Türkiye Cumhuriyeti yaklaşık 50 yıldır Kürdistan İşçi Partisi ile sürdürdüğü bir savaşta çok önemli bir noktaya vardı. 1984 yılından bu güne Cumhuriyet hükümetleri sorunu silah, şiddet ve anti demokratik uygulamalar ile çözmeye çalıştı. Tıpkı daha önce Ağrı da, Dersimde, Zilan da olduğu gibi. Türkiye’de Cumhuriyet hükümetleri bugüne kadar bu sorunu hep bastırma ve asimilasyon politikası çerçevesinde ele aldıkları gibi, zaman zamanda keskin bir inkarcılığa varan bir politika izledi. Kültürel kimliklerini unutmaları veya kamu alanında hiç görülmeyecek biçimde gizlemeleri ve hapsetmeleri koşuluyla, Kürtlere siyasal eşitlik olanağı verildi. Buna aykırı davrananları milletvekili dahi olsa hapishanelere koydu. Bölgenin ekonomik ve sosyal gelişmesinin Kürt kimliğinin tanınması taleplerini geliştirecek olmasından bilinçli bir biçimde uzak durdular.

Ancak Dünyada ki gelişmeler, iletişim araçlarındaki gelişmeler, sorunun artık şiddet ve silahla çözülmeyeceğini herkese açık bir şekilde gösterdiği gibi sorun uluslararası boyutlara ulaştı. Artık sorunun çözüme kavuşturulmasında herkes hem fikirdi.(Ulusalcılar hariç) Türkiye Milliyetçi kanadının Lideri Devlet Bahçeli nin çağrısı, PKK’nin Kurucu Önderi Abdullah Öcalan ın bu çağrıya olumlu karşılık vermesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ın da bu çağrılara verdiği mesajlar ile muhalefet partilerinin de destek vermesi sonucunda, PKK 12 Mayıs 2025 tarihinde yapmış olduğu açıklama ile 12. Kongresinde almış olduğu karar ile PKK’nin fesih edildiğini açıkladı. Alınan karar önemlidir. Ve bu karar tüm Türkiye halklarına hayırlı olsun.

Kürt sorunu, sadece Kürtlerin değil tüm Türkiye halklarının sorunudur. Aynı zamanda barış isteği, sadece Kürtlerin talebi değil tüm Türkiye halklarının talebi haline gelmişti. PKK almış olduğu karar ile halklara daha iyi bir yaşam sunmak için sürdürdüğü silahlı mücadelesini, onların talebi doğrultusunda barışa destek vererek gösterdi.

Ve bugün bir dönem sona erdi

Kürt halkı, yaklaşık 50 yıllık uzun bir yürüyüşe, destek verenlere, bu süreçte yaşamını yitirenlere, bu süreçte bedel ödeyenlere ve hayallerinden asla vazgeçmeyenleri saygı, sevgi ve minnetle anmalıdır. PKK, Kürt halkının direniş hafızasında silinmeyecek izler bırakarak tarihsel misyonunu bitirdi.

Bu gün itibari ile yeni bir dönemdeyiz..

50 yıllık mücadelenin getirdiği fikirler ile gelişen halk ve Kürt siyaseti, özümsediği bilinç ile geleceği kuracak bir bilinç düzeyine ulaşmıştır. PKK’nin ruhu Kürt halkında adalet arayışında, yaratıcı özgürlük düşüncesinde yaşamaya devam edeceğinden kimse kuşku duymamalıdır. Kürt halkı ve Kürt Siyasetçiler PKK nin 50 yıla sığdırdığı ulusal değer ve kültürle yönünü belirlemelidir.

50 yılı aşkın bir süredir yaşamımızın her alanında olan PKK artık hayatımızda yok. Bizlere kendi TV leri, sosyal medya hesapları üzerinden perspektif sunan, kentlerimizde illegal çalışmalar yürüten PKK birimleri olmayacak.Artık aldığımız bilinç ve kültürle baş başayız. Bu süreçte demokratik siyaset birimleri, 50 yıllık siyasetin getirdiği kültürle ülkede ve bölgede yeni yaşamı demokratik yönetimi, barışın dilini, yeni mücadele biçiminin inşasına aldığı bilinç ve kültürle demokratik siyaset bayrağını zirveye taşımalıdır.Ve tüm demokrasi güçlerinin görevi, ülke genelinde demokratik toplum inşası temelinde, demokratik mücadele döneminin görevlerine sahip çıkmalıdır.

Aynı zamanda PKK önderliğinin Kürt ve Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik ulus anlayışını, Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsemesini kabul edilmelidir

Legal siyaset içerisinde hem kimlik, hem ulusal bilinç hem de üretim ve ekonomik süreçler birlikte yürütülmelidir. Bu süreçleri yürütecek insan kaynağı Kürtlerde fazlasıyla vardır. Önemli olan siyaset kurumlarımızın bu süreçleri iyi organize etmesidir.

“Bu süreçte halk olarak neyi ne kadar hak edip etmediğimizi de bu süreçte göreceğiz.”

Daha demokratik, daha özgür, daha mutlu bir yasam için mücadele daha yeni başlıyor.