Yalnızlık derinleşiyor: Diyarbakırlı uzmandan uyarı

Yalnızlık derinleşiyor: Diyarbakırlı uzmandan uyarı
 Muhabir
Dünya genelinde her 6 insandan biri kendini yalnız hissediyor. Dicle Üniversitesi İİBF Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Altındağ, yalnızlık duygusunun neden ve sonuçları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

AMİDA HABER - Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2025 yılı raporuna göre dünya genelinde sosyal kopukluk ve yalnızlık yaşayan insanların oranı her altı kişiden biri seviyesine ulaştı. Küresel araştırma şirketi Gallup’un 2023–2024 verileri de yalnızlığın büyüyen bir küresel sorun olduğuna işaret ediyor. Gallup’a göre dünya çapında her dört kişiden biri günün büyük bir bölümünde yalnızlık hissediyor. Yalnızlık yaşayan kişilerin üzüntü, endişe ve stres yaşama olasılıkları yalnız hissetmeyenlere göre belirgin şekilde daha yüksek. Aynı çalışmada yoğun yalnızlık hisseden bireylerin önemli bir bölümü öfke ve fiziksel acı da yaşadığını ifade ediyor. WHO verileri, yalnızlığın özellikle 13–29 yaş arası gençlerde yaygın olduğunu, yaşlı bireylerde ise bu oranın yaklaşık yüzde 27 seviyesinde bulunduğunu gösteriyor.

img-4694.jpg

‘Yalnızlık bireysel sorun değil’

Amida Haber’e konuşan Dicle Üniversitesi İİBF Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Altındağ, pandemi döneminin yalnızlık ve izolasyonu belirgin biçimde artırdığını belirtti. Altındağ, “Yalnızlık / sosyal izolasyon, sadece “ruhsal bir durum” değil aynı zamanda fiziksel sağlık, yaşam kalitesi ve erken ölüm riski gibi ciddi sonuçlarla da bağlantılıdır. Bu tür yalnızlığın oluşmasında sosyoekonomik eşitsizlikler, gençlik ve ergenlik döneminde olma, dijitalleşme, işsizlik, toplumsal değişim, kentleşme, bireyselleşme, aile yapılarının dönüşmesi, artan göç, tek kişilik hane sayılarındaki artış, toplumsal bağların zayıflaması, tüm bu sorunlara dönük politik ve sosyal açıdan yeterli müdahalenin yapılmaması, sorunun sadece bireysel sorun olarak görülmesi oldukça etkilidir” dedi.

diyarbakir-yanlizlik.jpg

Yalnızlık duygusunun yaş ve cinsiyete göre dağılımı

Altındağ, yalnızlığın yaş gruplarına, cinsiyete ve yaşam koşullarına göre belirgin farklılıklar gösterdiğini ifade ederek şunları aktardı: “2024 yılı TÜİK verilerine göre yalnız yaşayan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı yüzde 20,4’tür. Yalnız yaşayan erkeklerin oranı yüzde 11,9; yalnız yaşayan kadınların oranı yüzde 27,2’dir. Kadın yaşlıların yalnız yaşama oranı erkeklerin 2 katından fazladır. Yalnızlığın yaş gruplarına, cinsiyete veya yaşam koşullarına göre farklılık gösterme durumuna bakıldığında çocuk ve ergenler daha çok akran zorbalığı, sosyal medya baskısı, kimlik gelişimi, akademik stres, aile içi çatışma konularında sorun yaşamakta bu durumlar da onların yalnızlık hissinin artırabilmektedir. genç yetişkinlerin şehir, iş vedünya okul değişiklikleri ile dijitalleşmenin etkilerini daha yoğun hissettiklerini ifade ediyor. Orta yaş grubunda iş baskısı, boşanma, ilişki sorunları ve tükenmişlik öne çıkarken, yaşlılık döneminde emeklilik, eş veya arkadaş kayıpları, sağlık sorunları ve hareket kısıtlılıklarının yalnızlık hissini artırdığına dikkat çekiyor.”

diyarbakir-yanlizlik-3.jpg

Psikolojik, sosyal ve çevresel nedenler

Yalnızlığın psikolojik etkileri arasında depresyonun en güçlü risk faktörlerinden biri olması önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Altındağ, psikolojik, sosyal ve çevresel nedenleri şu şekilde sıraladı: “Psikolojik Nedenler arasında bağlanma stilleri, benlik algısı ve özsaygı, depresyon, anksiyete, sosyal kaygı bozukluğu travma sonrası stres bozukluğu gibi bireyin yaşadığı psikolojik sorunlar, içe dönüklük veya sosyal çekingenlik gibi kişilik özellikleri sayılabilir.

Sosyal Nedenler arasında sosyal destek eksikliği, boşanma, ayrılık, yas, göç gibi bozulan veya kesilen ilişkiler, aşırı sosyal medya kullanımı ve yüz yüze temasın azalması, yoğun çalışma temposu, aşırı rekabet, aidiyet hissinin zayıf olduğu iş ortamlarında çalışmak zorunda olmak yalnızlık duygusunu artırabilir.

Çevresel / Toplumsal Nedenler arasında kentleşme ve modern yaşama bağlı hızlı yaşam temposu, komşuluk ilişkilerinin zayıflaması, gelir eşitsizliği, işsizlik ve geçim sıkıntısı gibi ekonomik zorluklar, göç ve yer değiştirme, pandemi, savaş, ekonomik durgunluk gibi küresel krizler yalnızlık nedenleri arasından sayılabilir.”

diyarbakir-yanlizlik-4.jpg

Diyarbakır’da durum nasıl?

Altındağ, Diyarbakır’ın tarihî ve kültürel yapısı üzerinden yaptığı değerlendirmede kentin son 20–30 yılda yaşadığı yoğun göçle birlikte hızlı bir toplumsal dönüşüm geçirdiğini belirtti. Modernleşme ve kentsel dönüşüm süreçlerinin eski mahalle kültürünü zayıflattığını, komşuluk ve topluluk bağlarının çözülmeye başladığını ifade eden Altındağ, özellikle orta yaş ve üzeri nüfusun bu değişimden daha fazla etkilendiğini söyleyerek şunları söyledi: Ekonomik zorluklar, konut ve altyapı yetersizlikleri, hizmet eksikliği ve ulaşım sorunları beraberinde sosyal dışlanma ve izolasyon yaratabilmektedir. Sosyal yapıdaki dönüşüm aile ve komşuluk bağlarını değiştirmiştir. Bu durum sosyal dayanışma ve desteği azaltmaktadır. Yoksulluk, işsizlik, belirsizlik, geçmiş travmalar ruh sağlığını doğrudan etkilemekte bu da güven duygusu ve sosyal katılımı negatif yönde etkilemektedir. Kent içindeki mekânsal ayrışma tarihî mahallerdeki yapıyı bozduğu için komşuluk yapılarını zayıflatmış ve bu durum da bireylere yalnızlaşma olarak yansımıştır.”

ozgur-altindag.jpg

‘Çok katmanlı ve bütüncül yaklaşım en etkili yoldur’

Yalnızlıkla mücadelede bireysel çabaların tek başına yeterli olmadığını belirten Altındağ, bu sürecin hem içsel hem de dışsal kaynakların güçlendirilmesini gerektirdiğini ifade etti. Altındağ, “Öncelikle bireyin kendi düşünce yapısını düzenlemesi, olumsuz ve genelleyici inançları fark ederek daha gerçekçi ve sağlıklı bir bakış açısı geliştirmesi gereklidir. Düzenli uyku, dengeli beslenme, fiziksel aktivite ve günlük ritim oluşturma gibi sağlıklı yaşam rutinlerinin geliştirilmesi bireyin duygusal ve zihinsel dayanıklılığını arttırarak yalnızlığın olumsuz etkilerini hafifletebilir. Aileler bu süreçte duygusal destek ve açık iletişimle belirleyici bir rol oynamaktadır. Toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi, gönüllülük faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ve kültürel-sosyal etkinliklerin erişilebilir hâle getirilmesi bireylerin aidiyet duygusunu artırabilir. Dezavantajlı gruplara yönelik destek mekanizmalarının kurulması, dışlanmayı azaltmakta, sosyal katılımı teşvik etmektedir. Yerel yönetimler bu çok katmanlı yapının önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Yalnızlığın azaltılması, bireyin kendi içsel kapasitesinin güçlendirmesiyle; ailenin destekleyici bir sistem olarak rol almasıyla; toplumun dayanışma ve kapsayıcılığıyla, yerel yönetimlerin ise sosyal, mekânsal ve kültürel olanakları geliştirmesiyle mümkündür. Bu çok katmanlı ve bütüncül yaklaşım, yalnızlığı hem bireysel düzeyde hem de toplumsal anlamda azaltmanın en etkili yoludur” dedi.

diyarbakir-yanlizlik-1.jpg

‘Krize dönüşmesinin önüne geçilebilir’

Altındağ, günümüzde yalnızlığın giderek görünür hale gelen bir psikososyal sorun olduğunu ve toplumsal dinamikler göz önünde bulundurulduğunda gelecekte daha da derinleşebileceğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Hızlı kentleşme, dijitalleşmeyle birlikte yüzeyselleşen ilişkiler, ekonomik belirsizlikler, gençlerde kimlik ve aidiyet kaygıları, yaşlı nüfusun artışı ve toplumsal kırılganlıklar yalnızlık riskini artırıyor. Yalnızlığın bireysel düzeyde depresyon, anksiyete, bilişsel gerileme, fiziksel hastalıklar ve erken ölüm riskini artırdığı; toplumsal düzeyde ise sosyal bağları zayıflatarak toplumsal dayanışma, güven ve birlikte yaşam kültürünü aşındırdığı düşünüldüğünde, bu tehlikenin gelecekte çok daha büyük bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkması muhtemeldir. Ancak birey, aile, toplum ve yerel yönetimin eş zamanlı işbirliğiyle yürütülen bu bütüncül yaklaşım sayesinde yalnızlığın gelecekte daha büyük bir krize dönüşmesinin önüne geçilebilir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.