Gerçek işsizlik oranı araştırması yapıyorum siber alemde...
Çoğu haber %30-%40 oranlarından bahsediyor.
Resmi açıklamalar ve haberler birbirinden çok uzak...
Şeffaf ve güvenilir bir ortam var mıdır?
İşsizleri savunan tek bir parti yok...
Oysa ancak işsizlerin oyunu değiştirebilirsiniz, istihdam ehli maaşıyla yetindiği için oyu kolay kolay değişmez, kendi rengine göredir!
İşsizlerin örgütlenecek, sendikalaşacak kadar bile desteği yok, kimsesi yok, duyan yok, cebinde parası yoksa tüm dünya dahi sağır kesilir işte böyle bir zümreye...
Yakarsa dünyayı işsizler yakar, yakacak da, bundan sonra ülkelerde tüm devrimler işsizlerden gelecek, milyonlarca işsiz alçak sistemlerin başındaki hainlerden ve bu haksızlığa susan nice işlilerden, dişlilerden, fişlilerden hakkını söküp alacak, kurdukları yeni düzenlerde tüm düşmanlara ve susanlara bedelini ödeyecek, dünya oraya doğru gidiyor, nice ülkelerde işsizler toplanmaya, gettolaşmaya başladı.
Diplomasız işsizler hep sindirildi, diplomalı işsizleri sindiremeyecek kimse, çoğu bilinçli, reyleri, eylemleri dünya gündemlerini belirleyecek.
Birçok ülkede işsizler partisi iktidara gelecek, dünyanın en büyük sorunu haline geldikçe, en büyük isyanlar buradan fışkıracak...
Bu ülkenin eksiği işçi partisi değil işsiz partisi...
İşsizlerin partisi olsa en az %20 oy alırdı, hiçbirşey yapmayıp sadece işsizliği bitirmeye odaklansa bile...
Nice işsiz intihar ediyor, cezaevlerindeki çoğunluk hep işsizler, açlıktan ve donmaktan korkup suç işleyen, içeri girenlerden bahsediyor dünya haberleri her gün...
Sonra da neden güven yok suç yok diyorlar, işsizlik ve fakirlik çoğaldıkça suç öyle çoğalacak ki, sonunda ülkeler yıkılacak...
En mutlu ülkeler işsizin ve fakirin olmadığı ülkeler, Diyarbakır neden en mutsuz şehir seçildi, işsizliğin en yoğun olduğu şehir olduğu için...
İşsizin hakkı dişlinin yanına kalmayacak mahşerde dahi, birbirini içeri torpille sokan haramzadeler iki cihanda mutlu olamayacak, dünyada da nicesine kaza bela olup hastalık olup geri dönecek...
Adalet yoksa, işsizi, garibanı savunan yoksa bir ülkede suç artık bulaşıcı bir hastalık haline gelmiş demektir.
Ali Babacan, Selahattin Demirtaş, Kemal Kılıçdaroğlu gibi liderlere en büyük tavsiyemiz işsizlerin sesi olmaları, milyonlarca işsizin desteğini alıp işsizlik sorununu çözen hem başa gelecek hem başta kalacaktır.
Öğrenci olmayan Z kuşağının da çoğu işsiz, gelin sesi olun milyonlarca öfkeli yüreğin, olun ki onlar da sizin sesiniz olsun, yoksa ne milyonlar ne de siz, bu kötü düzen böyle devam edecek!
İyi düşünün...
Seçim öncesi işsizliğe dair kesin çözümlerinizi millete sunun!
Partilerinizi bu işe yoğunlaştırın...
TBMM komisyonunu izliyorum bu yazıyı yazarken, birçok sorun dile getiriliyor, gündemde sadece işsizlik sorunu yok, bu ana soruna değinen de son birkaç yıldır, sadece yüzeysel değiniyor.
İşsizliğe çözüm olacak tekbir proje yok siyasada, şimdiden birçok projeyi hazırlayan Ali Babacan beyden bile henüz bir proje duyamadım!
Bu en önemli meseleye çözüm olanın desteği milyonlar olacak, öylesine konuşana da, yüzeysel değinene de kimse destek vermez!
İşsizler siyasanın alayından daha akıllı, çoğu çift diplomalı, iş alanları olmadığından, bir avuç istihdama da bu sistemde giremediğinden, ki hepsi girse bile azalma %1 olur ancak, özetle devletin fabrikaları, üretim tesisleri olmadığı için işsizler...
Başa gelecek hükümet, devlet eli ve kontrolüyle fabrikalar, üretim tesisleri açmak zorunda, Almanya, Hollanda, Ukrayna, Rusya gibi dünyaya bile tarımı, hayvansal ürünleri ihraç edecek güce erişmek zorunda bunun başka yolu yok!
Nüfus 100 milyona yaklaşırken, sadece iyi yönetmek yetmez! Üretmek zorundayız! Milyonlarca üretici yetiştirmek zorundayız!
Çin gibi telefonumuzu, tabletimizi, arabamızı, makinelerimizi üretip bağımsızlaşmak zorundayız...
Adaletle, hukukla, kuvvetler ayrılığı ile taçlandırmalıyız...
Yol belli... Yürüyecek var mı?