Diyarbakır'ın gizemli sırrı: Yeraltı tünelleri

AMİDA HABER - Diyarbakır, yüzyıllardır ayakta duran surları, görkemli yapıları ve köklü tarihiyle bilinir. Ancak bu kadim şehrin altında, binlerce yıldır saklanan ve hala tam olarak çözülememiş bir sır yatıyor: Yeraltı tünelleri. Asırlardır halk arasında anlatılan bu gizemli geçitler, artık sadece bir efsane değil, arkeolojik kazılarla varlığı kanıtlanmış bir gerçek.

Efsaneden gerçeğe dönüşen hikayeler

Diyarbakır'da yaşayanlar, geçmişten bugüne gelen hikayelerde şehrin altında gizli tünellerin olduğuna inanır. En bilinen rivayetlerden biri, şehrin yöneticilerinin savaş zamanında bu tünelleri kaçış yolu olarak kullandığı yönündedir. Bu efsaneler, şehrin en önemli tarihi yapılarıyla da ilişkilidir. Örneğin, Artuklu Sarayı'ndan surların dışına gizli bir geçidin olduğu, hatta bu tünellerin farklı mahalleleri birbirine bağladığına dair anlatılar mevcuttur.

Tünellerin amacı ve kullanımı

Arkeologların son yıllarda yaptığı kazılar, bu hikayelerin doğru olduğunu gözler önüne seriyor. Amida Höyük'te bulunan tüneller ve su kanalları, bu yeraltı ağının sadece bir kaçış yolu değil, aynı zamanda günlük yaşamın önemli bir parçası olduğunu gösteriyor. Ünlü bilgin El-Cezeri'nin su sistemine bağlı olduğu düşünülen bu kanallar, saraya su sağlamak için kullanılmış olabilir.

Öte yandan, Diyarbakır'ın dışındaki Zerzevan Kalesi'nde ortaya çıkarılan tüneller, askeri amaçlar için inşa edildiğine dair güçlü kanıtlar sunuyor. Bu geçitler, kalenin içindeki farklı noktalara ulaşımı sağlayarak savunma stratejilerinde kritik bir rol oynamıştır.

Tarih ve doğa iç içe

Diyarbakır'ın yeraltı gizemleri sadece insan yapımı tünellerle sınırlı değil. Şehrin yakınındaki Dicle Tüneli (Bırkleyn Mağaraları) gibi doğal oluşumlar da bu gizemin bir parçasıdır. Dicle Nehri'nin yeraltından aktığı bu mağaralarda, antik krallıklara ait kitabeler bulunması, bölgenin tarih boyunca kutsal ve stratejik bir yer olarak görüldüğünü kanıtlıyor.

Diyarbakır'ın altında yatan tüneller, şehrin sadece yüzeyde görünen tarihiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda derinlerde saklı kalmış zengin bir mirasa sahip olduğunu gösteriyor. Bu tüneller, geçmişin fısıltılarını taşıyan birer zaman kapsülü gibi, keşfedilmeyi bekleyen daha nice sırları barındırıyor.