Diyarbakır'da maden skandalı: Selde kayıp raporla maden izni

AMİDA HABER - Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Hasadin Yaylası’nda maden arama ve işletme faaliyetleri için 2008 yılında verilen “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir” kararı, 2024 yılında yeniden gündeme geldi. Ancak bölge halkının ve hukukçuların karşı çıkmasına rağmen, karar hâlâ geçerliymiş gibi işlem görüyor. Diyarbakır Barosu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), karara karşı Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nde iptal davası açtı.
Diyarbakır Milletvekili o şirkete seslendi: Rantınıza kurban etmeyiz
ÇED belgesi selde kayboldu ama maden faaliyeti sürüyor
Baro’nun bilgi edinme başvurusuyla ortaya çıkan belgeler, durumu daha da çarpıcı hale getirdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, mahkemeye gönderdiği resmi yazıda, maden projesine ilişkin arşiv belgelerinin 2020 yılında sel baskını nedeniyle tahrip olduğunu ve ÇED dosyasının da bu belgeler arasında kaybolduğunu bildirdi. Buna rağmen, söz konusu şirketin faaliyet yürütmeye devam etmesi, büyük tepki topladı.
Baro: olmayan raporla maden işletmek hukuk dışıdır
Diyarbakır Barosu, yaptığı basın açıklamasında, “Olmayan bir ÇED raporuyla faaliyete başlanması açık bir hukuksuzluktur” ifadelerini kullandı. Baro, su kaynakları, yayla ekosistemi ve geçimlik tarım-hayvancılığı tehdit eden bu faaliyetlerin, sadece doğaya değil aynı zamanda halkın yaşam hakkına da doğrudan saldırı anlamına geldiğini belirtti.
Hukuki süreç başladı, suç duyurusu yapıldı
Dava süreciyle birlikte Baro, söz konusu maden faaliyetini yürüten şirket yetkilileri ile buna göz yuman kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Hukukçular, sadece yürütmenin durdurulması değil, faaliyetlerin tamamen iptal edilmesini talep ediyor. Bölgede yaşayan yurttaşlar ise Hasadin Yaylası’nın su kaynaklarını, doğasını ve geçimlik ekonomisini savunmak için tepki göstermeye devam ediyor.
Hasadin: yüzlerce ailenin yaşam alanı
Maden faaliyeti planlanan Hasadin Yaylası, Karabulak, Yuvacık, Kayacık, Ağaçkorur, Baloğlu ve Argün köylerinin ortak kullanım alanı. 100’ü aşkın mezranın su ihtiyacını karşılayan, aynı zamanda hayvancılık, arıcılık ve ipekböcekçiliğiyle geçinen bölge halkı için yaşamsal bir kaynak niteliğinde. Bölgedeki yol ve altyapı çalışmaları madenin fiilen işletmeye geçtiği yönündeki şüpheleri artırıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.