Dinç: Yetkililer tebdil-i kıyafet ile çarşı pazara inmelidir
HÜDA PAR'ın Diyarbakır Merkez Yenişehir ilçesi 4'üncü Olağan Kongresi Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşti.
Kongreye HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, Genel Başkan Yardımcısı Metin Kaya, İl Başkanı Vedat Turgut, GİK Üyeleri ve İlçe Başkanları katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan kongre ilçe teşkilatının faaliyet raporu, gelir giderlerin açıklanması ve İlçe Başkanı Muzaffer Beber'in açılış konuşmasıyla devam etti.
Kongrede bir konuşma yapan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mersin Milletvekili Faruk Dinç, partisinin yaptığı çalışmaları ile beraber vizyon ve misyonuna değindi.
Dinç, yaşanan ekonomik sıkıntılar noktasında tasarruf yolları, aile kurumuna yönelik saldırılar ve gençliği bekleyen tehlikelere dikkat çekerek hükümete birtakım mesajlar gönderdi.
14 Mayıs genel seçimlerinden sonra HÜDA PAR'ın ciddi bir ivme kazandığını, izlediği strateji ve ilkeli duruşun ülke genelinde büyük bir teveccühle karşılandığını belirten Dinç, bu durumundan rahatsız olan kimi kirli odakların seçim sürecinde iftira ve karalamalara başvurduğunu, sözlü saldırıların yanı sıra fiili saldırılarda da bulunduğunu hatırlattı.
"HÜDA PAR İLE BELEDİYELERİMİZ İHALE GÜNDEMİNDEN ÇIKACAK"
Hizmet alanının sadece Meclis olmadığını, bununla beraber yerel yönetimlerin halka hizmetin en büyük araçlarından olduğuna vurgu yapan Dinç, "Bugünden tezi yok kolları sıvamalı ve genel merkezimizin belirleyeceği yol haritası ile çalışmalarımıza aynı heyecan ve aşkla devam etmeliyiz. Bu şehrin her sokağı, mahallesi, köyü ve semti bizi beklemektedir. HÜDA PAR ile belediyelerimiz ihale gündeminden çıkacak ve hizmeti gündemine alacak, kamuda yapılan israfla etkin bir şekilde mücadele edilecek, Rüşvet ile işe alımlar ve ruhsat vermeler son bulacak, belediyeleri kimse geçim kaynağı ve zenginlik kapısı olarak görmeyecektir.
"DIŞARIDAN İTHAL KANUN VE SÖZLEŞMELER İLE AİLE YAPIMIZIN BOZULMASI HEDEFLENMEKTEDİR"
Aile kurumunun karşılaştığı tehlikeye dikkat çeken Dinç, "Gelenek ve değerlerine bağlı olan ailelerimiz maalesef kültür emperyalizmin tehdidi ile karşı karşıyadır. Aile kurumu mukaddes bir kurumdur. Mutlak surette korunmalıdır. Ancak bugün bu mukaddes kuruma darbeler inmektedir. Dışarıdan ithal kanun ve sözleşmeler ile aile yapımızın bozulması hedeflenmektedir. Nikâhsız birliktelikler, zina suç sayılmamakta ve türlü vasıtalar ile teşvik edilmektedir." ifadelerini kullandı.
"UYUŞTURUCU KULLANIMI ARTIYOR"
Kadına şiddet başta olmak üzere tüm şiddeti besleyen alkol ve uyuşturucu kullanma yaşının gün geçtikçe düşmekte olduğuna vurgu yapan Dinç, yapılan araştırma sonuçlarına yer vererek şunları söyledi:
"7 yıl önce yapılan araştırmada Diyarbakır'da 75 bin kişinin uyuşturucu, 15 bin kişinin de metamfetamin kullandığını tespit edildiğini biliyoruz. Aradan geçen bunca yıldan sonra bu sayının daha da arttığının farkındayız. Dur demez isek bu şartlarda huzurlu bir aile yapısı ortaya çıkmaz. Böyle bir ortamda huzurlu bir aile değil alevli bir ateş çıkar. Çıkan bu ateş şu an yuvaları yakmaktadır."
"İÇİNDE İNANCIMIZIN DEĞERLERİMİZİN OLMADIĞI EĞİTİM MİLLİ OLMAZ"
Eğitim konusuna da değinen Dinç, "Batılı eğitim değil milli eğitim diyoruz. Bize ait olan bizim medeniyet değerlerimizi işleyen, manevi köklerimizi koruyan bir eğitim modeli ve müfredatı diyoruz. Hepimiz biliriz ki eğri tornadan doğru sap çıkmaz. Aslında biz doğru sap veriyoruz ancak eğri sap da elimizde kalmıyor. Ders başarısı ile birinci, ahlakı ile birinci olması hedeflenen çocuklarımız okullarda bu hedefin uzağında bir şekilde yetiştirilmektedir. Çocuklarımız ailesine, kültürüne yabancılaşıyor. İçinde inancımızın değerlerimizin olmadığı eğitim milli olmaz. İnancına ve kültürüne uygun yetişmeyen öğrenci de milli öğrenci olmaz." diye belirtti.
"İSRAF PROGRAMLARI İÇİN HARCAMALARIN YAPILMASI KABUL EDİLEMEZ"
Bugün yaşanan ekonomik koşullardan en çok etkilenen kesim arasında gençlerin yer aldığının altını çizen Dinç, "3 işsizden biri diplomalı üniversite mezunu, evlenmek isteyip de maddi imkânı elvermeyen ve bu sorunlardan dolayı kurtuluşu yurt dışında arayan gençlerimiz; uyuşturucu bataklığına batmış, köprü altlarında ayakları birbirine dolanan evlatlarımız var. Bunca sorunlar varken, israf programları için harcamaların yapılması kabul edilemez." şeklinde konuştu.
Belediyelerin düzenlediği eğlence programlarındaki israfa dikkat çeken Dinç, şunları kaydetti:
"Birkaç saatlik eğlence programlarına aktarılan milyon dolar bütçelerle binlerce gence burs verilebilir, binlerce gence çeyiz yardımında bulunulabilir veya gençlerin istihdamı için adımlar atılabilir. Gençliğin ahlaki değerlerinin erozyona uğradığı ve kendi kültürümüzü, medeniyet değerlerimizi yansıtmayan ve milyon dolarlar harcanan bu israf programlarından vazgeçilmelidir. Gençliğe amaç, hedef ve gaye kazandıracak, kendi yaradılış gayesini hatırlatacak etkinlikler düzenlenmeli; bilim, kültür, sanat ve fikir üretecek etkinlikler gençlere sunulmalıdır.
Bizler HÜDA PAR olarak gençlere güveniyoruz ve gençlere siyasette nesne gözüyle değil, özne gözüyle bakıyoruz, onlara alan açıyoruz. Memleketin ve gençliğin sorunlarının çözümünde aktif rol alan, ahlaki değerleri özümsemiş ve maneviyatı güçlü bir genç nesil hedefliyoruz. Bu neslin ihya ve inşası için de gece gündüz çalışıyoruz. İnanıyoruz ki gençler kendilerini en çok HÜDA PAR ile mutlu ve huzurlu hissedeceklerdir."
"KRİZİN AĞIR FATURASI TOPLUMUN GENİŞ KESİMLERİNE KESİLİYOR"
Mevcut ekonomik sıkıntıların Covid-19 süreciyle başladığını ve gün itibariyle gelinen noktayı aktaran Dinç, "Enflasyondaki tırmanışın sürmesi, döviz kurlarında yaşanan artışlar, TL’nin maruz kaldığı aşırı değer kaybı, buna bağlı olarak hız kesmeyen zam furyası, toplumun büyük kesimini hayat pahalılığın altında ezilir hale getirmiştir. Dünyada ve Türkiye’de ekonomik krizler temelde kapitalizm sistemden kaynaklanıyor. Kapitalist sistem her defasında zengin fakir arası uçurumun boyutlarını daha da büyütmektedir. Krizlerin aşılması adına üretilen çözümler sermaye sahiplerini daha fazla güçlendirirken, krizin ağır faturası da toplumun geniş kesimlerine, dar gelirliler ve sabit ücretlilere kesilmektedir." dedi.
Dünyada ve Türkiye’de servet dağılımına dair bazı verileri paylaşan Dinç, "Dünya nüfusunun yüzde 1,1'lik kısmı, dünya genelindeki toplam servetin nerdeyse yarısına yüzde 45,8'ine sahiptir. Dünya nüfusunun yüzde 55'lik çoğunluğun toplam servetten aldığı pay ise yalnızca yüzde 1,3'tür. Bir başka rapora göre dünyadaki servetin yüzde 60’nı elinde tutan 2 bin 153 milyarderin, dünya nüfusunun yüzde 60'ını oluşturan 4,6 milyar kişiden daha zengin olduğunu ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.
Dinç, "Peki, Türkiye’de durum nasıl? Aralık 2021, yani krizin başlangıcı olarak kabul edilen pandeminin başlangıcından bir yıl sonraya denk gelen 'Dünya Eşitsizlik Raporu'na göre Türkiye’de en zengin yüzde 10'luk kesimin toplam gelirden aldığı pay yüzde 54 iken, yüzde 90'lık kesime kalan gelir oranı yüzde 46 olarak kayıtlara geçmiştir. Bugün konuştuğumuz hayat pahalılığı, ücretlerin erimesi, alım gücünün her geçen gün daha fazla düşmesi gibi hususlar işte bu çarpık ekonomik sistemin kriz çıktısı olarak önümüzde duruyor." şeklinde konuştu.
"KRİZ ORTAMLARININ VAZGEÇİLMEZİ OLAN TASARRUF TEDBİRLERİ GEREKTİĞİ GİBİ UYGULANMALI"
"Artan maliyetlerden kaynaklı büyük bir soruna dönüşen konut problemi, fahiş kira artışları, zam furyası, geçim sıkıntısı gibi sorunlar önümüzde durmaktadır." diyerek konuşmasını sürdüren Dinç, krizlerin aşılmasında kaynakların; yatırım, üretim, ihracat ve istihdama yöneltilmesi gerektiğini belirterek, "Kriz ortamlarının vazgeçilmezi olan tasarruf tedbirleri gerektiği gibi uygulanmalı. Zorunlu haller dışında kamu harcamalarında gerekli kısıtlamalara gidilmeli. İsraf, lüks, şatafattan vazgeçilmelidir. Son olarak diyoruz ki yetkililer tebdil-i kıyafet ile çarşı pazara inmelidir." diye belirtti.
Kongrede yapılan oylamalar sonucu Yenişehir İlçe Başkanlığına Mehmet Demir getirildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.