Diyarbakır’da kadına şiddetin görünmeyen yüzü: Savunma da faillerin hedefinde!
AMİDA HABER - Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, Türkiye’de sadece Mayıs ayında 40 kadın cinayeti işlendi. 20 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.
Öldürülen 40 kadından 14’ü boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 2’si annelerinin baba hakkında tedbir kararı çıkarma bahanesiyle, 1'i kızını korurken, 3’ü ekonomik bahanelerle öldürüldü. 20’sinin ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.
Kadın avukatlar da hedefte!
Diyarbakır’da ise Mayıs ayında kayıtlara bir kadın cinayeti geçti. Cinayete ya da şiddete maruz bırakılan kadınlara destek olan kadın avukatlar da zaman zaman bu şiddetten nasibini aldı. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde çoğu zaman, mağdur kadın haber konusu olurken, Amida Haber olarak bu kez kadına şiddet davalarını takip eden kadın avukatlara objektifimizi çevirdik. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Burcu Korkmaz, kollukta, duruşmalarda yaşadıklarını anlattı.
Avukatlık bir dönem bölgede revaçta bir meslekti, istediğiniz meslek miydi, neden avukatlık?
Daha çok mağdur savunuculuğu yapmak, şiddet görmüş kişilerin hakkını savunabilmek, kadınlarla omuz omuza olabilmek, mağdurları yalnız olmadığını hissettirebilmek adına avukatlık mesleğini seçtim. Yargılamadan ziyade savunma ayağında olmak için hukuk daha cazip geldi.
'Erkeklerin mobbingine maruz kalıyoruz'
Diyarbakır’da kadın avukat olmak zor mu? Müvekkilinizin haklarını savunmak dışında ne ile mücadele ediyorsunuz?
Açıkçası çok boyutlu bakmak gerekiyor. Şiddet faillerinin dışında müvekkil adaylarının ve aynı zamanda son zamanlarda eril zihniyete sahip erkek avukatlar tarafından bir dışlanma, mesleğini yeteri kadar iyi yapamadığına dair iddialarla çabalamak gibi başlıklarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Eril zihniyette olan bir erkeğin size bakışı, bu mesleği yeteri kadar cesurca yapamayacağınız yönünde oluyor. Erkekler tarafından her ne kadar müvekkil avukat ilişkisi kurulsa da iş yaparken, davaları takip ederken belli bir mobbinge maruz kalma durumumuz da oluyor.
Her 10 dosyayın 7'isinde hakaret...
Sizler daha çok kadına yönelik şiddet dosyalarına bakıyorsunuz. Dava takip süreçleri içerisinde, dava süreçlerini takip ederken fail tarafından nelere maruz kalıyorsunuz?
Kadın şiddet dosyalarını gönüllü takip ettiğimizde çok yönlü bir ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Hem yargılamanın unsurları tarafından hem kolluk tarafından oluyor hem de sizin bahsettiğiniz şiddet faili tarafından baskıya, ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Her 10 dosyadan 6-7’sinde şüpheli sanık tarafından tehdide maruz bırakıldığımız ya da hakarete maruz bırakıldığımız çok fazla oluyor. Kadın hakları merkezinde dört yıldır aktif gönüllü olarak çalışıyorum ve aldığım her dosyada hemen hemen bir şey yaşadım. Direkt tehdit olmasa da tehditvari konuşma, şiddet mağduru kadının yanında olduğunuz için sizi yıldırmaya çalışma ve bunu da eril bakış açısıyla, üstten bir şekilde yapıyorlar.
"Bana 'Aileyi yıkan avukat' diyorlar"
Aldığınız dosyaların hemen hepsinde bir şey karşılaştığınızı ifade ettiniz. Daha önce yaşadığınız ve çok etkilendiğiniz bir olay var mı, bize anlatabilir misiniz?
Şiddet mağduru bir kadının dosyasının takibini yaparken, adam tarafından telefondan arandım. Bu huzuru ve sükunu bozma suçu oluyor ama üst üste arandım. Daha sonrasında açtığımda da beni öldürmekle tehdit etti. Bu mesleği yapıyor olmamla kadının “aklını çeliyor”um. Şiddet faili, kadının tek başına herhangi bir karar vereceğine inanmadığı için birinin onun “aklını çeldiğini” düşünüyor. Bu nedenle kendisinin böyle bir durumun içerisinde olduğunu ileri sürerek bu kişinin de ben olduğunu düşünerekten öldürme tehdidinde bulundu. Başka bir ilde yaşıyordu ve “Yolda olduğunu, Diyarbakır'a gelip beni de şiddet mağduru kadını da öldüreceğini” söyledi. Daha sonrasında ben hemen savcılığa şikâyette bulundum. Şikâyet başvurusunda bulundum ve ben mağdur kadının dosyasını takip ederken bir anda müştekinin yanında ben de müşteki sıfatında dosyaya katıldım ve orada ciddi bir şekilde savunma hakkım engellendi. Bu tehditle mağdur olan kadının dosyasını sonuna kadar takip etmek, onun haklarını savunabilmek, şüphelinin indirimsiz cezaları alması için tüm hukuki yolları tüketebilecekken bir avukat olarak müşteki olduğum için orada avukat olarak temsil edemedim. Şiddet faili Google'da beni aratmış. Genellikle kadın dosyalarına baktığımız için de aklında şöyle kodlanmış “Aile yıkan Avukat”. Benim bu yönde çalışmalarım oluyormuş.
Erkek meslektaşları da mobbing uyguluyor
Kadın avukatların maruz kaldığı tehdit ve mobbingleri, erkek avukatlar da yaşıyor mu yoksa sizin kadın olmanızdan, “zayıf” gördüklerinden kaynaklı yaşadığınız bir sorun mu?
Bunların hepsinin de her şeyden ziyade, bizim mesleğimizden öte görerek bir kadın olmamızdan kaynaklı yaptıklarını biliyoruz. Erkek meslektaşlarımıza bunu yapma cesaretinde bulunmadıklarını çok net görüyoruz. Bir erkek avukatı tehdit etmek zorken kadın avukatı tehdit etmek üzerine hiç düşünmüyorlar, avukat olmasını dikkate dahi almıyorlar. Kadın olması yeterli oluyor. Hele ki kadın haklarını savunan, bu alanda çalışan, mücadele eden bir kadın avukat olduğumuzda, tabiri caizse eril zihniyette olan erkeklerin işte “Feminist avukat” söylemiyle daha çok tehdide maruz kalabiliyoruz.
Diyarbakır’da kadın cinayeti: Sokakta başından vuruldu!
Bağışıklık kazanıyorsunuz...
Çok fazla şiddet, taciz, tecavüz ve mobbinge maruz kalmış kadının dosyasını alıyor ve takip ediyorsunuz. Bu dosyaları incelerle psikolojik sağlığınızı nasıl koruyorsunuz?
İlk zamanlar daha çok etkileniyordum diyebilirim. Ancak zamanla daha fazla dahil olduğunuzda ister istemez bir bağışıklık kazanıyorsunuz ve bu bağışıklıkta o psikolojik olarak yıpranmayı biraz düşürüyor diyebilirim. Psikolojik olarak çocuğa karşı istismar dosyaları, kadına karşı cinsel saldırı dosyaları, katledilen kadınların dosyaları, şiddet öyküsü olan kadın dosyaları ister istemez insanın hayata karşı demotive ediyor. Hayata karşı, dosyaya değil. Ben ve arkadaşlarım şu yönden kaygılıyız. Psikolojik açıdan bakarsak şiddet öyküsüyle gelen kadınlara biz avukatlar hukuki destek veriyoruz. Aynı zamanda onlara doğru bir psikolojik açıdan yaklaşmamız gerekiyor ki bizim de herhangi bir tahribatımız olmasın ya da kadın üzerinde bir baskı hissetmesin, rahatlayabilsin. Bunları psikolojik açıdan kadına yansıtabilmemiz gerekiyor. Hepimiz avukat olduğumuz ve böyle bir eğitiminiz olmadığı için böyle bir kaygı taşıyabiliyoruz. Yani biz de kadının yıpratmayalım. Biz kadına güç verdiğimizi psikolojik açıdan hissettirelim diye bu yönde bir kaygımız olabiliyor. Şiddet mağduru kadınlara nasıl yaklaşılır? Psikolojik açıdan neler yapmak gerekir? Nasıl temas etmek gerekir? Buna dair eğitimler alarak kendimizi alanda geliştirmeye çalışıyoruz.
'Tehdit edildiğimiz dosyalara daha güçlü katılıyoruz'
Takibini yaptığınız dosyalarda şiddete, tehditte ve mobbinge maruz kalıyorsunuz. Yaşadığınız bu olaylar sizi yıldırıyor mu, geri çekildiğiniz dosya var mı?
Elimizi attığımız her kadının bir taciz, şiddet öyküsü oluyor maalesef. Şiddet öyküsünün verdiği psikolojik yorgunluk evet olabiliyor. Bizde öfke artmasına, daha çok mücadele etme isteğine, her kadına ulaşabilme, her şiddet mağduru kadına elimizin değme isteğini arttırıyor. Mücadelemizi, motivasyonumuzu düşürmektense arttırıcı bir unsur olarak geliyor. Bunun dışında da şiddet faili tarafından bize yönelik yapılan tehditler, hakaretler, iftiralar bizi yıldırmadan ziyade tam aksine daha çok o dosyaya sarılmamıza, daha çok hak ettiği cezayı alması için mücadele etmemize yol açıyor. Hiçbir şekilde şiddet faillerini tehdidi, hakaretleri hatta fiziksel şiddete varacak şekilde ki davranışları bizi yıldırmaya yetecek güçte değil. Hiçbir kadın avukat ben tehdit ediliyorum, bu nedenle bu dosyaya bakmak istemiyorum gibi bir başvuru bize olmadı. Tam aksine tehdit edildiğini gördüğümüz dosyalarda kadın avukatlar birden fazla kadın avukat görevlendirerek o dosyada biraz daha kadın menfaatine baskıyı arttırmak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki bir avukata böyle tehditler yöneten şiddet faalinin, mağdur kadına neler yapabileceğini tahmin edebiliyoruz. O yüzden bu dosyalar daha çok dikkat ettiğimiz dosyalar oluyor.
Kadın avukatları koruyan bir mekanizma yok!
Duruşma öncesinde, esnasında veya sonrasında avukatları koruyan bir mekanizma var mı? Mahkeme öncesi failin veya ailesinin size yönelik saldırılarında kolluk kuvvetinin tavrı nasıl oluyor?
Özellikler biz avukatları koruyan bir mekanizma yok. Kamu görevlisi olarak görüldüğümüz için şiddet ve tehditlere karşı kamu görevlilerine karşı işlenen suçlardan yargılanıyor. Sorunlu geçeceğini düşündüğümüz davalarda, öncesinden adliyeden koruma talebinde bulunuyoruz. Onun haricinde zaten adliye polisleri bulunuyor o durumlarda müdahalede bulunuyorlar. Şu ana kadar kolluk kuvvetinin aksi bir tavrı ile karşı karşıya kalmadık. Baroya başvurduğumuz zaman bizim iletişim ve büro adreslerimiz baro tabelasında yazılıyor. Oradan ulaşmak isteyenler hem bize hem de telefon numaralarımıza ulaşabiliyor. Adliye içerisinde kolluk kuvvetin gerekli önlemleri alırken, adliye dışında bizi koruyan herhangi bir mekanizma yok. (Zelal Sinayiç)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.