Diyarbakır: Vali yardımcısı köylülerle pazarlık yaptı

Diyarbakır: Vali yardımcısı köylülerle pazarlık yaptı
 Muhabir
Diyarbakır’da enerji kurumu mahkeme kararına rağmen 330 haneli köye tek fazda enerji verdi. Destek için telefonla ulaşılan vali yardımcısı, Dicle Elektrik adına köylülerle “borcunuzu ödeyin” pazarlığı yaptı.

AMİDA HABER– Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’ne bağlı Düzova ve Yaprakbaşı mahallelerine 17 günden bu yana elektrik verilmiyor. Dicle Elektrik, yaklaşık 3 bin kişinin yaşadığı iki köyde, vatandaşların kaçak elektrik kullandığını ve borçlarını ödemediğini iddia ederek 200 milyon TL ceza kesti. Köylüler durumu yargıya taşıdı.

Geçtiğimiz ay Çınar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, enerji kesintisinin telafisi imkansız zararlara yol açacağı belirtilerek, köye elektrik verilmesini hükmetti. Ancak karara rağmen iki köye enerji verilmedi. Tepkiler üzerine Dicle Elektrik iki köye tek faz üzerinden enerji verdi.

hgjghj.jpg

Yaprakbaşı köyü sakinleri ile Dicle Elektrik yetkilileri arasında tartışmalar sürerken, Diyarbakır Vali yardımcısı destek için telefon eden köylülerle "borcunuzu ödeyin" pazarlığı yaptı. Vali yardımcısı ile köylü arasında yapılan telefon görüşmesinde ilginç diyalog yaşandı.

ghj.jpg

İşte Vali yardımcısı ile köylü arasında yapılan telefon görüşmesi:

Vali yardımcısı: O elektriği vermek zorunda. Alternatifi yok. Şunu söylüyorum. Köylü büyük oranda borcunu öderse elektrik verilecek.

Mahalle sakini: Vermiyor.

Vali yardımcısı: Sence şimdi kaç kişi ödesin? Kaç kişi ödesin? Sayı olarak sen bana 30 kişi versen enerji verilsin? İmkanı olan herkes ödesin.

Mahalle sakini: Tamam ben de sana 30 kişinin sözünü veriyorum. Yarın sabah biz valiliğe geleceğiz.

Vali yardımcısı: Valiliğe gelme gelme. Kuruma git.

Mahalle sakini: Ben gitmişim bugün ödemeyi yapıyorum. Adam enerji diyor, vermiyorum. Jeneratör verecek. Ya Sayın Valim, Kur'an bana çarpsın. Yemin ediyorum 30 kişiden fazla gitmişiz. Ya ben o zaman, bana inanmıyorsan biz yarın 30 kişi gelelim. Sen de gel paramızı ödeyeceğiz. Bize enerjimizi ver.

Birkaç tane jeneratör de yollamış, beş tane de yollamış. 30 kişi diyor ama. 30 kişi vereceğiz geldik veriyorduk de.

Bak biz yarın geliyoruz Sayın Valim sizin aracınızla gideceğiz. Orada biz parayı vereceğiz. Sen de gel orada bize yardımcı ol enerjimizi versin.

Vali yardımcısı: Bak ben şimdi görüştüm müdür beyle. 30 kişi ödeme yapsın mecbur elektrik verecek.

Mahalle sakini: Tamam. Allah razı olsun. Şayet vermezse biz yarın valiliğe geliriz.

Sayın vali yardımcım Sayın vali yardımcım ben köylüyü getireceğim. Sayın vali yardımcım biz 30 kişi geleceğiz borcumuzu ödeyeceğiz. Enerji verilmezse Köylü sonra beni öldürür. Tamam ben köylüyü bu akşam ben bu akşam köylüyü topluyorum. 30 kişi geliyoruz.

Başım gözüm üstüne, onu ilk gün de kabul ettik. Şimdi bu yargı yolu da bize kapanmasın sayın valim.

Akşam topluyoruz, 30 kişi veriyoruz. Kessin. Daha fazla da verecek. Yani ben 30'a ısrarla duruyorum.

Vali yardımcısı: Tamam bak şöyle ama bireysel olarak ödeme yapmayanların jeneratörüne el şeye trafolarına el koyacağız.

Mahalle sakini: Başım gözüm üstüne. 10 yıl günde de kabul ettik. Şimdi bu yargı yolu de bize kapanmasın Sayın Valim.

Vali Yardımcısı: Ya bak şimdi şöyle bir durum var Hadi Bey. Yargı yolunu kimse kimseye kapatamaz.

Mahalle sakini: O zaman onu da bir bak. Sayın Valim, onu kapatmasan bak onu kapatmasak, biz 50 kişi vereceğiz. Tek üç kişi vermiyor. Onlar da veriyor. Siz mahkemeye gidebilirsiniz. Ya onlar da hepsi Adam diyor yok gidemezsin. Bize imza atıyorlar.

Vali Yardımcısı: Onu sen boş ver. Onun öyle demesi ile olacak bir şey değil. Türkiye hukuk devleti, tamam mı? Kimse kimsenin mahkemeye gitmesini herhangi bir sözleşme ile engelleyemez.

Mahalle sakini: Sayın valim sabah yanı gelsek ödeme yapıp makbuzumuzu sana getirsek bizi kabul eder misiniz? Yarın yarım saat senden büyük ricam. Bak bak şimdi bugün 50 kişi vereceğim. Bugün bak yargı yolu bize kapatmasa yargı yolu. Sana söz veriyorum.

Vali Yardımcısı: Yargı yolunu kimse, yargı yolunu kimse kimseye kapatılmaz.

Mahalle sakini: E adam bana belgeyi imzalatıyor. Adam bana belge imzalatıyor.

Vali Yardımcısı: O imzaladığın belge senin yargı yoluna gitmene engel teşkil etmez.

Mahalle sakini: E sen de bize bir yazı yazabilirsin. Yani de ki yanına

Vali Yardımcısı: Yazamam. He? Yazamam. Ya da nasıl yazayım?

Mahalle sakini: O konuda müdürle görüş de ki hepsi verecek. Sen yargı yolu onlara imzalatmayacaksın. Yargı yolu imzalatırsan 30 kişi veriyor.

Vali Yardımcısı: Uzlaşma konusu bu mahkemeden onu kurum alır. Ona bir şey diyemem. Şirket politikası ama sen onu imzaladıktan sonra da mahkemeye gidebilirsin. Dersin ki, borcumu ödemek için, elektriği sağlamak için bana bunu imzalattılar. Ben de bunu mecburen imzalamak zorunda kaldım. Ama ben hakkımı savunmak istiyorum dersin.

Mahalle sakini: Şimdi sayın valinin başını ağrıttım. Allah bin kere senden razı olsun. Yarın biz sana gelirsek, o 30 kişi gidip bu parayı öderse, gelirse sonra parayı ödersek, vermezsek köylü beni öldürür.

Vali yardımcısı: Yok yok. Onu verecek ya öyle şey mi olur?

Mahalle sakini: O zaman yarın döneriz sana.

Vali Yardımcısı: Sayıyı arttır biraz, biraz daha artır. Yaptırarak gidin.

Mahalle sakini: Tamam, hepimiz gideceğiz. Sana bir lafım var. Yarın bir telefonumu aç, köylüye böyle açacağız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.