Diyarbakır: Sahte hocadan akıl almaz savunma

Diyarbakır: Sahte hocadan akıl almaz savunma

Kaynak:Haber Merkezi

Diyarbakır’da sahte diploma ile 12 yıl boyunca imamlık yapan Yavuz Koç’un ifadesi ortaya çıktı. Koç, “Ben dolandırıcı değilim. Bu davanın neden şimdiye kadar kapanmadığını da anlamış değilim” savunması yaptı.

AMİDA HABER - Diyarbakır’daki cami cemaati yaklaşık 12 yıl boyunca sahte diplomalı imamın arkasında namaz kıldı. Tüm Türkiye’nin konuştuğu imam Yavuz Koç’un mahkemede verdiği ifade ortaya çıktı.

kera-5.jpg

Sözcü’nün haberine göre; sahte imam, yurt dışında alınan ifadesinde şunları söyledi, “Herhangi bir sorun çıkmadı ve memur olarak atandım. Noterden onay da yaptım. Ben dolandırıcı değilim. Ben kendim istifa ettim. Lice Ortaç Köyüne atamam yapıldı. Bu davanın neden şimdiye kadar kapanmadığını da anlamış değilim. Suç tarihinde boşandığım eski eşimin şikayetiyle bunlar yaşandı” şeklinde savunma yaptı.

kera-3.jpg

Mahkeme karar verdi

Koç ile ilgili yargılama devam ederken mahkeme, sanığın sahte diploma ile lisans diploması da elde ettiğini, 16 Mayıs 2015’ten Mayıs 2017’ye kadar iki yıl boyunca devletten maaş aldığı için zincirleme dolandırıcılık suçunu işlediğine hükmetti.

Zaman aşımına uğradı

Resmi belgede sahtecilik yönünden ise, suç tarihinden itibaren 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle düşme kararı verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

adliye.jpg

İyi hal indirimi uygulandı

Koç, kamu hazinesini zarara uğratması nedeniyle 3 yıl hapse mahkum edildi, iyi hal indirimi uygulanarak ceza 2 yıl 6 aya düşürüldü. Mahkeme ayrıca 96 bin 360 lira adlî para cezası verdi ve bu tutarı 12 takside böldü.

‘İndirim uygulanmasın’

Karara muhalefet şerhi yazan üye hakim, takdiri indirim uygulanmaması gerektiğini belirterek şu görüşü dile getirdi, “Her ne kadar, sanığın kişiliği sanık lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek cezasından 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak hüküm kurulmuş ise de; sanığın dolandırıcılık eyleminin gerçekleştiği mecra olan imamlık mesleğinin halkın güven duygusunu suiistimal etme ve topluma zarar verebilme potansiyelinin çok yüksek olduğu bir meslek olması, bu nedenle sanığın suç kastının yöneldiği mesleki branşın güven olgusunun korunmasının toplumsal ehemmiyeti ve sanığın doğrudan ve bizzat bu alana yönelik bir kasıt halinde olması nedeniyle sanığa takdiri indirim uygulanmaması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun takdiri indirim uygulanması yönündeki görüşüne katılmamaktayım.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum