PKK Cuma günü silah bırakacak

AMİDA HABER- DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Abdullah Öcalan’ın yaptığı yeni çağrı ve güncel gelişmelere dair partisinin genel merkezinde açıklama yaptı.

Bu süreçte hayati bir sorumluluk aldıkları söyleyen Doğan, şunları aktardı: "Bu tarihin yazımına biz talibiz. Bu süreçte yalnızca tanıklık etmiyoruz. Bu süreç çok hayati sorumluluklar da yüklüyor. Çünkü insan hayatından bahsediyoruz. Bu hafta bir kez daha gördük ki bahsettiğimiz konu çok kıymetli. Çatışmasızlık, savaş ve savaşın son bulma ihtimalinin gerçekleşmesinde daha önemli bir aşamaya doğru ilerliyoruz."

Abdullah Öcalan’ın videolu mesajı yayınlandı: Çağrının tam metni

‘Çok tarihi bir kavşakta…’

Herkese büyük sorumluluk düştüğünü ifade eden Doğan, “Bugün, 26 yıl sonra ilk kez Sayın Öcalan’dan, İmralı’dan bir görüntü gördük. Sıcağı sıcağına gelen açıklamalar ve mesajlar da var. Dünya da ilgiyle takip ediyor. Demek ki Türkiye’nin Kürt meselesi, Türkiye’nin demokrasi sorunu yalnızca Türkiye’nin sorunu değilmiş. Hem bölgesel etkileri itibarıyla hem de sonuçları ve dünyada yaratacağı etkiler dolayısıyla yalnızca Türkiye ile sınırlı olmayan, aynı zamanda uluslararası bir sorundan bahsediyoruz. Bu yüzden, çok tarihi bir kavşakta olduğumuzu ifade etmek isteriz" dedi.

‘Bu kez yarım kalmamalı’

Silahların tümden devreden çıkarılması ile açılan yeni sayfanın yarım kalmaması gerektiğini vurgulayan Doğan, "Bunun çabası ve mücadelesi onlarca yıldır sürüyor. Sesi bugünkü kadar koşullar elvermediği için yankılanmamış olsa da bugün ulaştığımız noktanın ardında onlarca yıllık bir çaba, emek ve uğraş olduğunu hatırlatmak isterim. 1993’te yarım kalmış, bugün yeniden siyaset alanının genişlemesi ve silahların tümden devreden çıkarılması için yeni sayfadan bahsediyoruz. Bu kez yarım kalmamalı" diye konuştu.

‘Hepimizin ortak teminatı ve ihtiyacı hukuktur’

Demokratik siyaset alanın genişletilmesi gerektiği ve hukuki adımların atılması gerektiğinin önemine dikkat çeken Doğan şunları belirtti: "Hepimizin ortak teminatı ve ihtiyacı hukuktur. Dolayısıyla hukuk ve hukuka dair güvenceler, hiçbir siyasi hesap yapılmaksızın bir an evvel hayata geçilmeli. Bu da bir hakikati ortaya koymak, bir ihtiyacı ortaya koymaktır. Bunun için Meclis’te bulunan ya da bulunmayan, grubu bulunan ya da bulunmayan tüm siyasi partiler de sorumluluk üstlenmeli. Fikri bütün ayrılıklarını bir yana bırakıp Türkiye’nin temel Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için sorumluluk üstlenmelidirler."