Eğitim ve öğretimde veli faktörü

Eğitim ve öğretimde veli faktörü

Kaynak:Haber Merkezi

Diyarbakırlı eğitimci Hayrullah Aktan, eğitim ve öğretimde veli faktörünü konu alan bir yazı kaleme aldı.

Eğitim öğretimin bileşeni olan veliler öğrencilerin başarısında veya başarısızlığında pay sahibidirler. Aşırı korumacı, her şeyi bilen(!) bir veli kitlesiyle karşı karşıyayız.

Geçmiş yıllardaki veli profiliyle şu anki veli profili birbirinden çok farklıdır. 10-20 yıl öncesindeki veli, öğretmene saygılı, öğretmenin işine karışmayan, "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." mantığıyla hareket eden, öğretmene saygıda kusur etmeyen, öğretmenin işine karışmayan, öğretmenin emeğini ve çabasını gören bir veli kitlesi varken, yıllar geçtikçe süreç tam tersine evrilmeye başladı. Bu süreçten öğretmenler de veliler de mutlu değil aslında. Veli öğretmenin işine karışıyor, en ufak bir olayda veli okulu basabiliyor, öğretmeni şikayet edebiliyor, öğretmene şiddet uygulayabiliyor, veliden destek alan öğrenciler öğretmene saygısızlık yapmaktan geri kalmıyor. Bu da öğretmenin modunu düşürüp çalışma şevkini kırabiliyor. Öğretmenlerin öğrencilere karşı olumsuz tavır sergilediği düşünülüyorsa ki olabilir. Bu sayının çok az olduğunu, bundan dolayı öğretmene olumsuz tavır sergilemenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu tür sorunları farklı bir şekilde ele almak gerekir. Meslek hayatımda böyle bir öğretmen profili ile de karşılaşmadım. Tam tersine işini iyi yapan öğretmenlere velilerin sahip çıkması, onu desteklemeleri eğitim -öğretim için çok daha iyi bir kazanım olacaktır. Bu tür olumsuzluklar, öğretmenin öğrencilere göstermiş olduğu sevginin, şefkatin ve sabrın azalmasına neden olabiliyor ve hatta yok olmasına sebep olabiliyor. Kısacası, öğretmen öğrencisi ile arasına mesafe koymak zorunda bırakılıyor. Halbuki, öğretmenin öğrencisine tebessüm etmesi bile öğrenmede büyük bir fark yaratacaktır. Sevgi, şefkat, sabır ve özveri gibi kavramlara, petrol, doğalgaz ve su kaynakları gibi tükenebilen kaynaklar gibi bakmak ve onlara da bu çerçevede değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Çünkü gelecek nesilleri bu kavramlardan mahrum bırakmak, onlara sevgiyi, sabrı ve şefkati göstermemek eğitim açısından çok ciddi sorunlar doğuracak ve aynı zamanda öğrenme süreci de çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakacaktır.

Duygu olmayan bir ortamda öğrenme ya çok geç olur ya da hiç olmaz. Duygusuz bir sınıf ortamı bilgisayar başında ders videosu izlemeye benzer. Öğretmenine sahip çıkan bir toplumun kazananı o toplumu oluşturan tüm bireyler olacaktır.

Köşe Yazısı: Hayrullah Aktan

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum