak, hangi düzenlemeler getirilecek ve benzeri yapılacak bir sürü iş var. Bu sürecin kendisi de oldukça uzun bir zaman olur. Dolayısıyla bunu bir başlangıç olması lazım. Onun ötesinde Kürt meselesi sadece bir silah meselesi de değil. Kültürel haklardan tutun yerel yönetim, vatandaşlıktan bölgenin kalkmasına kadar birçok talep var. Ve bu taleplerinin getirilmesi de demokratik siyaset içerisinde belirli bir zaman alacak. Ama silah bırakma bütün bu süreci ilk ve merkezi bir adım olarak görünüyor” şeklinde konuştu.

‘Süreci sahiplenmesi güçlü olur’

Erdoğan’ın Diyarbakır’da süreci reddeden bir dil kullanmayacağını ifade eden Coşkun, “Çünkü baştan itibaren Bahçeli’nin yapmış oldukları açıklamaları tamamıyla destekleyen pozisyon içerisinde yer aldı. Ben bu yönde toplumda ve siyasette bir beklenti olduğunu, Erdoğan tarafından da görüldüğünü dolayısıyla cevap mahiyetinde açıklama yapacak diye düşünüyorum. 2005’te yaptığı ‘Kürt sorunu benim sorunumdur veya 2013’teki bu işi kardeşlikle çözeceğiz ve yeni bir Türkiye inşa ederiz’ gibi üst bir perdeden sahiplenme olmayabilir. Ama toplumdaki bu beklentilerin en azından bir kısmını cevap vermesi düşünülebilir. Erdoğan’ın burada süreci sahiplenmesi sembolik olarak çok güçlü bir adım olur.” Dedi.

Benzer Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.