Bakırhan Diyarbakır’da konuştu: O masada Kürt sorunu konuşulmadı

AMİDA HABER - Diyarbakır’da 1 Mayıs işçi bayramı İstasyon meydanında düzenlenen mitingle kutlandı. Kentteki bazı sendikalar tarafından düzenlenen mitinge Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz’ün yanı sıra çok sayıda işçi katıldı.
‘Barış sürecinin ertelenmesine izin vermeyeceğiz’
Mitingde konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, "Barış sürecinin ertelenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Barış sürecinde üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getireceğimize söz veriyoruz. Kürt sorunun çözümüne dair atılan adımları, görüşmeleri değerli buluyoruz. Bu topraklarda barışı tesis ettiğimizde emekçilerin sofralarına ve ekonomisine de katkı sunacağını net bir şekilde biliyoruz. Barış hemen şimdi diyoruz. Eşit yurttaşlığın, barışın hakim olduğu bir coğrafya talep ediyoruz. Çocuklarımızın okula aç gitmediği, eğitimin gerileştirilmediği, kamusal anadilde hizmet talebimizi yükseltiyoruz. Herkes ihtiyacı olanı talep eder, dolayısıyla bizim en çok ihtiyacımız barıştır. Kaynaklarımızın SİHA’lara değil, parasız ulaşılabilir, nitelikli anadilde kamusal hizmete aktarılması için buradayız” dedi.
Daha sonra sahneye çıkan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, emekçilerin 1 Mayıs işçi bayramını kutladı.
‘İnsanca yaşam lütuf değil'
Bakırhan şunları söyledi, “Emekçilerin insanca yaşam talepleri bir lütuf değil, bir zorunluluktur. İnsanca yaşam lütuflarla değil, mücadele ile ortak dayanışmayla geleceğini belirtmek istiyorum. Önümüz günlerde daha dayanışarak, daha örgütlenerek, ittifaklarımızı büyüterek emekçi kardeşlerimizin, emekçi yoldaşlarımızın Bakın, ekonomik kriz var.
‘Öcalan emekçinin hakkını savunuyor’
Sayın Öcalan'ın 27 Şubat'taki Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı da aslında barışla birlikte emekçilerin hakkını, hukukunu savunan, ekonomide adaleti savunan taşeronlaştırmaya karşı iş cinayetlerine karşı aslında bir duruşu ifade ediyor.
Kadın emeğinin daha görünür olmasını ifade ediyor. Eğer 27 Şubat'taki Barış ve Demokratik Toplum Çağrısına emekçilerle, ezilenlerle, emeklilerle, çalışanlarla, Kürtlerle, Alevilerle birlikte sahip çıkabilirsek güzel günler bizi bekleyecek olur.
‘Bu çağrı yerini bulursa…’
Onun için bu çağrı sadece Kürt'e değil 1 Mayıs vesilesiyle en çok da emekçileredir. Bu çağrı yerini bulursa, bu çağrı gerçekleşirse savaşa giden kaynaklar emeklilere, emekçilere, asgari ücretlilere, işsizlere, barınmayanlara gidecektir. Dolayısıyla bu çağrıyı sahiplenmek en çok siz emekçi kardeşlerimizin görevidir. Kapitalist krizin bedelini emekçiler ödüyor. Bu vahşi düzen en çok sizi sömürüyor. Bu sermaye dostu düzen sizin cebinizden, alın terinizden aldığını bir avuç sermayelere peşkeş çekiyor. Dolayısıyla bu düzen karşısında beraber olmalıyız.
‘Öcalan ile 4 saat kaldık’
Birlikte olmalıyız. Örgütte olmalıyız. Güçlü olmalıyız. Bu ülkeyi emekçilerin hakkıyla Kürtlerin talebiyle, Alevilerin eşit yurttaşlık haklarıyla buluşturmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Emin olun, İmralı Adası'nda Sayın Öcalan'la birlikte 4 saat kaldık. Sizlere şunu aktarmak istiyorum. O masada sadece Kürt sorunu konuşulmadı. En çok da işçiler konuşuldu. En çok da emekçiler konuşuldu. En çok da kadınlar ve gençler konuşuldu. Sayın Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısında emekçinin alın terinin hakkı vardı.
‘Barışı büyütmek hepimizin borcu’
Bu sömürücü, bu emekçinin hakkını gasp eden zihniyete bu anlayıştan vazgeç düşüncesi vardı. Sayın Öcalan aynen şunu söyledi. Kapitalizm umudumuzu çalıyor. Dolayısıyla umudumuzu, çözümü, barışı büyütmek de bizim boynumuzun borcudur. İnanıyorum ki bugünden sonra bu çağrıya daha fazla sahip çıkarak, toplumsallaştırarak barışı fabrika fabrika, ev ev, sokak sokak emekçilerin gündemi ve ortak talebi haline getirebilirsek güzel günlere ulaşacağımızı umut ediyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.