Türkiye’nin En Büyük Projesi’ne Diyarbakır ‘Cücük’ Engeli!

Türkiye’nin En Büyük Projesi’ne Diyarbakır ‘Cücük’ Engeli!
Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesine bağlı Cücük Köyü sınırları içerisinde yatırıma yönelik tarım arazisi satın alan vatandaşlar, milyarlarca TL harcanan Türkiye’nin en önemli projesi olan GAP Projesi’nin önünde engel teşkil ediyor.

Türkiye’nin En Büyük Projesi’ne Diyarbakır ‘Cücük’ Engeli!  Yatırıma yönelik tarım arazisi satın alan vatandaşlar GAP Projesi’nin önünde engel teşkil ediyor.

Türkiye’nin en büyük projesi

Türkiye’nin en büyük projelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında bugüne kadar 19 baraj tamamlandı. Güneydoğu Anadolu Projesi’nin temel eksenini oluşturan ve GAP’ın tamamlanmasının ana koşulu olan sulama yatırımlarında ise çok önemli gelişmeler sağlandı.

Sulama şebekesi yapımı

GAP kapsamında başlangıçta su depolama yapıları olan barajlar inşa edilmiş ve hidroelektrik santralleri kurulurken, ikinci adımda depolanan suyu sulama alanlarına taşıyacak ana kanalların, daha sonra da tarlalara dağıtacak sulama şebekelerinin yapımı geliyor.

Yüzde 54 oranında gerçekleşti

Plan döneminde sulama ana kanallarının yapımı gerçekleştirilmiş ve bin 263 kilometresi 2008-2019 döneminde olmak üzere toplam bin 497 kilometre ana kanal hizmete hazır hale getirildi. 2019 yılı sonunda sulamaya açılan alan ise 571 bin 591 hektara ulaştı. Planın sulama hedefi yüzde olarak 54 oranında gerçekleştirilirken, 2019 yılı itibariyle 130 bin 597 hektar alanı sulayacak şebeke inşaatları da devam ediyor.

Cücük engeline takıldı

Ancak bazı projeler de yatırım amaçlı tarım arazisi satın alan kişilere takıldı. Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesi Cücük Köyü mevkiinde yaklaşık 6 bin hektarlık tarım alanının su ihtiyacını karşılayacak su kanallarının yapımı, bu bölgede yatırım amaçlı tarım arazisi satın alan vatandaşlara takıldı. Bu kişilerin, söz konusu bölgenin ‘İmara açılacak’ umuduyla tarım arazilerinin toplulaştırmasına izin vermedikleri iddia edildi.

Bu kişilerin tavrı tepki çekiyor

Bölgenin tamamı tarım arazisi olmasına ve devlet kurumlarınca kesin bir dille ‘tarım arazileri imara açılmayacak’ denmesine rağmen, yatırım amaçlı arazi satın alan kişilerin bu tavrı büyük tepki ve eleştiri alıyor.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Tarım İl Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nün ortak çalışmayla sulama alanı açmasının önünü tıkayan bu kişilerle ilgili devlet yetkililerince bir adım atılmaması da ayrı bir konu olarak dikkat çekiyor.

Uzmanlar ne diyor?

Konuyla ilgili uzmanlar, dünya nüfusunun gıda talebinin uzun vadede karşılanarak gıda krizlerinin önlenebilmesinde sınır ötesi tarım yatırımlarının etkisine odaklanıldığı bir ortamda gereksiz yere tarım arazilerinin imara açılmasının intihar olacağını ifade ediyor. Uzmanlar şöyle devam ediyor;

“İklim değişikliğinin olumsuz etkileri, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine paralel olarak tüketim kalıplarının değişmesi, nüfusun artması, ekilebilir tarım alanlarının azalması, tarım arazilerinin biyoyakıt ve madencilik gibi tarım dışı amaçlarla kullanılmaya başlanması nedeniyle ülkelerin büyük çoğunluğunun sınır ötesi tarım yatırımı yapması gerektiği bulgusuna ulaştığı bir ortamda, Diyarbakır’da tarım arazilerinin gereksiz imara açılması resmen intihar olacaktır.

“Ülkeler sınır ötesi tarım yatırıma yöneliyor”

Dünya Bankası tarafından yayınlanan 2016 yılı verilerine göre; ekilebilir tarım arazilerinin toplamı dünya nüfusuna bölündüğünde kişi başına düşen ortalama ekilebilir arazi miktarı 0,19 hektar büyüklüğüne denk gelmektedir. Bu rakamın ideal büyüklük olduğu varsayımıyla; dünyadaki ekonomik büyüklük açısından en büyük 20 ülkenin ekilebilir arazi miktarları ve nüfusları dikkate alındığında ülkeler sınır ötesi tarım yatırıma yöneliyor. Kendi ülkelerinde yeterli tarım arazisi olmayan ülkeler başka bir ülkede satın aldığı veya kiraladığı arazilerde tarım yapıyor. Nitekim Türkiye bile faklı ülkelerde tarım yapmıştır.

“Tarım arazilerinin imara açılması intihardır, cinayettir”

Birçok ülkede tarım alanı olmasına rağmen, yeterli yağış veya su bulunmaması nedeniyle tarım da yapılamamaktadır. GAP Projesi bu olumsuzlukların hepsini bertaraf etmek adına başlanmış tarihi bir projedir. GAP ve kollarını oluşturan sulama kanallarının tarlalara taşıdığı su ile tarım ileri seviyelere gelecektir. Şimdi böyle bir ortamda tarım arazilerinin imara açılması intihardır, cinayettir.

6 Şubat depremi hatırlatması

Neden cinayettir; çünkü birçok bölgede ve kentte gereksiz tarım arazilerinin imara açılması başımıza bela oldu. Nitekim 6 Şubat depremlerinde de görüldüğü gibi gereksiz imara açılan birçok yerdeki yıkımlar bilinçli bir şekilde imara açılan alanlara nazaran onlarca kat daha fazla zarar vermiştir. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş olmasına rağmen Hatay ve Antakya’daki yıkım çok çok daha fazla olmuştur.

“Milli güvenlik meselesi olarak görülmelidir”

Söz konusu bölgelerde yapılan yapılar sıvı oluşumunun daha yoğun olduğu, öyle düşünüyorum ki tarım arazilerinin bilinçsizce veya rant için imara açılmasından kaynaklıdır. Tarım alanlarının imara açılmaması milli güvenlik meselesi olarak görülmelidir. Hem gıda krizi açısından hem de deprem ve benzeri felaketler karşısında bu böyle olmalıdır.

“Devlet acil bir şekilde harekete geçmelidir”

Ülkelerin geleceğinin tarıma bağlı olduğunu net olarak bilmesine rağmen, Türkiye’nin gıda krizi anlamında daha rahat olmasını sağlayacak GAP Projesi gibi devasa bir projenin önünde set oluşturan kim olursa olsun derhal çözüm bulunmalıdır. Devlet acil bir şekilde harekete geçmelidir. Bunun şakası yok, toplumun menfaatini bireysel menfaatlere asla değişemeyiz”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.