Diyarbakır eski milletvekili Mehdi Eker yanıtladı; AK Parti’nin HEDEP ile müzakere şartı ne?
Türkiye Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski Bakanı ve Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) Yönetim Kurulu Başkanı Mehdi Eker geçtiğimiz günlerde Duhok’ta Amerikan Kürdistan Üniversitesi tarafından düzenlenen foruma katılmak üzere Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne gitti. Eker ardından başkent Erbil’de Tarım ve Su Kaynakları Bakanlığı tarafından yeşillendirme ve iklim değişikliği ile mücadele kapsamında başlatılan kampanyaya katılıp fidan ekti. Rûdaw TV’den Dildar Herki’ye konuşan Eker, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne yaptığı ziyaretin amacı, Erbil-Ankara ilişkileri, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikası, kulislerde dolaşan AK Parti ile HEDEP arasındaki görüşmeler ve İsrail-Hamas çatışmasına ilişkin soruları yanıtladı.
Diyarbakır eski milletvekili Mehdi Eker ile yapılan röportajın tam metni:
Rûdaw: Sayın Eker hoş geldiniz.
Mehdi Eker: Teşekkürler.
Rûdaw: Son olarak TARPOL’ü siz kurdunuz. Ayrıca Kürdistan Bölgesi'ne yaptığınız ziyaretin amacı nedir?
Mehdi Eker: Kürdistan Bölgesi'ne gelme sebebimiz Sayın Mesrur Barzani'nin daveti üzerine oldu. Duhok'ta Amerikan Üniversitesi'nde bir forum vardı ve birçok ülkeden uzmanlar, diplomatlar ve siyasetçiler de katılmıştı, iki gün sürdü, bölgesel konular, Orta Doğu ve uluslararası alanı ilgilendiren konular konuşuldu, tartışıldı. Bu vesile ile Sayın Mesrur Barzani beni de davet etti. Ben de davete icabet ettim ve orada bir konuşma yaptım. Orta Doğu'da bölgenin barışı, istikrarı ve huzurunu etkileyen birçok önemli konu vardı.
Rûdaw: Bunu tartıştınız mı? Hemen bu konuya gireceğim, Türkiye ile Kürdistan Bölgesi ilişkileri şu anda nasıl ve ne düzeyde?
Mehdi Eker: Çok iyi yönde ilerliyor, biz bundan memnunuz. Sayın Mesud (Barzani) ile yaptığımız görüşmede ve Sayın Neçirvan ve Sayın Mesrur Barzani'nin forumda de ifade ettiği gibi, kendileri de bu ilişkilerin düzeyinden çok memnun. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan ve hükümetimizin yetkilileri de ilişkilerimizin ve münasebetlerimizin daha çok gelişmesini istiyorlar. Biz komşuyuz, kardeşiz. Bu yüzden iki taraf da inanıyoruz ki, komşuda huzur yoksa kendi evimizde de huzur olmaz.
Rûdaw: Türkiye ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkilerin iyi olmasına vesile olan nedir?
Mehdi Eker: Bunun nedeni kalubeladan beri kardeş olmamız, komşu olmamız, gelenek ve göreneklerimizin birbirine çok yakın, kültürümüz de birbirine yakın. Aynı coğrafyadayız ve tarihte birlikteydik. Geçtiğimiz yüzyılda yeni devletler kuruldu, dünya savaşları yaşandı ve bazı komplikasyonlar oldu. Ancak 22 yıldır, AK Parti hükümeti, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın politikaları önceki siyasetçilerden farklı. Kürdistan Bölgesi'yle, Irak'la ve çevremizdeki ülkelerle de ilişkileri eskisi gibi değil, daha iyi halde. 2013 yılında Sayın Mesud (Barzani) Bey’i Diyarbakır’a davet etti. Recep Tayyip Erdoğan ile Diyarbakır’da çok büyük bir miting yaptılar, 100 bine yakın kişi bir araya geldi. Orada ikisi de bir gece kaldı, ben de oradaydım. İlişkilerimiz AK Parti, AK Parti hükümeti ve AK Parti Genel Başkanı’ndan önceki dönemde bu şekilde sıcak olmamıştır.
Rûdaw: Sayın Eker, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi ile arasında ilişkilerin bir benzeri neden, Rojava ile olmuyor. Bu konudaki engeller nelerdir?
Mehdi Eker: Neden biliyor musunuz? Bazı nedenler var. Biz bölgemizde barış ve istikrar istiyoruz. Türkiye içinde ve her yerde güvenlik istiyoruz, emniyet sağlansın istiyoruz. Suriye’nin kuzeyinde buna engel olan PKK ve onun uzantılarıdır. Orada PYD ve YPG, PKK'nın yolunda ve izindeler. İsimleri hariç her şeyleri birdir, sadece adını PKK koymamışlar. İşte burada soru şu; Bunu Kürtlerin hesabına değil, başkalarının hesabına yapıyorlar.
Rûdaw: Kim bu başkaları?
Mehdi Eker: Herkes onların kim olduklarını biliyor. Burada olmayan ama elini buradan çekmeyenler. Uzakta oldukları halde 100 yıldır bu sorun yaratanlar.
Rûdaw: Geçmiş yıllarda “Barış Süreci” denilen bir süreç vardı ama bozuldu. Şimdi yeniden yeni bir sürecin başlaması ihtimali var mı?
Mehdi Eker: Hayır, şimdi durum şöyle; ihtimal olsa da şöyle olur. O süreç neden bozuldu ve kim bozdu?
Rûdaw: Belli oldu ama polislerin öldürülmesi…
Mehdi Eker: Hayır, bir şey söyleyeceğim. Orada bir şey husus var, o süreç PKK tarafından bitirildi ve PKK Kürtlerin temsilcisi değil, bunu Kürtlerin hesabına da yapmadı.
Rûdaw: O halde neden PKK dışında başka bir partiyle yeni bir süreç başlamıyor?
Mehdi Eker: Süreç zaten var...
Rûdaw: Kimler arasında?
Mehdi Eker: Müsaade edin. Öncelikle PKK'den kurtulmamız lazım. PKK var olduğu sürece ve orada var olduğu sürece bu zehri enjekte ediyor ve buna izin vermiyor. Sürecin ilerlemesine izin vermiyor. Bu nedenle PKK ve etkisi bitmeden başka adım atamazsınız. Denedik, tecrübe ettik, PKK bunu zehirliyor.
Rûdaw: Geçtiğimiz günlerde belediye seçimlerinde yeni bir süreç başlatılması ya da yeni bir ittifak yapılması konusunda AK Parti ile HDP (Şu anki HEDEP) arasında gizli görüşmeler olduğuna dair haberler basına sızdı ve bunu kimse yalanlamadı.
Mehdi Eker: Türkiye'de iki şey istiyoruz; birincisi bu terör bitsin, yani cinayet ve baskı bitmeli. Ölüm ve baskı olduğu sürece başka bir şey olmaz, mümkün değil.
Rûdaw: Ama bu ölümlerin sorumlusu HDP değil ki?
Mehdi Eker: Hayır, müsaade edin. HDP’nin iradesi elinde değil.
Rûdaw: Kimin elinde?
Mehdi Eker: İradesi PKK'nın elinde. HDP onların emri olmadan bir şey söyleyemez, bunu hepimiz biliyoruz, dünya biliyor, Kürtler de biliyor, Türkler de biliyor. Bu saklı bir şey değil, açık ortada bir durum. Keşke en başında, yada bazen fırsatlar oluştuğunda HDP, PKK'ye dur diyebilseydi. “Siz Kürtlerin kaderiyle oynuyor onu insanları öldürerek eziyorsunuz” diyebilseydi. Türkiye'nin doğusundaki şehirlerde Diyarbekir, Nusaybin, Mardin gibi diğer şehirlerinde 2015, 2016 yılında çözüm sürecinde silah, bomba ve mayınlar getirip yer altında sakladılar hendekler açtılar. Binlerce kişinin öldürülmesine sebep oldular. HDP neden o dönemde kalkıp “ne yapıyorsunuz” diye sormadı? O şehirlerin belediye başkanları da HDP'liydi ama içlerinden tek biri de bunu demedi. Onlarla birebir konuştuğunuzda “biz bunu istemiyoruz, bu doğru bir şey değil” diyor ama bunu açıklayamıyorlar. Söyleyemiyorlar çünkü PKK'nin emrinin dışına çıkamıyorlar. Yani iradesi mahcuzdur. Burada ihtimal şu; PKK biterse, baskı ve cinayetler biterse, HDP samimi bir siyasi parti olursa...
Rûdaw: O zaman mı onlarla ittifak yaparsınız?
Mehdi Eker: Müsaade edin. “Biz cinayetleri ve terörü reddediyoruz, onlarla hiçbir ilişkimiz yok, PKK de teröristtir” deseler.
Rûdaw: Yani HDP’nin “PKK teröristtir” demesi şart mı diyorsunuz?
Mehdi Eker: Bu doğru, çünkü PKK teröristtir, insanları öldürüyor. HDP’nin, “ben sivil bir partiyim, PKK ile hiçbir bağlantım yok, teröre ve şiddete karşıyım” demeli. “Ben bunu kabul etmiyorum” demeli, o zaman diğer partiler gibi meşru bir siyasi parti olur.
Rûdaw: Bunlar AK Parti’nin şartları mı?
Mehdi Eker: Bunlar AK Parti'nin şartlar. Terörsüz, PKK’siz. Sonra hep birlikte oturulur ve Türkiye'nin ne meselesi varsa konuşulur ve çözülür.
Rûdaw: HEDEP, daha önceki seçimde olduğu gibi İstanbul ve Ankara belediyelerini alan muhalefetle ittifak yapmayacağını söylüyor.
Mehdi Eker: Ama boylarının ölçüsünü aldılar, kendilerine bir kazancı olmadığını gördüler.
Rûdaw: Bu HEDEP ile oturmak ve ittifak kurmak açısından sizin için de bir fırsat değil mi?
Mehdi Eker: Hayır, hayır. HEDEP konusunda iki şey var, biri PKK ile olan ilişkisi. “Biz teröre karşıyız” demeli, “terörü kabul etmiyoruz” ve “PKK'yi de kabul etmiyoruz” demeli. HEDEP’yi PKK'nin emir ve talimatıyla Türkiye'nin eski komünistlerine teslim ettiler, pek çok vekil ve nimayende onlardan çıktı.
Rûdaw: Ama “biz bir Türkiye partisiyiz, sadece Kürtlerin veya bir milletin değil” diyorlar. Bu kâfi değil mi?
Mehdi Eker: Evet bu doğru ama yeterli değil, PKK olduğu müddetçe kâfi değil.
Rûdaw: Türkiye'nin önünde belediye seçimleri var. AK Parti'nin seçim için ne gibi hazırlıkları var, planları nelerdi. MHP ile ittifakı devam edecek mi? Bazı Kürt çevreleri de içine alacak mı?
Mehdi Eker: MHP de diğer partiler gibi kendi içinde siyasi nedenlerle ittifak yapan bir partidir. MHP ile AK Parti arasındaki ittifak da böyledir. HEDEP ve Ümit Özdağ'ın, Meral Akşener'in partisi CHP ve diğer bazı partilerle seçimlerde bir oldu. Hepsi bir oldu, amaçları ve hedefleri tek bir şeydi; AK Parti gitsin. Kendi aralarında bile aynı fikirde olmadıkları için millete inandıramadılar, millet onlara inanmadığı için de başarılı olamadılar. Bu seçime her parti kendi adayları ile seçime katılacağı yönünde fikir beyan ediyor, her biri farklı şekilde girecek. Biz de AK Parti olarak seçime adaylarımızla katılacağız. Yerel seçimler bunlar, bu yüzden bazı yerlerde adayların kendisi de çok önemli. Mesela bir ilçede bir aday var, o aday diğer partiler tarafından da destekleniyor.
Rûdaw: Dünyanın gündemi şu an İsrail ile Hamas arasında yaşanan savaş olmuş. Bu konuda da düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum.
Mehdi Eker: Ben buna Hamas ile İsrail arasındaki savaş demiyorum, bu İsrail'in Filistin'e uyguladığı baskı ve işgaldir.
Rûdaw: Türkiye bu savaşa karşı rolünü oynayabildi mi?
Mehdi Eker: Evet, elbette. Türkiye başından beri sözü ile, pratiği ile, çalışmasıyla, İsrail'in bu zulmünün bitmesini ve insani şartların yerine getirilmesini istiyor. İkincisi İsrail tarafından masum çocukların, kadınların, yaşlıların, kimsesizlerin öldürülmesi ve evsiz bırakılmasına, hastanelerin bombalanmasına son verilmesini istiyor ki 13-14 bin kişi öldürüldü.
Rûdaw: Türkiye, Gazze'ye yardım götüren (Mavi Marmara) 9 vatandaşının öldürülmesi nedeniyle İsrail'le ilişkilerini kesmişti, bu sefer neden aynısını yapmadı?
Mehdi Eker: Nasıl? Türkiye (Filistin’e) yardım gönderiyor. Mısır ile ilişkileri var, onlar üzerinden …
Rûdaw: Yardımlardan söz etmiyorum, diplomatik ve siyasi ilişkilerinden bahsediyorum.
Mehdi Eker: Diplomatik ilişkiler de yürütüyor. Türkiye savaşı durdurmak için, İsrail'in saldırılarını durdurmak için elinden ne geliyorsa yapıyor. Bu konuda hem diplomasi hem de uluslararası kurumlarla çalışıyor, çünkü orada açık bir zulüm var. İsrail saldırıyor, zulüm yapıyor, çocukları, yaşlıları ve kadınları öldürüyor, bu kabul edilemez. Türkiye hem diplomatik olarak hem de her türlü yolla elinden geldiğince insani yardım yapıyor ve çağrıda bulunuyor. Türkiye bu savaşın durdurulmasını istiyor çünkü savaşın yayılma ihtimali var.
Rûdaw: Böyle bir ihtimal var mı?
Mehdi Eker: Evet, var tabii ki.
Rûdaw: Savaş yayılırsa Türkiye bunun bir parçası olur mu?
Mehdi Eker: Müsaade edin şunu söyleyeyim; Türkiye savaş istemiyor, çünkü savaşın yayılma ihtimali olduğu için Türkiye uluslararası kamuoyuna çağrı yapıyor ve diyor ki, herkes gelsin bu zulmü durdursun. Bunu yapmazsanız bu zulüm bitmez ve bu böyle de gitmez. Yarın savaş yayılır, Mısır'a, Suriye'ye, Lübnan'a, Ürdün'e, Irak'a ve her yere yayılır. Bu yangın yayılırsa, komşuda olan bu yangın her yere sıçrar ve zarar veriri. Kürdistan Bölgesi'ne de gelir, her yere gider. Allah bizi bu felaketlerden ve haksız savaşlardan korusun. Hepimizin elimizden geleni yapıp diplomatik yollardan barış istemesi, bunun üzerinde çalışması, elimizden gelen çabayı sarf etmesi ve insani olanı yapması gerekiyor.
Rûdaw: AK Partili siyasetçi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski Bakanı ve Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) Yönetim Kurulu Başkanı Mehdi Eker, yayınımıza katıldığınız için teşekkür ediyorum.
Mehdi Eker: Teşekkür ediyorum, sağ olun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.