‘Kürtçe’nin e-reçetemde yer almaması kabul edilemez’

‘Kürtçe’nin e-reçetemde yer almaması kabul edilemez’
E-reçetem sistemine eklenen diller arasından Kürtçe’nin yer almamasına tepki gösteren CHP’li Sezgin Tanrıkulu, “Kabul edilemez” dedi. Söz konusu durumu Meclis gündemine taşıyan Yeşil Sol Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez ise “E–Reçetem uygulamasına Türkiye’de yaşayan ve milyonlarca Kürd’ün anadili olan Kürtçe dili, neden eklenmemiştir?” diye sordu.  Diyarbakır Tabip Odası, anadillerinde kamusal sağlık hizmetine ulaşmasının nitelikli sağlığa erişim tercih edilmesi gereken bir durum değil, zorunlu o

Osman Ergün

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya e-reçetem sistemine eklenen 5 dil arasında Kürtçe’nin olmaması nedeniyle tepki gösterdi.  Tanrıkulu, Koca'nın konuya ilişkin açıklamasını alıntılayıp şu mesajı paylaştı:

“Milyonlarca yurttaşımızın ana dili olan #Kürtçe’nin E-REÇETEM sistemine eklenmemiş olması kabul edilemez. Bu durum yurttaşlarımızın sağlık hizmeti almalarında ana dillerinden kaynaklı sorunları görmezden gelmektir. Rusça’nın Arapça’nın olduğu bir sistemde neden Kürtçe yoktur?"

E-Reçetemde Kürtçenin yer almaması Meclis gündeminde

Yeşil Sol Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez ise E-Reçetem uygulamasına eklenen 5 dil arasında Kürtçenin yer almamasını Meclis gündemine taşıdı. İrmez, Sağlık Bakanlığı’nın E-Reçetem uygulamasına eklediği 5 dil arasında Kürtçenin bulunmamasına ilişkin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığına soru önergesi verdi.

‘Kürtçe’ye yönelik bu yaklaşımı şimdi değil yaklaşık yüz yıldır kabul etmiyoruz’

İrmez, soru önergesinde konuya ilişkin yaptığı değerlendirmelerde şu ifadeleri kullandı: “Bakan Fahrettin Koca’nın sosyal medya hesabında E-Reçetem uygulaması için duyurduğu beş dilli “müjde”, bizlere bir kez daha bu devletin kuruluş kodlarını, ideolojik perspektifini anımsatmış, Kürtçe’ye bir tehdit gözüyle bakıldığını itiraf etmiştir. İşte retçi politikanın elle tutulur gözle görülür olduğu şekli Bakan’ın açıklamalarıdır. Milyonlarca kişinin anadili olan ve Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil Kürtçe’ye yönelik bu yaklaşımı şimdi değil yaklaşık yüz yıldır kabul etmiyoruz. Türkiye toplumunca gerekli tepkinin verildiğini düşünüyorum. Bakanlığın bir an bu hatadan dönmesi sadece Sağlık Bakanlığı'nın değil tüm diğer Bakanlıkların da benzer uygulamalarda Kürtçe'yi de tercih etmesi gerekiyor. Toplumsal barış için bu adımların atılması tüm önemini koruyor.”

Kürtçe dili, neden eklenmemiştir?

İrmez, Bakan Koca’nın yanıtlaması için sunduğu önergede ise şu sorulara yer verdi:

“1) E–Reçetem uygulamasına Türkiye’de yaşayan ve milyonlarca Kürd’ün anadili olan Kürtçe dili, neden eklenmemiştir?

2) Türkiye toplumunda ortaya çıkan tepkilerden sonra E-Reçetem uygulamasına Kürtçe eklenecek midir?”

Diyarbakır Tabip Odası: Anadilde kamusal hizmet evrensel insan hakkıdır

E-Reçetem Sistemi’ne eklenen 5 dil arasında Kürtçenin yer almamasına bir tepki de Diyarbakır Tabip Odası’ndan geldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yanıt verilen paylaşımda Bölgede her 4 kişiden birinin Kürtçe dışında bir dil bilmediğine vurgu yapılırken, yurttaşların sağlığa erişimde andilde hizmetin önemine dikkat çekildi. Diyarbakır Tabip Odası, E-Reçetem Sistemi’ne eklenen 5 dil arasında Kürtçenin yer almamasına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yanıt verdi. Diyarbakır Tabip Odası’nın paylaşımında şu ifadeler yer aldı:

“Çok kültürlü, çok dilli, çok dinli olan Anadolu coğrafyasında yaşayan halklara ne yazık ki uzun bir süreden beri red, inkar ve asimilasyon politikaları uygulanmıştır/uygulanmaktadır. Çok net verilere sahip olmasak da Bölgemizde her 4 kişiden biri (çoğunluğu kadın) Kürtçe dışında başka bir dil bilmemektedir (Yaklaşık 4 milyon yurttaş). Bireylerin kamusal alanda anadillerini kullanabilmeleri, kamusal hizmetleri alabilmeleri de yıllardır gözardı edilmiştir. Tıp ve Sağlık eğitiminde bizlere tanı-tedavi sürecinde en önemli aşamanın hasta öyküsünü alma(Anamnez) olduğu anlatılagelmiştir. Anamnezi iyi alınmamış bir hastanın tanısını koymanın ve dolayısıyla tedavi etmenin mümkün olmadığı ifade edilmektedir. Şu ana kadar hiç bir radyolojik görüntüleme yöntemi(tetkik), hiçbir laboratuar yöntemi(tahlil) hastadan alınan öykünün yerini dolduramamıştır. Dolayısıyla tüm halkların kendi anadillerinde kamusal sağlık hizmetine ulaşması nitelikli sağlığa erişim tercih edilmesi gereken bir durum değil zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken evrensel insan hakkıdır. Çünkü dilini bilmeyen derdini de anlayamamaktadır. Şimdiye kadar yapılan birçok araştırmanın sonucu Anadilinde verilmeyen sağlık hizmetinin, hasta-sağlıkçı arasında etkili bir iletişimden yoksun kalacağı, bu gerçeklikten hareketle hastanın bilgilendirilmesi ve tedavi hakkının engellenmesi sonucunu doğurduğunu ortaya koymuştur. Bu durum başta sağlık göstergeleri olmak üzere her şeye yansımış bölgeler arası eşitsizlikleri derinleştirmiştir. Meslektaşımız olan Sayın Sağlık Bakanı’nı siyasi saiklerle değil hekimlik kimliğini göz ardı etmeden, bilimin gereklerini yerine getirmeye ve evrensel hukuk normlarına uygun davranmaya davet ediyoruz. Teşekkürler.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.