Diyarbakır'da maden tehlikesi: Kanser vakaları kapıda

Diyarbakır'da maden tehlikesi: Kanser vakaları kapıda
 Muhabir
Maden ve petrol faaliyetlerinin hızla arttığı Diyarbakır’da çevre tahribatı ve sağlık riskleri büyüyor. Dr. Veysi Ülgen, “Önlem alınmazsa bölgeyi kuraklık, göç ve artan kanser vakaları bekliyor” dedi.

AMİDA HABER - Diyarbakır ve bölge illerinde, 2020’den bu yana maden ve petrol faaliyetlerinde iki-üç kat artış yaşandı. Bu artışla birlikte doğa, yeraltı suları, tarım alanları ve halk sağlığı ciddi biçimde etkilenmeye başladı. Birçok köyde maden faaliyetlerine karşı eylemler düzenlenirken, köylüler sık sık şirketlerle mahkemelik oluyor. Sağlık alanındaki etkiler ise henüz görünür biçimde medyaya yansımamış olsa da uzmanlara göre önümüzdeki yıllarda Diyarbakır’da ağır sonuçlar ortaya çıkacak. Amida Haber’e konuşan Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı Veysi Ülgen, maden aramalarının hem çevre hem de sağlık boyutunda yarattığı tahribatı anlattı.

veysi-ulgen.jpg

‘Maden aramaları tüccarlar için gelir kapısı oldu’

Ülgen, son yıllarda maden aramalarının bilimsel kriterlerden uzak şekilde gerçekleştirildiğini belirterek şunları söyledi: “Kapitalistler son zamanlarda yeni bir alan keşfetti. Dünyada maden aramanın kriterleri vardır. Doğa korunur, çevre ve insan sağlığı önemsenir. İnsan, hayvan ve çevre sağlığı birbirine bağlı bir bütündür. Ancak burada böyle bir yaklaşım yok. Son derece rahat hareket ediyorlar, doğayı talan ediyorlar.”

veysi-ulgen-1.jpg

‘Her alanda kontrolsüz bir madencilik faaliyeti başladı’

ÇED raporlarında sağlık boyutunun tamamen yok sayıldığını belirten Ülgen, Tabip Odalarının ve hekimlerin bu süreçlere dahil edilmediğini vurguladı. Ülgen, özellikle kırsal bölgelerde hızlı kamulaştırmalar yapıldığını, ormanlık alanlarda köylünün dokunamadığı yerlere maden şirketlerinin rahatlıkla müdahale ettiğini şu sözlerle aktardı: “Toprağa, ormana köylü dokunamıyor ama madenciler dokunuyor. Su kaynakları kayboluyor, hayvanlar ölüyor, besin zinciri yok oluyor. Ağaçlar kesildiği için kuraklık artıyor, nem oranı düşüyor, yağışlar azalıyor. Geçen yıl nehirler ve çeşmeler kurudu. Çocukluğumuzdan beri bildiğimiz su kaynakları yok oldu. Bunlar ciddi riskler”

maden-aramalari-kanser.jpg

‘15-20 yıla kalmaz burada insan kalmayacak’

Bu tahribatın, kırsal yaşamı tamamen bitirme riski taşıdığını ifade eden Ülgen, “Köylü domates, sebze yetiştiremiyor. Hayvancılık bitiyor. Böyle giderse 15-20 yıla kalmaz yoğun bir göç yaşanacak. Bu bir insansızlaştırma politikasıdır. Her gün Kulp, Lice, Çınar, Dicle ve komşu illerden yeni bir tahribat haberi geliyor” dedi.

maden-aramalari-kanser-2.jpg

‘İş sağlığı ve güvenliği yok, diploma kiralama yaygın’

Maden sahalarında çalışan işçilerin de ciddi risk altında olduğunu ifade eden Ülgen: “İş sağlığı ve güvenliği yok. Diploma kiralayarak iş yürüten şirketler var. İş yeri hekimi yok, İSG uzmanı yok. Bu nedenle çalışanlar meslek hastalıklarına açık. Meslek hastalıkları kalıcıdır. Akciğer hastalıkları ve kanserler en sık görülenler arasında.”

maden-aramalari-kanser-1.jpg

Asbest, toz ve kimyasallar kanser riskini artırıyor

Ülgen, bölgedeki toprak ve havaya yayılan partiküllerin ciddi tehlike oluşturduğunu belirterek, şunları aktardı: “Dinamit patlatıldığında toz ve asbest havaya karışıyor. Asbest kanserojendir ve bölgede yaygındır. Hem çalışanlar hem de çevrede yaşayanlar risk altındadır. Kulp ve Lice gibi geçmişte Diyarbakır’ın sebze ihtiyacını karşılayan bölgelerde artık üretimin neredeyse durdu.

‘Siyanürün ölümcül sonuçları olabilir’

Altın aramalarında kullanılan siyanürün ölümcül sonuçları olduğuna da değinen Ülgen, “Siyanür çok toksiktir. İki kurşun olduğunda bile böbrek, kemik, akciğer, beyin ve cilt kanserlerine kadar birçok hastalık oluşabilir” dedi.

‘Sağlık taraması şart’

Tabipler Odası olarak yıllardır farkındalık yaratmaya çalıştıklarını belirten Ülgen, bölgede yaşayanların mutlaka sağlık taramalarından geçirilmesi gerektiğini dikkat çekti ve “Maden aramaların yapıldığı bölgelerde ciddi taramaların yapılması, köylülerin bilinçlenmesi ve talepte bulunması lazım. Kan, idrar ve diğer vücut sıvılarından örnekler alınmalı, akciğer filmleri çekilmeli. Biz Tabip Odası olarak STK’larla ve yurttaşlarla çalışmaya hazırız” diyerek sorumluluk almaya hazır olduklarını belirtti.

kanser.jpg

‘Köyler boşalacak, kanserler artacak’

Ülgen, bölgede gelecek 5–10 yılda çok daha ağır sonuçlarla karşılaşılacağını vurgulayarak, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “gerekli önlemler alınmazsa köyler boşalacak, kuraklık artacak, göç başlayacak. Kanserler ve kronik hastalıklar yaygınlaşacak. Toprağa, suya ve sağlığımıza sahip çıkmalıyız. Artık sloganları aşan somut adımlar atılmalı.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.