Bakırhan: Bahçeli devrimsel çıkış yaptı
Kaynak:Haber merkezi
AMİDA HABER- Katıldığı bir televizyon programında konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Son aşamaya geldik. Dinlemeler yapıldı. Örgüt de zaten 5-6 adım atarak mevcut çağrıya nasıl yaklaştığını ortaya koydu. Şu anda yapılacak tek şey, partilerin raporlarını toplayıp gerçekten kapsayıcı, onurlu bir dönüşü sağlayan ve bir daha silahın, çatışmanın olmayacağı bir sürecin altyapısını oluşturacak yasaların çıkmasını sağlamak. Yani onurlu bir dönüş sağlamak gerekiyor" dedi.
Kürt diplomat Birleşmiş Milletler Yüksek Komiseri oldu
‘Bütüncül yaklaşım olmalı’
Ekol TV'ye konuşan Bakırhan, sürece yönelik yasal düzenleme gerekliliğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"PKK ve sonuçlarını ortadan kaldıracak bir yasa olması gerekiyor. En başında ayrıştırıcı bir yaklaşımla 'şunlar, bunlar şu kadar, diğerleri bu kadar' şeklinde bir ayrım yapmak bence doğru değil. Belki Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden ortaya çıkmış bir örgüt; şimdi kendisini feshediyor. 40 yıllık sonuçları var. İçeride olan, sürgünde olan, yargılanan, silahı bırakan… Bütüncül bir yaklaşımla meseleye yaklaşmak gerekiyor. Yani sonuçlarını ortadan kaldıran bir düzenlemeye ihtiyaç var.”

‘CHP’nin İmralı hatası telafi edilebilir’
CHP ve Yeni Yol'un İmralı'ya giden heyete katılmamasına değinen Bakırhan, "Cumhuriyet Halk Partisi orada olmalı ve sormalıydı. Varsa eleştirileri yapmalılardı. Ben, tabii Cumhuriyet Halk Partisi'ne çok şaşırdım. Çünkü yönetime iddiası olan, şansı olan bir siyasi parti… 100 yıllık bir mesele; Cumhuriyet’in hemen kuruluşuyla başlayan ve aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin de sorumluluğu olan bir meseledir. Türkiye’nin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu meseleye doğrudan dahil olması, yol açan, ön açan, katkı sunan, kapsayıcı bir yaklaşımla hareket etmesi gerektiğini düşündüğüm için çok şaşırdım. Bunlar ileride telafi edilebilir.” dedi.

‘Yasal düzenleme yapılması gerekiyor’
Komisyondaki partilerin rapor hazırlama sürecine ilişkin konuşan Bakırhan, şunları söyledi:
"Şimdi şöyle; aslında en başından beri oradaki tartışmalardan çıkardığımız şey şu: Her komisyonda bulunan her parti kendi raporunu hazırlayacak. Meclis Başkanı, ortaklaşılan maddeleri partilerin ortak düşünceleri olarak sunacak. Diğer öneriler ise her partinin kendi raporunda yer alacak. Bu konuda atılması gereken adımlar için de, yani yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği için, raporlar Meclis’e gönderilecek. Mecliste ilgili komisyonlar ve ilgili bakanlıklar kendi payına düşenlerle ilgili gerekli düzenlemeleri yapar.
Aslında son aşamaya geldik. Dinlemeler yapıldı. Örgüt de zaten 5-6 adım atarak mevcut çağrıya nasıl yaklaştığını ortaya koydu. Şu anda yapılacak tek şey, partilerin raporlarını toplayıp gerçekten kapsayıcı, onurlu bir dönüşü sağlayan ve bir daha silahın, çatışmanın olmayacağı bir sürecin altyapısını oluşturacak yasaların çıkmasını sağlamak. Yani onurlu bir dönüş sağlamak gerekiyor. Amaç odaklı ve bütüncül, umut hakkı dahil olmak üzere... Yani bir meseleyi tartışıyoruz. Bir meseleyi çözmeye koyulduğumuz bu süreçte 'İçinde şu yararlanır, bu yararlanmaz, bu yararlanamaz' gibi tartışmalar bence toplumda algı oluşturmaya dönük yaklaşımlar."

‘Bahçeli devrimci bir çıkış yaptı’
Süreçte sürekli eleştiri yerine öneri getirilmesi gerektiğini belirten Bakırhan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin süreçteki rolüne dair de şu ifadeleri kullandı: “Bence Sayın Bahçeli’nin çıkışı devrimsel bir çıkıştır. Bunu siyaset olarak söylemiyorum; biz asla böyle siyaset yapmayız. Çok önemliydi. Sayın Bahçeli’nin çıkışı ve Öcalan’ın ona vermiş olduğu yanıt bence kıymetlidir. Türkiye buradan yükselmelidir, buradan doğru ilerlemelidir. Birbirimizi döverek, birbirimizin söylemlerine takılarak… Kelimelerle, noktalarla, virgüllerle Türkiye toplumunun gündemini kaplamaya çalışanlar görülüyor. Kimse zannetmesin Kars’ta oturan, Zêri-Tekemê bir Kürt kimin ne söylediğini bilmiyor. İnsanlar çok iyi okuyor."

Suriye Kürtleri tehdit değildir
Bakırhan, Suriye’deki Kürtler konusunda da şu ifadeleri kullandı: "Barzaniler için, Sayın Talabani için, Sayın Barzani için burada söylenenleri hatırlarsınız; hakaret edici, incitici çok şeyler yapıldı. Şimdi Cizre’ye geliyor, konferansa katılıyor; Türk yetkilileri gidiyor. Biz gittik Süleymaniye’ye gittik. En büyük altyapı, üstyapı firmaları Türkiye’den gidiyor; milyarlarca dolar para oraya akıyor. Bütün marketlerde Türkiye ürünleri satılıyor. Türkiye televizyonları izleniyor, Türkiye ilgiyle takip ediliyor. Orada bir yanılgı olduğunu Türkiye toplumu anladı.
Öcalan, 'Ben Türkiyeli bir insanım' diyor. Geçmişte bir kavga olmuştur; Türkiye’nin her karışında kan dökülmüştür. Bugün başka bir şey söyleniyor. Evet… Ona bakarsanız geçmişte birlikte bu Cumhuriyeti kurduk, bunu nereye koyacağız? Dolayısıyla, bir daha bu tür şeylerin yaşanmaması için Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere bu süreci çözmesi bence zor değil.
Türkiye, Suriye’de kesinlikle kapsayıcı olmalı. Ya bu devlet bizim de değil mi? 25 milyon insan Türkiye Cumhuriyeti’nde… Biz Türkiye’de yaşayan Kürtler olarak diyoruz ki: 'Bizim akrabalarımız, kardeşlerimiz, aynı aşiretimiz…' Aradan bir çizgi geçmiş; bir kardeş burada, diğeri orada kalmış. Onların hakkını savunmak da senin görevin olmalı diyoruz. Bu görevi Türkiye üstlensin. Emin olun bakın belki 10 yıl sonra, 5 yıl sonra Suriyeli Kürt yetkililer buraya geldiğinde, geçmişteki bu yaklaşımlardan dolayı eksik ve yanlış yapıldığı anlaşılacaktır. Kürtler, Türkler için asla tehdit değildir. Türkiye için asla tehdit değildir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.