Diyarbakır için ekran alarmı: 7 saati geçti

Diyarbakır için ekran alarmı: 7 saati geçti
 Muhabir
Ekran başında geçirilen süren 7 saati aştı. Diyarbakırlı Fizyoterapist Berdan İlen, artan ekran bağımlılığı ve hareketsiz yaşamın çocuklarda skolyoz, yetişkinlerde ise bel-boyun fıtığına yol açabileceğini söyledi.

AMİDA HABER - Ekran başında geçirilen süre ciddi boyutlara ulaştı. Dünya genelinde ortalama 6 saat 40 dakika olan ekran kullanım süresi, Türkiye’de 2024 Global Genel Bakış ve Türkiye Raporu’na göre 7 saat 6 dakikaya çıktı. Türkiye bu oranla dünyada 19. sırada yer aldı. 85 milyon nüfusun yüzde 86,5’i internet, yüzde 67,4’ü ise sosyal medya kullanıcısı. Yaş gruplarına göre ise süreler de değişiklik gösteriyor. 6-13 yaş arası çocuklar günde 6 saatten fazla ekran karşısında kalırken, 0-2 yaş arası bebeklerde bile ekran maruz kalma süresi yüzde 49 seviyesine ulaştı. Uzmanlara göre bu tablo hem çocukların hem de yetişkinlerin fizyolojisi üzerinde ciddi riskler oluşturuyor.

Pandemi ve çevrimiçi…

Amida Haber’e konuşan fizyoterapist Berdan İlen, ekran karşısında uzun süre kalmanın ve hareketsiz yaşamın ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirdiğini belirtti. “Günümüzde hem dünya hem de Türkiye tarihin en hareketsiz dönemini yaşıyor” diyen İlen, şunları söyledi: “Pandemiyle birlikte evden çalışma ve çevrim içi eğitim hayatımıza daha çok girdi. Bu da oturma sürelerini 8-10 saate kadar çıkardı. Yanlış oturma pozisyonları, sırt ve bel desteği olmayan koltuklar kasların zayıflamasına yol açıyor. Bunun sonucunda ağrı, kas spazmı ve dolaşım bozukluğu gibi ikincil problemler görülüyor.”

ekran.jpg

Hangi rahatsızlıklara yol açıyor?

İlen’e göre hareketsiz yaşamın en sık yol açtığı şikâyetler; sırt, bel, boyun ve kalça ağrıları. Uzun vadede ise fıtık, diyabet, hipertansiyon ve obezite gibi rahatsızlıklar gelişebiliyor.

Çocuklarda risk daha büyük

Özellikle hızlı büyüme dönemindeki çocuklarda omurga eğriliklerinin daha sık görüldüğünü vurgulayan İlen, “Omurgamızda doğal eğrilikler bulunmaktadır. İnsan vücuduna yandan bakıldığında bel ve boyun kısmı çukur, sırt kısmı ise tümsek görünür. Bu çıkıntılar omurganın doğal eğrilikleridir. Fakat bazen bu doğal eğrilikler bozulabiliyor. Bel ve boyundaki doğal eğriliğe Lordoz, sırttaki doğal eğriliğe ise Kifoz denir. Omurganın üç boyutlu yani hem öne arkaya hem sola sağa hem de kendi içinde rotasyon hareketi yapıp eğrilmesine ise Skolyoz denir. 10-15 yaş aralığında, özellikle kız çocuklarında skolyoz daha yaygın. Bunun nedeni erken yaşta ergenliğe girilmesi. Yanlış oturuş, telefon ve tablet kullanımı bu durumu hızlandırıyor. Çocuklardaki skolyozun nedenleri doğuştan gelen faktörlerden genetik hastalıklara kadar değişebiliyor” dedi.

fizyoterapi12ea.jpg

Omurgadaki bozuklukların yarattığı olumsuzluklar giderilebilir mi?

Yetişkinlerde ise yanlış postür ve kas zayıflığı öne çıktığını ifade eden ile şunları aktardı: “Yaş ilerledikçe vücudumuzun kemik büyümesi de duruyor ve bir zamandan sonra omurgada oluşan bozuklukları tedavi etmek daha zor hale geliyor fakat kişiye özel yapılan egzersiz programlarıyla omurgadaki bozuklukların yarattığı olumsuz etkilerden kurtulmak mümkündür.”

fizyoterapi12.webp

‘Harekette bereket var’

“Halk arasında ‘Harekette bereket vardır’ diye bir söz var. Ben bu sözü kullanmayı çok severim ve hastalarıma da sık sık söylerim. Hareket bizim omurgamızın asıl görevidir ve kas iskelet sistemimiz hareket etmek üzerine kurulmuştur. Hareket etmek vücudu çalıştırır, kan dolaşımımızı arttırır, hücrelerin daha sağlıklı çalışmasını sağlar” diyen İlen, ekran başında geçirilen sürenin azaltılması ve hareketsiz yaşamın önlenmesi için şu önerilerde bulundu:

• Her gün en az 20 dakika basit egzersiz yapılmalı.

• Masa başında çalışanlar her yarım saatte bir ayağa kalkıp birkaç dakika yürümeli.

• Germe hareketleriyle kaslar gevşetilmeli.

• Çocukların sırtı, beli ve omuzları düzenli olarak gözlemlenmeli.

• Okul çantaları iki omuzda taşınmalı ve gereksiz yüklerden arındırılmalı.

aile-ekran1.jpg

Aileler dikkat!

Son olarak ailelere seslenen İlen, “Lütfen çocuklarınızı fiziksel olarak gözlemleyin. Sırtına beline omuzlarına bakın, herhangi bir eşitsizlik ya da uzunluk farkı var mı diye. Çocuğunuzun ders çalışma postürünü düzeltin. Okula gittiklerinde çantalarına gereksiz kitapları koyup yük yaptırmayalım. Okul çantalarının da iki kolunu da takalım, tek bir omuza yük verdirmeyelim. Daha profesyonel bir gözlem ve analiz için bir fizyoterapiste de danışmaları çok daha güzel olur elbette” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.