Uzmandan gazetecilere: Cinsiyetçi dil kullanmayın
AMİDA HABER - Medyada kullanılan dil, toplumun düşünme biçiminden günlük yaşam pratiklerine kadar geniş bir alanı şekillendirme gücüne sahip. Bu nedenle özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği ve hak odaklı habercilik ilkeleri, haberlerin yazılışında ve sunuluşunda belirleyici bir rol üstleniyor.

‘Fail görünmez kılınıyor’
Yerel medyanın etkisi ise daha doğrudan hissediliyor. Çünkü bölge halkı, kendi yaşadığı yerden anlatılan hikayelerde kendisini ve çevresini daha yakından takip eder. Bu nedenle, kullanılan dil, mahallenin, köyün, ilçenin gündelik yaşam pratiklerini, toplumsal normlarını ve ilişkilerini hızla dönüştürebilme gücüne sahip. Özellikle şiddet haberlerinde failin görünmez kılınması, mağdurun sorumlu gösterilmesi veya cinsiyetçi ifadelerin kullanılması, sadece bir haber hatası değil, toplumda şiddetin meşrulaştırılmasına kadar gidebilecek sonuçlar doğuruyor.

Amida Haber’e konuşan Eşitlik ve Kapsayıcılık Uzmanı Selen Doğan, Yerel demokrasinin bir unsuru olarak yerel medya, her türlü ayrımcılık ve şiddetle mücadele, adalet talebi ve hakların gündemleştirilmesi için en etkili araçlardan biri olduğunu söyledi.

‘Doğru bildiğimiz yanlışlar var’
Hak temelli habercilik refleksinin yerelde zayıf olduğunu vurgulayan Doğan: “Bu kası güçlendirmek için eşitlik, kapsayıcılık ve çeşitliliği gözetmek, haber üretiminde insan hakları bakış açısıyla yola çıkmak gerekiyor. Doğru bildiğimiz yanlışlar var; örneğin kadınlara haberlerde bolca alan açmak toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir yayın kuruluşu olmaya yetmiyor. O haberlerde kadınların nasıl sunulduğuna da bakmak gerekiyor. Başlıktan görsele kadar bir haberin tüm unsurlarının; cinsiyetçi olmayan, gizli veya aleni kadın düşmanlığı içermeyen, ötekileştirmeyen, toplumsal cinsiyete dayalı önyargıları beslemeyen bir anlayışla üretilmesi lazım. Bu hem basın etiğinin hem de basın hukukunun bir gereği” dedi.

‘Cinsiyet eşitliği bakış açısına sahip olmalı’
Şiddet, istismar gibi vakaları haberleştirirken tarafsız olmak adına olayın nasıl gerçekleştiğini ayrıntılarıyla yazmak, öfkeli kelimelerle fail hakkında yargı dağıtmanın gazetecilik değerlerine uymadığını ifade eden Doğan, şunları aktardı: “Yerel medyada sıkça; “ellerini ayaklarını bağlayıp 13 yaşındaki baldızına tecavüz etti”, “sapık dehşet saçtı” gibi başlıklara rastlıyoruz. Bu dil şiddeti yeniden üretir, şiddetten zarar görenleri ikinci kez travmatize eder. Medyanın cezasızlıkla mücadelenin de aracı olduğunu unutmayalım. Özellikle şiddet haberleri bence açık istihbarattır; yetkili kurumları harekete geçirecek ve zarar görenlerin haklarını gözetecek şekilde yapılmalı bu haberler. Kadınlar, çocuklar, engelliler gibi toplumda ihmal edilmiş kesimlerle ilgili haberlerde kullanılan dilin kendisi bir hak ihlali yaratmamalı, güçlendirici olmalı. Yerel haberciler her şeyden önce cinsiyet eşitliği bakış açısına sahip olmalı, temel insan haklarını bilmeli.”

‘Eşitlik, kapsayıcı bir ilkedir’
“Toplumsal cinsiyet bakış açısı sadece kadınları ve kız çocukları görünür kılmak değil, aynı zamanda, toplumda tüm ihmal edilmiş, ötekileştirilmiş kesimleri de gözetmektir” diyen Doğan, “Eşitlik, kapsayıcı bir ilkedir çünkü. Yerel medyanın hak temelli habercilik için, insanların ve tüm diğer canlıların yaşam hakkına duyarlı içerik geliştirmek için dikkat etmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Dikkat edilmesi gerekenler
Doğan, haberler yazılırken dikkat edilmesi gereken noktaları özetle şöyle sıraladı:
√ Yeniden mağduriyet yaratmayacak,
√ Mağduru tehlikeye atmayacak,
√ Çözüm önerecek,
√ İlgili kurum, kuruluş ve kişileri önlem almaya çağıracak,
√ Sorunun toplumsal çözümü için yurttaşlara farkındalık kazandıracak,
√ Devlete bu soruna dair politika geliştirmesi yönünde baskı yapacak,
√ Sorunun genel görünümüne dair arka plan bilgisi verebilecek,
√ Sorunun toplumda tekrarlanmaması konusunda basının sorumluluğunu ifade edecek,
√ Toplumu bu sorunla mücadele etmeye ikna edecek, nitelikte olması gerekir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.