‘Ücretli öğretmenlik eğitim kalitesini düşürüyor!
Hamza Özçelik
Türkiye’de 17-18 Haziran 2023’de 3 milyon 527 bin 443 öğrenci Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sınavında ter döktü. 4 Haziran 2023’de ise Liseye geçiş sınavı (LGS) 1 milyon 30 bin 195 öğrenci girdi. Ülkemizde depremden dolayı birçok öğrenci mağdur oldu. Depremden etkilenen ve öğrencilerin mağdur olduğu şehirlerden biri de Diyarbakır’dı. 2022 yılında 90 bin öğrencinin katıldığı YKS sınavına bu yıl 190 bin öğrenci, LGS’ ye ise 34 bin 523 öğrenci girdi. ÖSYM’nin verilerine göre Türkiye genelinde başarı sıralamasında geride kalan Diyarbakır, yüzde 79 ile 14. sırada bulunuyor.
‘Örgün eğitimde Diyarbakır’daki oranlar düşük’
Özgür Haber olarak bizde Diyarbakır’daki eğitimde istenilen başarının elde edilememesinin başlıca sebeplerini eğitimci Veysi Fida sorduk. Diyarbakır’ın yüzde 79 oranında başarının somut olmadığını yanıltıcı olduğunu belirten Fida, “ÖSYM sitesinde 14. Sıradayız, kazanma yüzdesi yüzde 79 ama önemli olan nitelikli mesleklere bakmak lazım. Çünkü o kazanma yüzdesinin içinde açık öğretim ve baraj kalktığı için sıradan bölümler de var. Önemli olan örgün eğitimde ele tutulur bölümlerin olması. Maalesef örgün eğitimde de Diyarbakır’da oranlar düşük. Diyarbakır’da tıp, diş hekimliği, mühendislik, mimar ve hukuk kazanan kaç öğrenci var buna bakmak lazım. Yüzde 79 yanıltıcı olabiliyor ”dedi.
‘MEB’in kararı olumlu’
Milli Eğitim Bakanlığımın yeni aldığı kararları olumlu bulduğunu ve bunların sonuçlara da pozitif yansıyacağını söyleyen Veysi Fida, “Milli Eğitim Bakanlığı devamsızlıktan ve derslerden kalmayı kaldırmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni aldığı kararlarda devamsızlıktan kalma ve derslerden kalma geri geldi, bu öğrencilerin derslere ve okullara yoğunlaşması için olumlu bir adım oldu. Okullarda yüzde 50 ortalama ile geçince sınıfı geçiyordun, bunun derslere indirgenmesi güzel oldu. Devamsızlıktan kalma kalktığı için öğrenciler okula gelmiyor, okuldan kopuyordu. Özellikle meslek liseleri boşalmıştı, son sınıflar okula gitmiyordu. Şimdi ise devam zorunluluğu olduğu için öğrenciler okula gitmek zorunda kalır, derslerden kalma olduğu için derslerine daha sıkı sarılırlar. Bunlar olumlu ve pozitif yönde etkiler diye düşünüyorum” diye ifade etti.
“Diyarbakır’da yeteri kadar derslik yok”
Diyarbakır’da yeterli derslik sayısının olmadığını vurgulayan Eğitimi Veysi Fida şunları söyledi;
“Deprem çok etkiledi maalesef, hem deprem hem de deprem önce korona öğrencilerin sağlıklı bir eğitim almasına engel oldu. Bir diğer ve en önemli sebeplerden biri de Diyarbakır’ın sosyoekonomik durumu. Diyarbakır’da okullaşma oranı çok az (derslik sayısı az ve yetersiz) olması, derslikler çok kalabalık. Okullar da her sınıfta ortalama 45 öğrenci var. Buda öğrencilerin sağlıklı bir eğitim almasına engel olur.
“Ücretli öğretmenlik bu işin en büyük sıkıntısı”
Öğretmen sayısında yetersizlik var, özellikle kırsal alanlar da ücretli öğretmenlik daha yaygın olduğu için öğrenciler yeterli eğitimi alamıyor. Kırsal alanlar da branş dışı görevlendirmeler var. Üniversite’de başka bir bölümden mezun ama ücretli öğretmenlik yapıp sınıflar da ders anlatıyor. Bunun öğrencilere bir faydası olmaz. Ücretli öğretmenlik bu işin en büyük sıkıntısı. Bir öğretmenin atanması için hem branşında iyi olması lazım hem de KPSS’de ağır bir sınava tabi tutularak yeterliliği ölçülüyor ama ücretli öğretmenlikte hiçbir kriter göz önünde bulundurmadan aynı işi aynı görevi veriyorlar. Dolayısıyla nitelikli bir öğretmenin elinde yetişemeyen, branş dışı bir öğretmenden eğitim alan öğrenciler istediği başarıyı elde etmesi çok zor. Bundan dolayı da öğrenciler arasında farklılıklar oluşuyor.”
‘Mesleklerin sayısala kaydırılması yanlış’
Ülkemizde son yıllarda önü açık mesleklerin çoğunun sayısal bölüme kaydırılması yanlış olduğunu söyleyen Fida, “Türkiye de eskiden sayısal, eşit ağırlık, sözel bölümlerin meslekleri vardı. Son zamanlar da ise çoğu meslekler sayısala kaydırıldı. Şuanda Türkiye’de sözel bölümü öğrencileri nerdeyse kalmadı. Çünkü öğrencilerin tercih edebileceği bir bölüm kalmadı sözelde. Sözel bölüm kalmadığı için muhakeme gücü zayıf insanlar yetişiyor. Sözelci bir öğrenci sırf güzel bir bölüm için sayısala gidiyor ama yeteneği olmadığı için yapamıyor. Diyarbakır’da çok büyük bir geometri ve matematik sıkıntısı var. Okuduğunu anlama problemi var. Öğrencilerin en büyük handikabı kitap okuma alışkanlığının olmaması” diye konuştu.
Türkiye’de ve Diyarbakır’da ki eğitimin daha iyi olması için önerilerini sıralayan Veysi Fida şunları sıraladı:
- 4+4+4 sorgulanması gerekiyor.
- Öğrencilerin sabah 8 öğlen 3’e kadar okulda tutulması, yaklaşık 8 saat öğrencilerin ders görmesi büyük bir yanlıştır. Çünkü kesinlikle bir öğrenci 8-9 saat ders hazır bir şekilde ders görme durumunu sağlayamaz. Öğrencilerden sağlıklı bir geri dönüşüm alamayız.
- Tekrar ediyorum derslik sayısı yetersiz, derslik sayısının çoğaltılması gerekiyor.
- Öğretmenlerin yeterliliği ölçülmesi lazım. Örneğin bir okulda aynı branştan iki öğretmeni var birinin öğrencisi başarılı birinin başarısız bunu göz ardı etmemiz lazım.
- Milli eğitimin birinci dönem ve ikinci dönem olmak üzere her dönem en az bir defa merkezi sınav yapıp seviyelere bakılması lazım. Çünkü yeteri kadar ders anlatmayan öğretmenler var.
Son zamanlar da iyi öğretmen seçme var bu en büyük yanlışlardan demek ki işini iyi yapamayan öğretmenler var. Siz iyi öğretmen arıyorsanız demek oluyor ki kötü öğretmenler var. Milli eğitimin sınavlarla bunları ölçmesi gerekiyor.
- Bir diğer husus özel öğretimin de desteklenmesi lazım. Kurslara kötü ve önyargılı bir bakış açısı var. Kurslar ek takviyeli eğitim veriyor. Öğrencilerin gelişmesine fayda sağlıyor. Özel okullarla olan arayı kapatmaya yardımcı oluyor. Özel okula 100 bin veremeyen bir celi, kursa 15-20 bin vererek o arayı kapatmaya çalışıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.