Diyarbakır’da işçi maaşları eridi: Gözler TÜİK’te

AMİDA HABER- Türkiye’nin dört bir yanında belediye işçileri geçim sıkıntısıyla boğuşurken, aynı sendikanın farklı şehirlerdeki belediyelerle imzaladığı toplu sözleşmelerdeki maaş uçurumları dikkat çekiyor. Bu uçurumun en somut örneği Diyarbakır’da yaşanıyor.
Bismil Belediyesi 43 bin TL’yi gördü
Diyarbakır’ın Bismil İlçe Belediyesi, Aralık 2024’te Belediye-İş Sendikası ile yaptığı toplu iş sözleşmesiyle en düşük işçi maaşını 43 bin TL’ye yükseltti. Karar, işçiyi memnun ederken, büyükşehirdeki işçiler arasında homurdanmalara neden oldu.
Büyükşehir’de 41 bin 800 TL
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile DİSK/GENEL-İŞ 2 Nolu Şube arasında Ocak 2024’te imzalanan Toplu İş Sözleşmesi kapsamında, en düşük maaş 41 bin 800 TL olarak belirlenmişti. Söz konusu protokol, Temmuz ayında 6 aylık enflasyon oranı kadar zam içerdiği için, işçilerin gözü şimdi TÜİK’te. Kararın uygulanması halinde, TÜİK’in açıklayacağı enflasyon oranında maaşlara zam yapılması bekleniyor.
İzmir’de 60 bin, Diyarbakır’da bekleyiş
Yine DİSK’e bağlı Genel İş’in batı ile bölge tutumu belediye çalışanları tarafından sorgulanır hale geldi. DİSK, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile imzaladığı sözleşmede en düşük maaşı 60 bin TL olarak belirledi. Bu rakam, Temmuz ayında yeniden değerlendirilecek. İzmir’de işçi maaşı yoksulluk sınırını aşarken, Diyarbakır’daki işçiler hâlâ sınırın oldukça altında. Aralarındaki maaş farkı neredeyse 20 bin TL.
Açlık ve yoksulluk sınırı ne diyor?
Türk-İş’in Haziran 2025 raporuna göre, dört kişilik bir aile için belirlenen açlık sınırı 19.025 TL, yoksulluk sınırı ise 61 bin 400 TL olarak açıklandı. Bu verilere göre, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan işçilerin mevcut maaşı, yoksulluk sınırının yaklaşık 20 bin TL altında kalıyor. Diyarbakır’ın Bismil İlçe Belediyesi’nin en düşük işçi maaşını 43 bin TL’ye yükseltmesi, kent merkezindeki Büyükşehir Belediyesi ile yapılan ücret politikasının yeniden tartışılmasına neden oldu. İşçiler büyükşehirde ekonomik harcamaların ilçe belediyelerine göre dada fazla olduğunu belirterek, adil bir politikanın izlenmesi gerektiğini savunuyor ve “Enflasyon oranı reel kaybı değil, geçim derdini karşılayacak bir maaş artışını garanti etmiyor” düşüncesinde.
"Hani eşitlik diye sormazlar mı?"
“İşçi haklarının öncelendiği yerel yönetim anlayışının bizim kentlerde hakim olması gerekiyor” diyen ve ismini çalıştığı için açıklamayan bir işçi şöyle devam ediyor:
“Bizler Büyükşehir Belediyesi çatısı altında daha ağır sorumluluklar, daha geniş bir hizmet alanı içinde çalışıyoruz ama ilçe belediyesinden daha düşük maaş alıyoruz. Elbette herkesin emeği değerlidir, ama bu adil değil. Geçim şartları ortada; markette, kirada, faturada hepimiz aynı fiyatlarla karşı karşıyayız. Temmuz’daki enflasyon zammı elbette önemli ama sadece rakama endeksli bir artış değil, insanca yaşamı esas alan bir iyileştirme bekliyoruz. Belediyemizden ve sendikamızdan eşitlikçi ve bu halkı koruyan bir tutum görmek istiyoruz.
Misal belediye içinde sözleşmeli ve memurların maaşları da yüksek. Ama belediye şirketine bağlı çalışan işçilerin maaşları çok düşük. Bunu yönetim de biliyor. Hani eşitlik diye sormazlar mı? Bir de belediyede ağır işlerde çalışan işçiler de var. Bunlar sahada zorlu ve sağlığa iyi gelmeyen işler yaparlar ama masa başındaki insandan daha az ücret alırlar. Bunların düzeltilmesi gerekiyor ki; söylem olarak irade tartışmaya açılmasın.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.