Diyarbakır’da buğday pamuğun yerini alıyor!

Diyarbakır’da buğday pamuğun yerini alıyor!
Diyarbakır ve Şanlıurfa'da pamuk üretimi, artan girdi maliyetleri ve yetersiz destekler nedeniyle yerini buğdaya bırakıyor. Pamuk ekim alanlarının daralması, Türkiye'nin pamuk ihtiyacının önemli bir kısmını ithalatla karşılamak zorunda kalmasına yol açıyor.
Diyarbakır

’da buğdaya pamuğun yerini alıyor! Tarım sektöründe yaşanan kriz, çiftçilerin üretim tercihlerini değiştiriyor. Diyarbakırlı pamuk üreticileri, yetersiz destekler ve girdi maliyetlerindeki artışlar nedeniyle pamuktan buğdaya yöneliyor. Pamuk üretimi düşünce, ithalat başlıyor. Çiftçilerin devletten talebi; ithalatta pamuğa ödenen paranın ülke içindeki topraklarda yetişen pamuğa yatırım yapılması ve artan girdi maliyetleri için destek.

Türkiye’de tarım sektöründe yaşanan kriz giderek derinleşiyor. Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde oldukça önemli bir yere sahip olan pamuk üretimi, artan maliyetler ve yetersiz destekler nedeniyle yerini buğdaya bırakıyor.

Pamuk üreticileri mazot, ilaç, gübre ve tohum gibi girdi maliyetlerinin artması, buna karşılık pamuk fiyatlarının 3 yıldır aynı kalması nedeniyle buğdaya yöneliyor. Pamuk üretimindeki açık ise yurt dışından yapılan ithalatla kapatılmaya çalışılıyor.

‘Pamuk üreticisi sahipsiz bırakılmamalı’

Türkiye’de pamuk üretimindeki eksikliğin yurtdışından pamuk ithal edilerek karşılandığını vurgulayan Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, “Pamuk üreticisi sahipsiz bırakılmamalı, desteklenmeli” dedi.

İskenderoğlu, şunları kaydetti; “Pamuk üretiminde Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi önemli şehirler ülkenin pamuk ihtiyacının yüzde 52’sini karşılıyor. Türkiye’nin yıllık 1 milyon 800 bin ton pamuk üretmesi gerekirken ancak 800 bin ton üretilebiliyor. 1 milyon ton da milyon dolarlar ödenerek yurtdışından ithal ediliyor.

Sistem kendi çiftçisini destekleyeceğine yurtdışındaki çiftçiyi destekliyor. Pamuk üreticisi sahipsiz bırakılmamalı, desteklenmeli. Pamuk, ülkemiz ve Diyarbakır için stratejik bir ürün. Önemli bir gelir kaynağı yaratan pamuk üretimi, girdi maliyetlerinin son 1-2 yılda yüzde 300-400’lü rakamlara ulaşması, pamuk alım-satım fiyatının 3 yıldır sabit tutulması ve devlet tarafından yapılan yetersiz desteklemelerden dolayı çiftçilerin ekip biçmekten uzak durdukları bir ürün haline geldi.”

 “Çiftçi pamuktan kaçtı, buğdaya yöneldi”

Yüksek maliyetler ve desteklerin yetersizliği nedeniyle 2024 yılında Diyarbakır’da birçok çiftçinin pamuktan buğdaya yöneleceğine dikkat çeken İskenderoğlu, şunları söyledi:

“Dokuma, kimya ve gıda başta olmak üzere 10’dan fazla sektörde pamuk kullanılmakta. Bunun yanında pamuk, istihdamı arttırmak için de önemli bir ürün. Fakat bizi yönetenler maalesef bunun bilincinde değil. Son 3 yılda her şeye yüzde 500 zam geldi ama pamuk destekleme primi 3 yıldır aynı.

Kilo başı 1.6 lira ödeniyor. 3 yıl önce bu rakam açıklandığı zaman 1 litre mazot 16 liraydı şu anda 45 lira. 1 ton gübre 4 bin liraydı, şu an 14 bin 500 lira. Pamuğun gerçek maliyeti çiftçiye 16 lira olurken, sattığı fiyat ise 17 lira. 1 dönüm pamuğa 2 bin 500 lira elektrik mal oluyor.

10 yıldır Diyarbakır Dicle Elektrik tarafından pamuk üreticisine sağlanan yüzde 35’lik elektrik indirimi de 2024 yılının başında kesildi. Üreticinin emeği, sanayi masrafları, girdi maliyetleri ve faturaları hesaplandığında çiftçi zararla çıkıyor. Bu gibi nedenlerden dolayı çiftçi pamuktan kaçtı, masrafsız olan buğdaya yöneldi.

Birçok büyük arazide bu yıl buğday ekilecek. Bu da Diyarbakır’da 2024 yılı için pamuk ekim alanının daralacağını bizlere gösteriyor.”

“Tarımın geleceği için acil önlemler alınmalı”

Tarım sektörüne ayrılan bütçenin yetersizliği ve desteklerin zamanında yapılmamasının çiftçilerin üretimden vazgeçmeye ittiğini belirten İskenderoğlu, yetkililerden tarım sektöründeki sorunlara müdahale etmeleri çağrısında bulundu:

“32 yıldır tarım ile uğraşıyorum, Cumhuriyet tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşıyoruz. Ülke olarak büyük bir yanlış ve yanılgı içerisindeyiz. Türkiye’nin tarım faaliyetlerinde çok radikal kararlar alması gerekiyor.

Gelen her yeni bakan kendi dünyasını kuruyor, kendi stratejisini uyguluyor. Ezilen ve dışlanan da biz oluyoruz. 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu’nda Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde 1’i çiftçiye ayrılması gerekirken, şu an yüzde 0.39 olarak ödeniyor. Ödemeler de zamanında yapılmadığından ödenen destek enflasyon karşısında eriyerek çiftçinin üretimden vazgeçmesine neden oluyor.

Tarımda strateji ve planlama yok maalesef. Yetkililer bu duruma müdahale etmeli. Tarımın geleceği için acil önlemler alınmalı. Yaşanan sıkıntıların çözümü için tarım sektörüne daha fazla bütçe ayrılması çağrısını yapıyoruz. Çiftçiye elektrik, mazot, gübre, ilaç, su desteğinin yapılmasını talep ediyoruz.”

“Pamuk ekimi kökten zarar”

Pamuk fiyatının 3 yıldır sabit kalmasına rağmen, son 3 yılda girdi fiyatlarının yükselmesi nedeniyle  zarar edip, 2024 yılı için buğday ekimine yönelen çiftçi Hamza Özateş yaşadığı zorluğu şöyle anlattı:

“Ben 250 dönüm arazi içinde, 2024 yılı için pamuğa 100 dönümlük arazi ayırabildim. Çünkü baş edemiyoruz, zarar ediyoruz. Mazot, ilaç, gübre, tohum fiyatları uçtu gitti ama pamuk fiyatı 3 yıldır aynı.

Pamuk ekimi kökten zarar olduğu için ben de buğdaya yöneldim. Geçen yıl 200 dönüm pamuk ektim. Ay olarak hesaplarsak bana asgari ücret kadar para getirmedi. Ben ekstra iş yapmasam benim ev masrafımı karşılamıyor.

Girdi maliyetleri bizi bitiriyor. Hem bizim devletimiz hem diğer devletler ürün ekilmemesi, üretim yapılmaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bizi destekleyeceklerine gidip pamuk ithal ediyorlar. Devletin üreticilere, çiftçilere sahip çıkması lazım. Destek çağrısında bulunuyoruz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.