Diyarbakır’da görülmesi gereken tarihi camileri

AMİDA HABER - Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Diyarbakır, bu zengin geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Diyarbakır, tarihi dokusu, sokakları ve lezzetleriyle hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Şehirdeki tarihi camiler, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli yapılar arasında yer alıyor. Diyarbakır’a gelen ziyaretçilerin gezip görmesi gereken camileri derledik.

Hz. Süleyman Camii

İçkale’nin sur duvarlarına bitişik olarak inşa edilen Hz. Süleyman Camii, halk arasında Hz. Süleyman ve Nasiriye Camii olarak da bilinir. Şehir Müslümanlar tarafından fethedildikten sonra şehit düşen 27 sahabenin burada defnedilmesiyle, cami bir ziyaret ve ibadet yeri haline gelmiştir. Kitabelere göre, cami 1156-1179 yılları arasında Nisanoğulları döneminde Ebul Kasım Ali tarafından yaptırılmıştır. Cami, özellikle perşembe akşamları ve cuma günleri yoğun olarak ziyaret ediliyor.

Nebi Camii

Gazi Caddesi üzerindeki Dörtyol kavşağında bulunan Nebi Camii, 16. yüzyılda Akkoyunlular döneminde inşa edilmiştir. Minaresinde Hz. Muhammed'den bahseden kitabeler bulunduğundan, Peygamber Camisi olarak da anılmaktadır. Minare 1960 yılında restore edilmiştir. Camii, siyah bazalt taşlarla çevrilidir ve avlusunda geniş bir alan bulunuyor.

Ulu Camii

Gazi Caddesi’nde Hasan Paşa Hanı’nın karşısında yer alan Ulu Camii, Anadolu’nun ilk camisi olarak bilinir. İlk olarak bir Pagan tapınağı ve ardından kilise olarak kullanılan yapı, Müslümanların egemenliğine geçtikten sonra camiye dönüştürülmüştür. Camii, birçok onarım geçirmiş olup, en kapsamlı onarım Selçuklular döneminde yapılmıştır. Caminin dört cephesi, İslam’ın dört ana mezhebine ayrılıyor.

Safa/Parlı/İparlı Cami (Mizgefta Palo)

Melik Ahmet Caddesi, Kara Cami Sokağı’nda bulunan Safa Camii, 15. yüzyılın ortalarında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan tarafından yaptırılmıştır. Minaresinin yapımında kokulu bitkiler kullanıldığı için camiye “Miskli” cami denir. Minare şeritli ve geometrik süslemelerle dikkat çeker.

Dört Ayaklı Minare Şeyh Mutahhar Camii

1500 yılında Akkoyunlu Sultanı Kasım Bey tarafından yaptırılan Şeyh Mutahhar Camii, dört sütun üzerine oturtulmuş minaresi ile tanınır. Minare, Anadolu’da bu özelliğe sahip tek örnektir ve İslam’ın dört mezhebini temsil eder.

Kurşunlu Camii – Bıyıklı Mehmet Paşa Camisi

1516-1520 yılları arasında Osmanlı döneminin ilk valisi Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından yaptırılan bu cami, kurşun kaplı kubbeleriyle tanınır. Caminin minaresi, caminin kuzeybatı ucunda yer alır ve sarımsı taşlarla örülmüştür.

Melik Ahmed Paşa Camii

Mimar Sinan dönemi eseri olan Melek Ahmed Paşa Camisi, 1587-1591 yılları arasında Diyarbakırlı Melek Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Batı tarafındaki tonozu ve doğu tarafındaki taç kapısı ile diğer camilerden ayrılır. İç mekanındaki mavi çiniler oldukça dikkat çekicidir.

Behrampaşa Camisi (Mizgefta Behram Paşa)

1564-1572 yılları arasında Diyarbakır Valisi Behram Paşa tarafından yaptırılan Behrampaşa Camisi, mukarnaslı girişi ve çift revaklı yapısı ile dikkat çeker. Cami, mavi İznik çinileriyle süslenmiştir. Ziya Gökalp Mahallesi'nde, Dengbêj Evi'nin hemen yanında bulunuyor.

İskenderpaşa Camii

Mimar Sinan dönemine ait İskenderpaşa Camii, 1551 yılında Diyarbakır'da görev yapan İskender Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tek kubbeli ve kare şeklindeki caminin dört köşesi kemer biçimindedir. Minare beyaz taşlarla örülüdür.

Alipaşa Camii ve Medresesi

Turistik Caddesi üzerindeki Alipaşa Camii, 1534-1537 yılları arasında Diyarbakır Valisi Hadım Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın Diyarbakır’daki eserlerinden biri olan cami, içinde medrese, zikirhane, hamam ve bir şadırvan barındırmaktadır. Caminin revakı almaşık, diğer duvarları bazalt taşlarla örülmüştür.