Diyarbakır’da obezite yüzde 25 arttı: Kadınlar ilk sırada
AMİDA HABER- Türkiye obezite oranı açısında dünya sıralamasında 17’inci sırada yer alırken, Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. 2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de 15 yaş ve üstü nüfusun yüzde 32,12’i obez yüzde 34’ü ise fazla kilolu. Kadınların yüzde 39,9, erkeklerin ise yüzde 24,4 obez. Kentlerdeki obez oranı, kırsal kesimlerde daha fazla. Kentlerde bu oran yüzde 33,7 iken kırsal kesimde ise bu oran yüzde 29,8 sıralarında seyrediyor. Kadın ve çocuklar obez oranı da daha yükseklerde seyrediyor.
2035 yılında 4 kişiden biri
Dünya Obezite Federasyonu’nun 2023 yılı raporuna göre obezite ile etkin şekilde müdahale edilmediğinde 2035 yılında dünya genelinde 1,9 milyar kişinin yani her 4 kişiden 1’i ile karşı karşıya kalacağı, çocuklarda ise bu oranın yüzde yüzün üzerinde bir artışla 400 milyonun obezite ile mücadele etmek zorunda kalacağı öngörülüyor.
Diyarbakır’da yüzde 20
Diyarbakır’da ise 2024’ün ilk 6 ayında yapılan araştırmalara göre 18 yaş ve üstü bireylerin yüzde 20,87’si, 15-18 yaş aralığındaki bireylerin yüzde 18,97’si obez veya morbid obez olduğu gösteriyor.
‘Obezitenin temel etkenleri’
Obezitenin çağımızın en büyük hastalığı olduğunu belirten Diyetisyen Şevval Ayçiçek, temel etkenlerini şöyle aktardı:
“Obezite, birkaç faktörün birleşimiyle ortaya çıkabilir. Yetersiz fiziksel aktive, beslenme yanlışlıkları, genetik, metabolik-hormonal etkenler ve çevresel faktörler bu hastalığın oluşmasındaki temel nedenlerdendir. Obezite uzun ve mücadele gerektiren bir hastalıktır. Her bireyin ihtiyaç durumu ve sağlık durumu farklı olduğundan tedavi tamamen kişisel olmalıdır.”
Diyarbakır’da ‘obezite oranı yüzde 20-25 arttı’
Diyarbakır’da obezite oranlarının son bir yılda yüzde 20-25 oranında arttığını ifade eden Ayçiçek, bu oranın kadınların erkeklerde daha yüksek oranda seyrettiği söyledi. Ayçiçek, şunları söyledi: “Bizim gözlemlerimize göre son bir yıl içerisinde obezite oranı yüzde 20-25 arttığını söyleyebiliriz. Bize gelenlerin çoğunluğunu 45 ila 65 yaş aralığı kadınları oluşturuyor. Kadınlarda obezite oranı erkeklerinde çok daha fazla. Bunun temel etkeni, evet kadınlar ev içerisinde sürekli hareket halinde olabilir, fakat spor anlamında, fiziksel aktiviteleri çok daha kısıtlı olduğu için obezite oranı daha yüksek. Yaratılış gereği de erkek metabolizması her zaman kadına göre daha hızlıdır. Kadınların yağ dokusu her zaman erkeklerinkinden daha fazladır. Ayrıca beslenme alışkanlıkları da çok farklı. Çalışan kadın ile ev kadınlarının, kırsal kesimdekilerin ile kentte ki kesim arasında kilo farkları bulunuyor. Bunun en büyük etkenini de günlük fiziksel aktivite ve yemek alışkanlıkları etkiliyor”
‘Kanser gibi birçok hastalığı beraberinde getiriyor’
Obezitenin birçok sağlık problemi doğurduğunu ileri süre Ayçiçek: “Obezite, diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, kanser gibi birçok hastalığı beraberinde getiriyor. Dolayısıyla obeziteyle mücadele etmek, sağlıklı bir yaşam sürmek için beslenme ve egzersiz alışkanlığımıza çok dikkat edilmeli ve ona göre beslenme alışkanlığı değiştirilmelidir” diye belirtti.
Dikkat edilmesi gerekenler!
Ayçiçek, obezite ile obezite ile mücadele yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Küçük yaşlardan itibaren vücut ağırlığı, kan basıncı, kan şekeri düzeyi, kan yağları ve kemik sağlığını olumlu yönde etkileyecek sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalıdır. Sağlıklı bir vücut ağırlığının korunması sürdürülebilir olmalı, sık kilo alıp vermekten kaçınılmalıdır. Besin çeşitliliği artırılmalıdır. Yemeklerde, tereyağı, margarin, kuyruk veya iç yağı gibi doymuş yağlar yerine bitkisel sıvı yağlar (zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı vb.) tercih edilmelidir.
Şeker alımı azaltılmalı, tüketilen basit şeker miktarı günlük alınan toplam enerjinin yüzde 10’unu geçmemelidir. Eklenmiş şeker içeren pastane ürünleri, hamur işleri, tatlı, çikolata ve hazır paketli ürünlerin tüketimi azaltılmalıdır. Şeker eklenmiş içeceklerden de sakınılmalı, meyve suyu yerine meyve tüketilmelidir. Beyaz ekmek, pirinç pilavı, beyaz un yerine esmer ekmek, bulgur pilavı ve esmer un tercih edilmelidir. Sebze, meyve, tam tahıl, kuru baklagil ve yağlı tohum tüketimiyle posa alımı artırılmalıdır. Haftada en az bir gün balık tüketmeye özen gösterilmelidir. Her gün 2-3 su bardağı süt ve/veya yoğurt tüketilmelidir. Besinleri kızartmak yerine haşlama, buharda, ızgarada, fırında veya mikrodalga fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.