AMİDA HABER- Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi üye ve yöneticileri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Kadın Hakları Merkezi Başkanı Asiya Cemre Işık, yaptığı konuşmada, kadınların 8 Mart’ta evde, işte, sokakta, mahkeme salonlarında, hayatın her alanında can korkusuyla yaşamaya mecbur bırakıldığını belirterek, “Yaşamlarımızla sınanmaya, işten atma tehditlerine, mobbinge, tacize, baskıya, eşitsizliğin derinleştirilmesine, medeni haklarımıza yönelik saldırılara karşı özgür, eşit, şiddetsiz bir yaşam istiyoruz” dedi.
LGBTİ bireylerine şiddet
Işık şöyle devam etti, “Yaşı, mesleği, kimliği ne olursa olsun tüm kadınlar ve LGBTİ+’lar cüretini eşitsizlikten, adaletsizlikten, yargının cezasızlık politikalarından alan erkek şiddetine maruz kalıyor. 6284 Sayılı Kanunun etkin kullanılmaması, İstanbul Sözleşmesinden çekilmek, kadına ve LGBTİ+’lara yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde etkin soruşturma yapılmaması, caydırıcı cezalar verilmemesi yargının bizzat mağdur suçlayıcı konumuna gelmesi var olan şiddet ortamını daha da artırıp kadına yönelik şiddetin artmasına ön ayak oluyor” ifadelerini kullandı.
İyi hal indirimi
Kadın Hakları Merkezi olarak etkin yasal düzenlemelerin uygulamada da geçerli olması için önlemler alınmasını, haksız tahrik indirimi ya da iyi hal indirimlerinin cinsiyetçi bir biçimde uygulanmamasını eleştiren Işık şunları söyledi, “Yargının üzerine düşen görevleri yerine getirmesini, devletin kadınları güçlendirecek politikaları hayata geçirmesini talep ediyoruz ve kadınların geçmişten bugüne mücadele ile kazandığı haklara sahip çıkacağımızı belirtiyoruz. Özellikle belirtmek isteriz ki kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel bağımsızlığını engelleyecek nitelikteki Anayasa değişikliğine tereddütsüz karşıyız. Söz konusu değişikliğin kabulü halinde kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığa ve nefret söylemine zemin yaratılacağı ve Anayasa’nın 10. Maddesi ile çelişkili bir durum oluşacağı açıktır. Teklifte farklı aile formları, örneğin tek ebeveynli aileleri dışarıda bırakan, bekar anneleri ve ebeveyn LGBTİ+’ları bütünüyle ayrımcılığa maruz bırakan bir yaklaşım olduğunu görmekte ve bu yaklaşıma karşı olduğumuzu bildirmek isteriz. Yine defaatle belirtmemiz gerekir ki yaşanacak olan yoğun seçim ve propaganda sürecinde her türlü cinsiyetçi, kadın ve LGBTİ+ düşmanı söylem ve vaatlerin karşısında duracağız” dedi.
Çadır Kentte yaşayan kadınlar ciddi güvenlik sorunu yaşıyor
Deprem bölgesindeki kadın sorunlarının devam ettiğini aktaran Işık, Barınma, su, sağlık, hijyen, güvenlik gibi sorunlar en çok kadınları ve LGBTİ+’ları etkiliyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle ev içi emek ve bakım emeğinin kadına özgülenmesi deprem bölgesinde yaşayan kadınların yükünü kat be kat artırıyor. Bu nedenlerle bölgedeki kadınların yaşadığı ve yaşayabileceği sorunlara ilişkin acil çözümler üretilmesi zorunludur. Hali hazırda uygulamasında birçok eksiklik bulunan 6284 Sayılı Kanunun deprem bölgelerinde ve özellikle çadır kentlerde uygulanması daha büyük bir zorluğu da beraberinde getiriyor. Bununla birlikte nafaka alan kadınların nafakalarını tahsil etmeye devam etmeleri, bölgede yaşanan ağır yıkım düşünüldüğünde son derece zorlaşmıştır. En önemlisi yine deprem bölgelerinde ve çadır kentlerde kadınlar ciddi güvenlik problemleri yaşamaktadır. Tüm bunlara ilişkin etkili çözüm yolları geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları merkezi olarak bu mücadelenin bir parçasıyız ve deprem bölgesinde yaşayan kadınlarla dayanışmaya ve gerekli hukuki desteği sağlamaya devam edeceğiz. Enkaza, şiddette, tacize, yoksulluğa, can güvenliğine ve daha bir çok soruna karşı dayanışma ile mücadele eden kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutluyoruz. Yaşasın dayanışmamız, yaşasın 8 Mart!” ifadelerini kullandı.
Gülistan Doku nerede?
Bu arada açıklamaya 1160 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku da katılarak "Gülistan Doku Nerede" diye sordu. Abla Doku, kardeşinin bulunması için haykırdı.