Diyarbakır'da Mezopotamya Gurme ve Yöresel Lezzetler Fuarı misafirlerini ağırlıyor

Bu yıl 5'incisi gerçekleşen Mezopotamya Gurme ve Yöresel Lezzetler Fuarında yer alan sektör temsilcileri, Hatay künefesinden İzmit pişmaniyesine, Erzurum ve Bingöl dağlarından gelen balından Malatya kayısısına, Afyon sucuğundan Kayseri pastırmasına kadar binbir türlü yerli lezzetleri Diyarbakır'da buluşturdu.

Türkiye'nin farklı illerinden gelen sektör temsilcileri fuar alanında stantlar açarak yöresel lezzetlerini sergiledi.

"ÜRÜNLERİMİZ DİYARBAKIRLILAR TARAFINDAN BEĞENİLİYOR"

Trabzon'dan Diyarbakır'a gelerek fuarda stant açan Cumhur Gündoğdu, kentin meşhur Trabzon ekmeğinin özelliklerini aktararak "Trabzon ekmeğimiz tam buğday, ekşi mayadır ve tamamen doğaldır. Yani herhangi bir fırından aldığımız ekmek gibi değildir. Belli köylerde yapılır ve tamamen doğal olduğu için her fırında da bulunmaz. Ekmeğimizi alanlar memnun ve alıp kullananlar tekrar almayı tercih ediyorlar. Her gittiğimiz etkinliğe ekmeğimizi götürüyor, halkımıza sunuyoruz." dedi.

Gündoğdu, "İlk Diyarbakır'a geldiğimizde normal ekmek gözüyle bakılıyordu fakat azar azar kullanmaya başlayınca bu fuarları özlemle bekliyorlar. Hatta sadece ekmek almaya gelen müşterilerimiz var. Diyarbakır'ı seviyoruz, burada bulunmaktan mutluyuz." ifadelerini kullandı.

Diyarbakır fuarına daha önce de katıldığını belirten Anıl Karaaslan, Kayseri sucuğunun tanıtımını yaptı.

Karaaslan, "Kayseri'den kendi ürettiğimiz sucuklarla fuara katılıyoruz. Sucuğumuz özelliği içinde çemen bulunmasıdır. Bu diğer sucuklara göre baharat oranını değiştiriyor. Çemen daha farklı bir tat veriyor. Sucuklarımız fermente olduğundan ağızda lokum gibi dağılır. Isılı işlem kullanmıyor, içerisinde herhangi bir katkı maddesi koymuyoruz. Ürünlerimiz Diyarbakırlılar tarafından beğeniliyor. Buraya gelince Diyarbakırlıların ağzı tadına göre biraz daha acı oranını arttırıyoruz. Genelde de olumlu yanıtlar alıyoruz." şeklinde konuştu.

"İLK GÜN YOĞUNLUK VARDI, TALEP ÇOK FAZLA"

Kayısısıyla meşhur Malatya'dan Diyarbakır'a gelen Hanifi Fırat, fuardaki yoğunluğa değinerek şöyle konuştu:

"Malatya'dan geliyoruz ve orada kayısı işi yapıyoruz. Dünyanın kayısı ihracatını yüzde 90'ı Malatya karşılıyor. Yöresel ürünler fuarlarında kayısımızın yaklaşık 7-8 çeşidi var ama şu an gün kurusu ve sarı kayısımız var. Diyarbakır halkı kayısı tüketimini seviyorlar ve kayısının en kalitesini yer. Geçen yılda buraya gelmiştik. Dün burada ilk günümüz olmasına rağmen yoğunluk vardı. Hava şartları da iyi geçerse fuar çok yoğun geçer. Yani talep çok fazladır."

İzmit pişmaniyesini tanıtmak üzere fuardaki yerini alan Ufuk Demir ise, enflasyondaki artışların maliyetlerini olumsuz yönde etkilediğini belirterek ürettikleri pişmaniyenin çarşı pazarlarda satılandan farkını anlattı.

Demir, "İzmit'ten katılım sağlıyoruz. Pişmaniyeyi kendimiz burada yapıyoruz, nasıl yapıldığını gösteriyoruz. Fuara 8 senedir geliyorum. Her geldiğim zaman müşterilerim memnun kalıyor. Önceden buraya gelirken en fazla 1500-2000 mazotumuz giderdi ama şu an 10 bin TL ile zor geliyorsun. Ürünlerimize zam yapmak istiyoruz ama yapamıyoruz. İnsanların alım gücü düştü, artık az bir karla çalışıyoruz. Çocukluğumda pişmaniye işine çırak olarak yapmaya başladım. 2008'den beridir de kendi şirketimi açtım. İzmit pişmaniyenin özelliği kalitesidir. Kullandığımız yağdan dolayı raflarda uzun ömürlü oluyor ve tazeliğini koruyor." diye belirtti.

"DOĞANIN EN GÜZEL BALINI TATMAK İÇİN DİYARBAKIRLI MÜŞTERİLERİMİZİ BEKLİYORUZ"

Erzurum balını Diyarbakır'la tanıştıran Akın Özden, standında bulundurduğu değişik bal çeşidine dikkat çekerek "Erzurum'dan geldik, organik sertifikalı bal veriyoruz. Doğanın en güzel, sertifikalı, Türkiye'nin 5 florür örtüsünden birine sahip olan balımız tadı ve kokusuyla Diyarbakırlı müşterilerimizi bekliyoruz. Her yörenin kendine özgü güzellikleri vardır. Krem balımız hakiki balın donmuş halidir. Donduğu zaman da vitamini yükseltir. Biz balı böyle sever ve yeriz." ifadelerine yer verdi.

Fuarda tek kaya tuzu standı bulunduran Ali Kormaz, dezgahta bulundurduğu her bir kaya tuzunun ayrı bir özelliğine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Çankırı'dan geliyoruz ve yaklaşık 6-7 senedir fuarlara katılıyoruz. Çankırı'dan doğal kaya tuzları getirdik. Lambalarımız; astım, bronşit, baş ağrısı ve öksürüğe iyi geliyor, radyasyonu önlüyor, havadaki rutubeti alıyor, odanın kalitesini yükseltiyor. Taş değirmenlerde öğüttüğümüz doğal kaya tuzlarımız; tansiyonu olanlar kullanabiliyor, vücuda zarar vermiyor. Tuz sabunlarımız; kaşıntı, ter ve egzamaya iyi geliyor. Ayak bakım tuzlarımız; ayakta mantar, çatlak, kaşıntı ve yorgunluğu alıyor, ayakları rahatlatıyor."

"HAZIRLADIĞIM ÜRÜNLER DAHA ÇOK ÇALIŞAN BAYANLAR VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİKTİR."

Kendi üretimiyle hazırladığı hazır ve konserve yemek türlerini müşterilerin damak tadına sunan Diyarbakırlı Ayşe Ay ise, evinde yaptığı yemeklerin çok beğenilmesiyle sektöre başladığını belirterek bu alanda çalışmalarını ilerletmeyi hedeflediğini aktardı.

Ay, "4 yıldır yemek üretiyorum. Genellikle ev yapımı ürünler yapıyorum. Reçel, sos, turşu, konserve ve kendime ait ürünlerim var. Mesela hazırladığım yemeklik sos 7 çeşit yemeğe katılabiliyor. Bir paket makarnayı haşlayıp içine bu sostan boşaltılıyor. Bu daha çok çalışan bayanlar ve üniversite öğrencilerine yönelik bir çalışmadır. Genelde doğal sebze, baharat ve salçalardan oluşmaktadır. Patlıcan-biber-domates konservesi kendi mevsiminde toplanmış bir üründür. 2 yıla kadar kullanım süresi var. Buzdolabında saklanması kaidesiyle bir hafta boyunca açık olarak kullanılabilir." dedi.

Çevresinin teşvikiyle sektöre atıldığını söyleyen Ay, "Değişik konserve türlerimiz ve turşu çeşitlerimiz var. Bunları tadanlar oldukça memnun kaldı, hatta patentini alma konusunda teklifler yapıldı. Aileden gelen yemek yapma sevdamız var. Evime gelip yemeklerimi tadanlar beni bu işe teşvik etti. 4 yıldır sosyal medya üzerinden ürün satışı yapıyorum ve hedefim olanı gerçekleştirerek bugün fuarda stant açtım." ifadelerini kullandı.

Fuar, 19 Kasım pazar gününe kadar devam edecek.